Pardon mu denilecekti?.
Değerli okurlarım, TBMM'de, Irak-Suriye Tezkeresinin görüşmeleri yapıldı. Görüşmeler sonrası yapılan oylamada da, Tezkere oy çokluğuyla kabul edildi.
Efendim Tezkirenin Genel Kurul aşamasına baktığınızda, muhalefet kanadında pek bir şeyin değişmediğini görüyorsunuz. Konuşmalarda, verilen oylarda hep aynıydı.
Sanki, seçimler yeni geçmedi. Sanki, vatandaş iktidar görevini Cumhur İttifakına vermedi. Sanki, Recep Tayyip Erdoğan milletin çoğunluğunun desteğini almadı.
Adam Meclis Kürsüsüne çıkıp, hâlâ büyük büyük laflar ediyor. Yahu azıcık ders alınır. Hepsinden önemlisi, insan biraz olsun yapıcı muhalefet olmak için uğraşır.
İşte Görüyorsunuz... "İstemezükcü" muhalefet anlayışı, bugüne kadar size birşey kazandırmadı. Aksine kaybettirdi.
Bu yüce millet, milli duruşu olan, yapıcı muhalefeti hak edeli çok oldu.
Tezkereye "hayır" diyenlerin muradı ne?...
Tezkerenin, Genel Kurul görüşmelerini izlerken, "hayır" oyu vereceklerin konuşmalarını biraz daha dikkatli dinledim.
Terörle mücadelemiz için, önemli olan bu Tezkereye "hayır" demeyi nasıl izah edeceklerdi? merak ettim doğrusu...
Değerli okurlar, CHP, Tezkerenin içindeki bir cümleye takılmış. Onun üzerinden izah etmeye çalıştı "hayır"ı...
YSGP'nin gerekçeleri, HDP'nin bir zamanlar dillendirdiği gerekçelerle aynıydı.
Merak ettiğim bir başka konuda: Tezkereyi yüksek perdeden eleştirenler... Acaba İktidarın "Pardon" diyerek, Tezkereyi geri çekmesini mi bekliyorlardı?
Eğer böyle bir beklenti vardıysa, bu beklenti boş bir beklentidir. Çünkü... Devletin bütün katları, terörü bitirmeye hedeflenmiş ken, pardon mardon denilmez.
