Dolar (USD)
32.54
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2426.02
BIST 100
9718.72
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Aralık 2022

Paris Neden Karıştı?

Geçtiğimiz Cuma günü Paris’te bulunan Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne düzenlenen silahlı saldırıda 3 kişi ölmüş 3 kişi de yaralanmıştı. Saldırının ardından 69 yaşında bir şüpheli gözaltına alınmış ve ertesi gün yüzlerce kişi PKK paçavralarıyla Cumhuriyet Meydanı’nda toplanarak Paris karıştırdı.

Yukarda özetleyerek verdiğimiz bu olayın görünen kısmında iki gayri meşru yönü bulunmaktadır. Önce görünen kısmı üzerinde kısaca duralım.

Birincisi, batılı ülkelerde göçmenlere veya yabancılara karşı negatif bir algı olduğunu birçok kez yazmıştık. Nitekim son zamanlarda Avrupa merkezli bazı yayın kuruluşların internet sitelerinde, göçmen karşıtı yazılar okuyordum.

Bu nedenle Paris’te yaşanan olayların benzerini Türkiye’de yaşamamak için 21 Aralık’ta ‘’Göç Konusu’’ başlığıyla bu konuya dikkat çekmiştim. İlginçtir yazımızdan sadece 2 gün sonra Paris sokakları karıştı.

Geçen haftaki yazımızın bir paragrafında şöyle demiştik: ‘’Avrupa’da göçmenlerle ilgili yapılan değerlendirmelere baktığımızda genelde tek taraflı değerlendirmeler görürüz. Sadece göçmenler ciddi bir sorun gibi takdim edilir. Hâlbuki esas sorun, bazı Avrupalıların farklı kültürlere karşı negatif bir önyargıya sahip olmalarıdır.’’ (21 Aralık Milat)

Tam da belirttiğimiz gibi bu yazımızdan sadece 2 gün sonra, göçmenlere duyulan nefret neticesinde saldırı gerçekleşti. Bu saldırının hem hukuken hem vicdanen hiçbir haklı temele dayanmadığının altını özellikle çizmemiz gerekir. Ahmet Kaya Kültür Merkezi yerine bir camiyi de hedef alabilirdi.

İkincisi, PKK sempatizanlarının Paris sokaklarını ateşe vermesinin de PKK’nın Fransa’da barınabilmesinin de hiçbir hukuki ve vicdani dayanağı yoktur. Fransa, yıllarca PKK terör örgütüne verdiği desteğin sonuçlarını yaşıyor ve ders almazsa yaşamaya da devam edecektir.

***

Buraya kadar anlattıklarımız olayın görünen kısmıyla ilgiliydi. Şimdide gelelim bu olayın görünmeyen kısmına.

Avrupa’da yapılan değerlendirmelere baktığımızda, Fransa’da yaşanan olayları sadece bir saldırganın eylemi üzerinde okuduklarını görüyoruz. Böyle okumanın haklı nedenleri olsa da meseleyi tam olarak anlamada son derece yetersiz kaldığını düşünüyorum. Zira Paris’te yapılan saldırının ardından yaşanan olayların zamanlaması oldukça manidardır.

Çünkü Macron, Paris’te yaşanan olaydan kısa bir süre önce, şöyle bir açıklama yapmıştı: ‘’Ukrayna’daki savaşı durdurmak için Batı, Rusya’ya güvenlik garantisi vermesi gerekir.’’ (5 Aralık Euractiv)

Macron’un açıklaması İngiltere ve ABD’de ciddi bir rahatsızlığa neden olmuş ve Macron’u ‘’Rusya’ya taviz vermekle’’ suçlamışlardı. Akabinde Macron’un ABD’ye yaptığı resmi ziyaret sırasında Fransız televizyon kanalı TF1’e verdiği mülakatta: ‘’Avrupa, gelecekteki güvenlik mimarisini hazırlaması gerekir’’ dedi.

Bu açıklamadan kısa bir süre sonra, bu saldırı gerçekleşti ve Fransa kendini büyük bir kaosun içinde buldu. Açıkçası bütün bunların tesadüfi olmadığını düşünüyorum. Çünkü geçmişte de Macron ‘’Avrupa kendi ordusunu artık kurmalıdır’’ açıklamasından hemen sonra ‘’sarı yelekliler’’ hareketi başlatılmıştı.

Macron ne zaman ‘’Avrupa’nın güvenliği’’ lafını ağzına aldıysa, peşinde mutlaka Paris karışmıştır. Sizce bütün bunlar tesadüf olabilir mi?