PARALEL BİR DİN DAYATIYORLAR
1400 yıllık ilim, irfan, hikmet birikimi ve dini olan İslam, “Arap dini, uydurulmuş din” diye (Haşa!) değişik azgın güruhlar tarafından yaftalanıyor. Beyinleri ve fikirleri sorunlu bu azgın güruhlar, tüm olumsuz gelişmelerden İslam’ı sorumlu tutuyor, kaynaklarını sorguluyorlar. Kürt gençlerine “Zerdüştlüğü”, Türk gençlerine de “Şamanizmi, Gök Tengriciliği” “kök ruhunuz ve asıl dininiz budur” diye “paralel din” olarak dayatıyorlar. İslami omurgayı çökertmek niyetindeler.
Özellikle PKK çevresi ısrarla “Kürtler, kılıç zoruyla İslam’a geçti, Müslümanlar Kürtleri kıyımdan geçirdi” yalanlarıyla ve siyasi kirli algı operasyonlarıyla Kürt gençliğini İslam’dan soğutmaya, “Zerdüştlük” inancına ait “Avesta” kitabını beyinlere enjekte etmeye çalışıyorlar. İslam dinini reddediyor, dini ritüeller ile dalga geçiyorlar. Her platformda Zerdüştlüğü ön plana çıkarıyorlar.
Türkçü ve ulusalcı görünümlü belli bir çevre de özellikle milliyetçi ve ülkücü Türk gençliğine “Şamanizm ve Gök Tengriciliği” kök Türk dini olarak dayatıyor. Türk milliyetçisi gençlerin milliyetçi duygularını okşayıp, “İslam Arap dini ve emperyalizmidir, Muhammed Arap soyudur, sen Türk oğlu Türksün, Şamanizm ve Gök tengricilik kök dinindir” diyerek ( Haşa! ) dinimizi ve Peygamberimizi aşağılıyorlar. “Türklük ve Türkçülük için olan savaşımız, yüce Türk milleti bile diyemeyen Arap aşığı yobaz topluluğu millet ile sonuna kadar sürecek” diye insanlarımıza, dinimize ve Peygamberimize hakaret ediyorlar. İslamsız bir Türkiye ve Türk gençliği yaratmak için misyonerlik faaliyetinde bulunuyorlar.
Tabi ki atalarımızın İslam öncesi dinlerini veya geleneklerini inkar edip, hakaret etmeyeceğiz ama hak dini İslam ortadayken Türklükten ve Kürtlükten İslam’ı çıkarıp, bugün geçerliliğini yitirmiş söylemlere de gençlerimizi yani geleceğimizi de kurban vermeyeceğiz. Yüce Allah ayetlerinde ırksal üstünlüğü kesin bir dille yasaklamıştır. İslam’a değil de ata dinlerine sarılanlara inkârcılık uyarısında bulunmuştur.
Yüce Allah Bakara suresi 170. Ayetinde “Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!” derler. Peki, ama ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı( onların yoluna uyacaklar)? diye buyurarak İslam’ı değil de atalarının dinini seçenleri uyarmıştır. İslam dini ırkçılığı yasakladığı ve geçit vermediği için ırkçı ideolojiler İslam içerisinde gelişip, yeşeremiyor. İslam düşmanı ırkçı beyinler, dış istihbarat servisleri ile işbirliği halinde gençlerimizi İslam’dan soğutmaya; Arap dini diyerek İslam’dan koparmaya çalışıyorlar.
Önce İslamiyet’i reforme etmeye çalıştılar, Türkçe ibadeti, Türkçe ezanı dayattılar, İslam’ın Türk kültürüne uyarlanmasını istediler. Fakat İslamiyet’te bu isteklerin ve ırkçılılığın yeri olmadığını görünce, toplumu İslam’dan uzaklaştırmayı da beceremeyince, İslamiyet’i sorgulamaya ve tartışmaya açmaya başladılar. Özellikle Tengriciler; “İslam dininde var olduğumuz müddetçe kendi öz Türklüğümüz olmaz, varlığımız tehdit altında olur” savını yazılı ve görsel yayınlarla yayıyorlar. Panel ve konferanslar düzenliyorlar.
Özellikle son dönemlerde Twitter ve Facebook hesaplarında çığ gibi büyüyen bir İslamsız Türkçü ve Kürtçü akımlar var. İslamiyet’i sorgulayan kişiler, internette ve kitaplarda edindikleri yanlış ve ideolojik bilgiler neticesinde dinden çıkabilmektedir. Oysa Türk olsun Kürt olsun Türkiye vatandaşı insanlar geleneksel olarak dindar insanlar topluluğudur, İslam’la özdeşleşmiştir ve İslam’dan ayrılmayı en sevgiliden ayrılma olarak görmektedirler.
İslam’da Gök Tanrı dinine, Şamanizm’e veya Zerdüştlüğe Allah’ın kitabı ve emirleri ile sünger çekilmiştir. Bu ülkenin başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere kurumlara ve din adamlarına gençliğimizi dininden, milli ve manevi değerlerinden uzaklaştırmaya çalışan bu misyonerlik faaliyetleri karşısında büyük bir sorumluluk düşmektedir. Rahmetli Erbakan hocanın dediği gibi “Bir milletin asıl gücü; tankı, topu, uçağı değil imanlı ve inançlı gençliğidir.