Park Eylemi Olmaktan Çıktı
Eğer Tayyip Erdoğan'ın İsrail'i özür dilemeye mecbur bırakmasını Siyonistlerin sindirdiğini, bunu unutabileceklerini düşünüyorsanız yazının devamını okuyup yorulmayın.
Siyonist Yahudilerin dünya ölçeğindeki medya organlarının bu özürden hoşnut olduğunu ve bu özrü 'olmuş bitmiş' bir şey olarak gördüğünü düşünüyor iseniz yine bu yazıyı okumayın, çünkü okumakla sadece yorulmuş olacaksınız.
Yeryüzünün en kindar milleti Yahudilerdir,
Günü atlatmak için de takiyye dahil her yola başvururlar, Makyavelli'i mezarında fırfır döndürecek kadar ultramakyavelistleşirler.
Bu kirli özellikleriyle dünya medyasını ellerinde bulunduruyorlar Siyonistler.
Uzağa gitmeye gerek yok, kendi medyamıza bakalım,
İsrail Filistin'i bombaladığında,
Gazzeli bebeleri öldürdüğünde,
Sivillerin başına evlerini yıktıklarında medyamızın halini hatırlayın.
Bir de Filistinlilerin sapanla attıkları taşlardan sonra,
Ya da Filistinlilerin yaptıkları saldırılar sonrasında medyamızın manşetlerine, başlıklarına ve haberlerine bakınız, kimi "muhafazakar" medya da dahil, hepsinin başlıkları benzer:
Filistinliler barış istemiyor!
En son hatırladığım şu başlık kime ait olabilir sizce:
"Filistinliler barışı sabote ediyor!"
En hafif başlık buydu. Bu başlık muhafazakarların haberiydi, neyi muhafaza ediyorlarsa artık.
Bizde (gerçi muhafazakar medyada Yahudi yandaşlığı yok) hal böyleyken, İslam düşmanı Batılı medyaya bir de islamobofiyayı ekleyin alın size gül gibi Yahudi medyası.
Bunu niçin mi anlatıyorum?
Suriye 100 bini aşkın insanını kaybettiği bir süreçten geçiyor.
Irak'ta ABD işgali yaşandı 2 milyon insan katledildi,
ABD'nin CNNint'i başta olmak üzere Bati medyası Gezi parkına gösterdiği bu ilgiyi ne Suriye ne de Irak'a gösterdi.
Düşünebiliyor musunuz?
13 kişilik savaş muhabirini hiçbir savaşa göndermeyen CNNint Gezi Parkı eylemleri için 13 savaş muhabirini Taksim'e ve diğer illere gönderdi.
CNNint'ten basın ahlakını bekleyecek kadar ahlakı anlamsız bir fantezi görmüyoruz, lakin bu ahlaksızlığın sebebini de bilmek hakkımız.
Yahudi medyasına değinmemin sebebi bu.
Yazıma başlarken söylediklerimi yenilersem Yahudi Medyası ile ilgili söylediklerimiz netleşir.
Eğer Tayyip Erdoğan'ın İsrail'i özür dilemeye mecbur bırakmasını Siyonistlerin sindirdiğini, bunu unutabileceklerini sanıyorsanız yazının devamını okuyup yorulmayın.
Siyonist ve Yahudilerin dünya ölçeğindeki medya organlarının bu özürden hoşnut olduğunu ve bu özrü 'olmuş bitmiş' bir şey gördüğünü düşüyor iseniz yine bu yazıyı okumayın, çünkü okumakla sadece yorulmuş olursunuz.
Yahudi medyası bu yayınlarıyla dindar olan Tayyip Erdoğan'ı bu dindarlığı üzerinden Hıristiyan dünyaya diktatör gibi gösteriyor, çünkü:
R. Tayyip Erdoğan, dünya siyaset baronlarının elinde oyuncak olan BM'in yapısına, işleyişine bu ağırlıkta ve haklılıkta isyan eden tek liderdir.
R. Tayyip Erdoğan medeni dünyanın çöktüğü ekonomik krizde ülkesini güvenli sahillere taşıyan tek liderdir.
Çünkü R. Tayyip Erdoğan bir başbakandan fazla bir şeydir.
Batının korktuğu şey Tayyip Erdoğan'ın bir başbakan değil, parti genel başkanı değil, cumhurbaşkanı da değil, Tayyip Erdoğan'ın bir lider olduğu gerçeğidir, hem de bölgesinin, coğrafyasının lideri.
İslam dünyasında şu ana kadar Malezya'dan-Makedonya'ya kadar 7 ülke Tayyip Erdoğan'a destek mitingi hazırladı. Batılıların bunu hoş karşıladıklarını düşünecek kadar saftrik olduğumuzu düşünen saftrikin dibidir.
Batı bu yüzden, "gerekirse Ak Parti kalsın, ama Tayyip Erdoğan gitsin" diyor.
Baktılar ki bu muhalefet sittinsene bir baltaya sap olamayacak kendileri 'görev' ifa ediyor. Yoksa Gezi Parkı ağaçları Dersim'i yerle bir eden Sabiha Gökçen'in adına yapılan Havaalanının ormanlarından da mı kıymetliydi?*
Göreceksiniz,
Faiz lobisi ülkedeki ulusalcı faşistlere eylemin sürmesi için baskı yapacak, ulusalcı faşistler de Gezi Parkı eylemcilerine eylemi sürdürmeleri için baskı yapacak. peki, tutar mı?
Korkarım ki evet.
Ama gelin görün ki tam da KOÇ ortaklığının 5.7 milyar dolara aldığı ihalenin iptal edildiği günlere denk geldi, tesadüf ya!..
Hatay'dan yurda sızan çok donanımlı 100 kişilik özel timin sessiz sedasız yok edildiği günlere denk gelmesi de tesadüf!..
Sayın başbakanın çok görkemli karşılandığı ABD ziyareti sonrasına denk gelmesi de tesadüf!..
Ve olayların başbakan Tayyip Erdoğan'ın yine bir Ortadoğu ziyaretine denk getirilmesi de tesadüf! Ne tesadüf!?!
Ha,
Bu arada tesadüfe, uğura, şansa ve Kılıçdaroğlu'na asla inanmıyorum.
Twitter: @ahmetay_
* Dün (14.06) Dersim Müşkilesinin başlamasının yıl dönümüydü, kaç Hüseyin Aygün, kaç Kemer Genç'ten çıt çıktı, bırakın Kılıçdaroğlu'nu, Ferhat Tunç'tan var mı ses? Duymadım da,
Ha,
Gezi Parkı ağaçları, anladım, direnişe devamu2026
