PARLEMENTER SİSTEMİN GÖTÜRDÜKLERİ
Ahmet Necdet Sezer daha evvel Yargıtay ve daha sonrada 1988- 1998 yılları arasında tam on yıl Anayasa Mahkemesi Başkanlığını yapmıştı.
O tarihlerde şimdiki gibi Reisicumhur seçimi olmazdı, derin devlet kimi
işaret ederse parlamento bir karar alır, o kişiyi reisicumhur olarak seçer ve halkın
başına geçirirdi.
Ahmet Necdet Sezer hiç bir şeyden haberi olmadan Anayasa Mahkemesi Başkanlığından
emekli olmuş ve evinde otururken bir haber gelmiş ve kendisinin reisicumhur
olması istenmiştir.
Öyle ya bu ülkede Reisicumhur olmak için siyasete girmeye de hiç gerek
yoktu.
Askerler Ahmet Necdet Sezer’i korumaya aldılar, evinin etrafında nöbet
tutmaya başladılar. Bu uygulama Ahmet Necdet Sezer Reisicumhur seçilinceye
kadar devam etti.
Açıkça arz edeyim birazda sevinmiştim. Nihayetinde Anayasa Mahkemesi
Başkanlığını yapmış bir hukukçunun Reisicumhur olması o günün şartlarına göre
belki daha faydalı olabilirdi.
Çünkü daha evvel genelkurmay başkanları Reisicumhur olurdu. Bu uygulama
artık bir gelenek haline gelmişti. Bir genelkurmay başkanı, eğer ömrü veya
hizmeti bir kazaya uğramasa Reisicumhur makamı onun için çantada keklik idi.
Asker dizgini elinden kaçırmamak için bu yolu her zaman tercih etti. Başbakan,
bakanlar sivil olabilirdi amma Reisicumhur ise mutlaka asker olmalıydı, Çünkü
askerin başbakana ve hükumete emretmesi böyle bir uygulama ile mümkün
olabilirdi.
Derin devlet bu sefer Anayasa Mahkemesi başkanlığını yapmış ve emekli olan
Ahmet Necdet Sezer’i tercih etmişti. Halkın itirazını durdurmak için böyle bir
yola başvurdular. Nihayetinde bir sivil Reisicumhurumuz olacaktı. Halk bu durum
karşısında tamamen çaresizdi ve buna razı olmaktan başka da bir seçeneği yoktu.
Ecevit’in Başbakanı olduğu parlamento Ahmet Necdet Sezer’i oylama yaparak
Reisicumhur olarak kabul etti, Parlamento da alkış tufanı koptu. Güya milleti
temsil eden milletvekilleri işte böyle bir halde idiler.Millet iradesinin
dışında bir karar almışlardı. Kemalizme göre bu meşru bir seçimdi, Hani, cumhuriyet
halkın iradesiydi.
Ahmet Necdet Sezer de bu koltuk benim hakkım olamaz, beni halk seçmedi
demedi. Gururla göğsünü gere gere parlamentoda Atatürk İnkılapları üzerine
yemin ettikten sonra bu ülkenin en başköşesine oturdu.
Ahmet Necdet Sezer, Çankaya köşkünde adeta Mustafa Kemali temsil eden canlı
bir heykel gibiydi.
Amma bir gün Reisicumhur Ahmet Necdet Sezer ramazan ayında bir kadeh suyu
eline alarak bütün milletin gözü önünde su içiyordu. Ahmet Necdet Sezer’in oruç
tutup tutmaması kendisini bağlar ve neden oruç tutmuyorsun diye hiç kimse
sitemde bulunamaz, kim bilir belki kendine göre mazereti olabilir veya İslam’a
da inanmayabilir. Ancak halkı Müslüman olan bir ülkede bir Reisicumhurun aleni
olarak kameraların karşısında bu hareketi yapması elbette hoş karşılanmaz ve
yadırganır en azından halkının inancına hürmet etmesi gerekir. Ahmet Necdet
Sezer bu hareketi ile Kemalizme olan vazgeçilmez bağlılığını ve ilkelerini
hatırlatmıştır. Her ne ise o da bir fani olarak bir gün mutlaka hesabını Allah'a
verecektir.
Bir toplantı esnasında kendisini o makama taşıyan Başbakan Bülent Ecevit’e,
Reisicumhur Ahmet Necdet Sezer Anayasa kitapçığını fırlatarak "bu
anayasayı hiç okumuyor musun?” diye kameraların önünde büyük bir hakarette
bulunmuştu.
Zavallı Ecevit bu olaydan sonra ne hale düşmüştü. Milletin önünde perişan
bir hale gelmişti. Ağzından şu cümleler dökülmüştü. Ahmet Necdet Sezer’i kast
ederek eli ayağı titrer bir halde "NANKÖR KEDİ” diyebilmişti.
Bu olaydan sonra o akşam dolar fırladı ve ekonomi alt üst oldu.
Reisicumhurun o hareketinin bedelini, halk çok ağır bir şekilde ödemek zorunda
kaldı.
Meclis açılırkenmilletvekili seçilen başörtülü Merve Kavakçı da Ecevit’in
hışmına uğradı.Başörtülü olduğu için bu kadını dışarı atın ve haddini bildirin
diye emir verdi. Merve Kavakçı yemin edemedi ve milletvekili olamadı. Bunları ancak
yaşayanlar bilir.
Ahmet Necdet Sezer'in gücü Ecevit'e, Ecevit'inde gücü Merve Kavakçı’ya
yetmişti
Demokrasinin vazgeçilmezi olan parlamenter sistemde
yaşanan bu acıklı hikâye şimdilik burada sona erdi. Haydi kalın sağlıcakla..