Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Temmuz 2022

Parçalı bulutlu bir muhalefet ve CHP

Her toplumda şu veya bu şekilde daima iktidarlar olmuştur. Dolayısıyla demokrasi, sadece seçimle iktidarı tayin etmekten ibaret olmayıp, aynı zamanda seçimler yoluyla muhalefeti de belirlemektedir.

Bir ülkenin politik haritasında, dik bir muhalefetin olması siyaset ve demokrasi açısından önemlidir.

Dik ve ayakları yere basan, daha yerli ve omurgası sağlam bir muhalefet, tabiidir ki mevcut iktidarı, ülkenin yararına olacak şeylerde sürekli teşvik ve motive eder.

Demokrasinin iyi işleyebilmesi için, her şeyden önce bir ülkenin veya devletin, kuruluş felsefesi ve ulaşılması öngörülen kısa-orta-uzun vadeli milli hedefleri üzerinde bütün siyasi partilerin uzlaşmış olmaları gerekmektedir. Bu durumda partilere düşen görev, ülkeyi bu hedeflere sevk edecek ve götürecek yolları, metotları ve stratejileri bulmak, tespit etmek ve toplumu bunlara ikna etmekten ibarettir. Partiler arasındaki farklılıklar yol, metot ve stratejilerde, farklı düşünmek-muhalif olmak meşru ve demokratik bir haktır.

Dolayısıyla siyasi muhalefet, bir çalışma alanı olarak, birçok disiplinin kesişim noktasında yer almalıdır. Sosyoloji, psikoloji, sosyal psikoloji, örgüt psikolojisi, antropoloji, hukuk, yönetim bilimleri ve insan kaynakları yönetimi bu disiplinlerden bazılarıdır.

CHP, maalesef bütün bu disiplinlerden bihaber, son yıllarda sergilediği manzara, siyaset ve sosyoloji bilimlerinde tez olmaya aday bir konu olmuştur.

Siyasi muhalefetimizi temsil eden CHP, devlet zoruyla toplumu kamusal bir kafesin içerisine yerleştiren, o kafesin içerisinde toplumsal kozmoloji inşa eden, kendi bölme ve ayırma sistemini oluşturarak toplumu kategorize eden ve kendi düşüncesi dışında kendi kamusalları dışındaki bütün kamusallıkları reddeden faşist bir anlayıştır.

Bu çıkış, özünde ayrımcılık yatan bir çıkış olmakla birlikte geçmişte toplumsal önyargılar ile sosyal mühendisliklere hazırlık kokan bilinçli uygulamalardır.

Yıllarca bilerek ve programlı bir şekilde başörtü ve değerler düşmanlığı üzerinden siyaset üreten bir realitedir CHP.

Eski Türkiye kalıntıları ve alışkanlıkları ile sözcükler üzerinden toplum zihninde iktidar kuracaklarını zan ediyorlar. Sonrasında “Başörtüsünü kabul ediyoruz ama türban siyasi bir mesaj içermektedir” kalıplaşmış demeçlerin arkasına saklanmalar vs. vs...

CHP hiç değişmedi. Tarihimizi ve kültürümüzü vagonu 50 kuruştan satan ve 28 Şubat madalyonlarının arka yüzü CHP, bundan sonrada hiç değişmeyecek.

Yeni kazılan siperlerde yeni kurşun askerler bir halt beceremeyince eski tüfekler siperlere marş! Marş!

Eski tellal ve berberlerden biliriz. Yıllarca nursuz nurların ekranlara taşıdıkları ikna odalarından ve kurşun asker Alemdaroğullarından CHP’nin kırmızı çizgilerinin neler olduğunu bu millet çok iyi biliyor.

Geçmişte, ahlaki ve hukuki hiçbir meşruiyeti olmayan başörtüsü yasağını savunan tellallar, kendi siyasi/ideolojik düşünceleriyle çağdaşlık adı altında medeniyet pazarlamaya, kendilerine ters düşen kesim üzerinde yıllarca baskı kurmaya çalıştılar.

Medya ve oligark bürokrasinin desteğiyle sürdürülen bu yasak, yıllarca “laiklik elden gidiyor!”, ”türban siyasi simgedir!”, “irtica hortladı!” gibi asılsız gerekçelerle toplum nezdinde korku yaratılarak meşrulaştırılmaya çalışılmıştı.

Kulağa hoş gelen sosyal demokratlıktan helalleşmeye evrimleşen CHP her şeye rağmen aynı tas aynı hamam.

Yine deneyecekler. Farklı siperlerde, dışlayıcı, kutuplaştırıcı, ilkel ifade ve saldırılarla.

Türkiye uzun yıllardır ağır bedeller ödeyerek bu zihniyetle mücadele ediyor.

Ve CHP hiç değişmedi, bundan sonrada hiç değişmeyecek.