Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 May 2024

Parayı bastıran aday olabilmeli mi?

Ak Parti seçim sonuçları masaya yatırmak için birbiri peşi sıra araştırmalar yapıyor. Öncelikle partili milletvekilleri Kızılcahamam’da kampa girecek, ardından belediye başkanları… Altılı masanın beş yıldır yönettiği büyük şehirleri devralmak için yola çıkan Cumhur İttifakı, enflasyon ve geçim sıkıntısı cenahından aldığı darbe ile büyük bir hayal kırıklığı yaşadı.

Fakat birazcık araştırınca asıl hayal kırıklığının parti kadrolarındaki yozlaşma ve rüşvet odakları olduğu ortaya çıkıyor. İktidar partisi her zaman cazibe merkezidir. Aday olmak isteyen yerel yöneticiler, beldelerine kaynak sağlamak için öncelikle iktidar partisinden aday olmak ve seçilmek isterler. Bu olmayınca diğer partilere kayarlar.

31 Mart seçimleri öncesinde de öyle oldu. Aday adayları önce Gazze’ye destek için bir bağışta bulundu, ardından parti için istenen meblağı yatırdılar. Fakat Ankara’nın yolunu tutunca aday olmak için bunların yetmediği anlaşıldı. Genel Başkan’ın bir ve birkaç basamak daha altında olan yöneticilerin açık açık rüşvet talepleri vardı.

***

Anadolu’dan bir örnek vermek istiyorum. Daha önce iki dönem belediye başkanlığı yapan bir aday adayı ön ödemeleri yapıp, kendisi gibi İmam-Hatip kökenli olan Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ile görüşünce ümitlendi. Gelen raporlar da şanslı olduğunu gösteriyordu. Fakat alt kademelerden gelen rüşvet talebi onu frenledi. O da başka bir partiden aday oldu ve kazandı.

Ondan önceki başkanın seçilemeyeceği anlaşılmıştı, Ak Parti genel merkez yöneticileri de bunu biliyordu. Ancak bu başkan parayı bastırınca yeniden aday oldu ve kaybetti. Yaklaşık 8 – 10 milyon rüşvet vermiş, bir o kadar da seçim kampanyası için harcamıştı. Küçük ilçelerde bu konular herkesin bildiği birer sır olarak dilden dile dolaşıyor.

Bir başka konu da adı “yüzde 10”cuya çıkan belediye başkan adayları… O beldede ne iş yapılırsa yapılsın başkana yüzde 10 verilmesi adeta bir gelenek haline gelmiş. Belediye ile iş yapan herkes bunu biliyor. Bu başkanlar savaşta ganimetten pay alan Osmanlı paşaları gibiler. Avrupalıların alışkanlık haline getirdiği yöneticiye yüzde 20 pay olayını zaten kaçırmıyorlar.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanı olduğu dönemde, açık yapılan bir İSKİ ihalesinde yabancılardan kendisine verilmesi gereken bu yüzde 20’nin de indirim olarak fiyattan düşülmesini istemiş ve düşürmüştü. Erdoğan’ın en büyük mücadelesi hayatı boyunca hep rüşvetle mücadele oldu. Partide görev alanlar bunu bildiği halde yine de para hırslarını yenemiyorlar. Onları diskalifiye etmek de parti yönetimine kalıyor.

Daha Kızılcahamam kampına bir hayli zaman var. Ak Parti de araştırmalarına devam ediyor. Ancak bence öncelik genel merkezde kümelenmiş rüşvetçilerin tespit edilerek acilen partiden uzaklaştırılması şart. “Önce ahlak ve maneviyat” geleneğinden gelen bir ekolde bu asalakların yaşamasına ve sistemi bozmasına izin verilmemelidir.

Üç seçimi birden geride bıraktık. Bu seçimlerden alınan derslerle Ak Parti eski reformcu kimliğine geri dönmeli. Başta fonksiyonunu yitiren yüzde 50+1, muhtarlık ve seçim sistemi gibi birçok konuda kendisini ve sistemi yenilemelidir. Önce reform ve değişimle parti bir ahlak abidesine dönüştürülmelidir… Türkiye’nin kurtuluşu buradadır.