Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.67
Gram Altın
2435.99
BIST 100
9905.53
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Ocak 2023

​Parlamenter Sistem veya…

Parlamenter sistem demek bürokratik oligarşi demektir.

Millet İttifakı, bürokratik oligarşiyi daha açık ifadesiyle, sistemin boşluklarını kullanarak devlet gücünü belirli bir zihniyetin emrine veren despot bürokratların hâkim olduğu düzeni geri getirmek istiyor.

Altılı masanın gizli ve açık bileşenlerinin geleceğe dair istikrarlı şekilde dile getirdiği en net vaat, karşısına bir alternatif koyamadıkları Cumhurbaşkanlığı Sistemini kaldırıp “Parlamenter sistemi” geri getirmek üzerine.

Politik aktörlerin veya bir araya gelmiş/ getirilmiş insanların, ortaya koydukları program ve vaatleri o birlikteliğin gayesini de gösterir.

Politik arenada kavganın sonucu; kimin daha iyi yalan söylediği, ne kadar iyi manipülasyon yaptığı ve algıları kimin daha iyi yönettiğiyle belirleniyor.

Gerçekler bu zihniyet için hiç önemli değil. Bir yandan da çok absürt.

Bürokratik oligarşinin patronu CHP dışında, o masanın diğer bileşenleri, parti veya düşünce olarak, hükmünü sürdürdüğü dönemde bürokratik oligarşinin gazabına uğradığını iddia eden kişiler!

Bir insan zulmünü yaşadığı bir düzeni neden geri getirmek ister ki?

Parlamenter sistem denilen şey, koalisyonların, tesir edilip güdülebilen zayıf bir liderlik, kısır bir karar alma mekanizması ve hem içerde hem dışarda korkak bir politika yürütmenin adıyken neden bu ısrar?

Sadece şu sekiz on yıldır “bağımsız ve milli bir politika yürütülüyor ve bu bağımsız politikaların sonucu da her alanda ciddi üretim, gelişme ve güç elde ettik” denildiğinde, “kısa bir süre dışında yetmiş yıldır iktidarda hep sağ partiler vardı.” cevabını veriyorlar ya; Bürokratik oligarşi nedir anlatayım biraz.

Parlamenter sistem bürokratik oligarşi düzenidir. İktidarda kim olursa olsun bazen bir kaç askeri bürokrat, bazen birkaç yüksek yargı bürokratı, bazen de “medyatik bürokrat” iktidarı istediği gibi sigaya çeker, ifadesini alır ve yanlış politika yürüttüğü için “balans ayarı !” çekebilir parlamenter sistemde.

Buna, yaşanmış binlerce örnek verebiliriz. Ama çok geriye gitmeye gerek yok. 15 Temmuz öncesi Ak Parti iktidarda olmasına rağmen yaşanmış şu hadise aklı olan ve vatan-millet kaygısı çeken herkes için güzel bir misal.

Bu topraklara aidiyeti olan her insan evladının gurur duyduğu İHA-SİHA-Akıncı ve en son olarak da insansız uçak Kızıl Elma’nın mimarı Baykar Makinanın Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar anlatıyor:

“2009 yılında taktik İHA prototipini yaptığımızda aylarca uçurabilmek için pist aradık. Pistler devletin, hava sahası devletin ama biz pist aradık. Bir şekilde pist ayarlandı, rekorlar kıran deneme uçuşu yapıldı ama uçuşu gözlemlemek için gelen askeri heyetteki bazı askerler bundan rahatsız oldu. İşi tartışmaya döküp genel müdürümüz Haluk Bayraktar’ı gözaltına almaya kalktılar. Bundan sonra Bayraktar TB2’nin envantere girmesini 4 yıl geciktirdiler. Mehmetçik bir taraftan canı pahasına terörle mücadele ederken, maalesef birileri de gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde, milli teknolojinin Mehmetçiğimize destek olmasını engelleme çabası içindeydi.”

İktidarda Ak Parti - Recep Tayyip Erdoğan var ve bu bahsettiğimiz hadise 8-10 sene önce oluyor. Çünkü bürokrasi yoluyla öyle sirayet etmişler ki memleketin damarlarına, iktidarda olsanız da muktedir olamıyor, ülkeniz için hayırlı bir iş yapmanız engelleniyordu.

Geçmişte Savunma sanayiimiz, üretilen silahlar, üreten mühendisler ve fabrikasıyla birlikte havaya uçuruldu mesela. Füze üretmek istenildi, yaktılar, araba üretildi durdurdular, uçak üretildi üreteni cezalandırıp fabrikasını soba fabrikasına çevirdiler.

Bunları yapanlar, bu millete değil de karanlık mihraklara hizmet eden, belli bir zihniyete sahip iktidar ve bürokratlardı.

İttifakın bileşenlerinin savunduğu ve karşı çıktığı şeylerle, yakın durdukları ve düşmanlık sergiledikleri neredeyse her mesele, milletin inanç ve değerleri, vatanın da çıkarlarıyla çatışıyor.

Üstelik ne mevzuattan anlıyorlar ne yasadan ne de ülke yönetmekten…

“Mutabakat yoksa karar da yok” diyorlar. Yani ittifakın bileşenlerinden bir partinin veto ettiği bir karar uygulanamayacak. Kritik atamalardan yatırım hamlelerine, alınacak her karar ittifakın bileşeni olan yedi parti tarafından oy birliğiyle karar alınırsa gerçekleştirilecekmiş.

Bu açıkça ülkenin işleyişini felç edeceğiz beyanıdır.

Bırakın altı başkanlı sistemi, geçmişte iki- üç partili koalisyonlarında bile aylarca ve yıllarca yönetim zafiyetiyle siyasi ve ekonomik olarak ülkemizi felce sürükleyenler oldu.

Üstelik dile getirdikleri “eşbaşkanlı yönetim” hem halkı kandırmak bakımından hem de yasal olarak mevcut hukuka ve ahlaka aykırı. Adeta sivil darbeyle siyasi oligarşik vesayet rejimi kurma itirafı.

Bu “Biz iktidar olursak ne yapacağımızı bilmiyoruz tek bildiğimiz Abdülhamid’in gitmesi gerektiği” sözünün bugüne yansımasından başka bir şey değil. Abdülhamid Han’ı indirenlerin sloganlarını da boşuna kullanmıyorlar zaten.

Güçlü Türkiye istemiyorlar. Güçlü, refleksleri iyi, ülkesinin çıkarlarını savunan ve özellikle bölgemizde oyun kurmak isteyen emperyalist güçlere direnebilen bir iktidar istemiyorlar.

Çünkü emperyalist güçler bunu istemiyor!

Batının rotasını çizdiği yolda “iktidar” mücadelesi yapmak denir buna. Bu mücadeleyi kazanamayacaksınız.

Allah vatanı milleti muhafaza etsin.