Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Aralık 2016

Para Oyunları

Kıymetli dostlar. Güç denklemindeki önemli kalemlerden biri de ekonomik kapasitedir. Bir ülkenin can damarını ekonomisi oluşturur. Ekonomi zayıflatıldığı zaman her türlü hastalığa karşı bağışıklık sistemi çöker. Dolayısıyla ülkelerin sağlık belirtileri ekonomilerinin gücüyle paraleldir. Bir ülke siyasi anlamda zayıflatılmak isteniyorsa önce damarları yani ekonomisi zayıflatılır. Ekonominin de ana damarından birini finans piyasaları oluşturmaktadır.

Finansal piyasalar ve reel sektör birbirini destekleyen piyasalardır. Reel sektöre kaynak aktarımını finans piyasaları yapar. Paranın merkezinde bulunan finansal piyasalara yapılan saldırılar ekonomiyi içten çökerten hamlelerdir. Finansal spekülatif saldırılar bir soğuk savaş stratejisidir.

Ülkemize yapılan terör saldırılarının, canlı bomba eylemlerinin ve medya gücü ile yapılan algı operasyonlarının bir hedefi de kitle psikolojisi oluşturarak devlete olan güveni azaltıp faize ve dövize hücum şeklinde ekonomide bir kriz oluşturma çabasıdır. Birçok AB ülkesinin 15 Temmuz sürecinde ülkemizi yalnızlaştırma, kendi iç sorunlarıyla uğraştırmak ve terör olaylarıyla gündemi meşgul etme çabalarıyla spekülatif ataklarını hızlandırarak finansal saldırılarını artırdılar. Kredi derecelendirme kuruluşları da yaptığı not açıklamaları ve raporları ile ülkemizin üzerindeki bu saldırıların zeminini hazırlamaktadırlar.

Geçmiş yazılarımda küresel sermayenin tetikçilerinden George Soros'un 1992 yılında ERM krizi olarak adlandırılan süreçte yaptığı finansal operasyonlar ile yaklaşık 1 milyar dolar kar ettiği konusuna değinmiştim. Bu konu hakkında detaylı bir bilgi vererek küresel sermayenin özellikle son dönemlerde ülkemize düzenlediği ekonomik operasyonları anlamaya yardımcı olacağını düşünüyorum.

AB ortak para birimi Euro'ya geçmeden önce Avrupa Döviz Kuru mekanizmasını kullanıyordu. Bu mekanizmada AB'de AB üyesi ülkelerin döviz kurları bir bant içerisinde dalgalanıyordu. Buna yarı sabit bir döviz kuru da denebilir. Yani çok ciddi bir artış yada azalış olmadan dar bir bantta dalgalanmasına müsaade ediliyordu. Bundan sonraki aşama da tek bir para birimine geçiştir. Yani markın sterlin karşısında değeri bellidir. Artı eki minimal bir değişim gösteriyor. 1990'ların başında İngiltere'deki ekonomik veriler kötü gelmeye başladı. 1992'de İngiltere bir resesyona girdi. Bu resesyonla birlikte İngiltere diğer AB ülkelerine nazaran rekabetçi avantajını kaybetti. Rekabetçi avantaj kaybedilince otomatik olarak döviz kurunun yani para biriminin eğer kaybetmesi gerekirken bu sistem gereği poundun mark karşısında değeri bellidir. Yarı sabit bir döviz kuru var. Yani rekabetçi gücü düşünce olması gereken para biriminin değer kaybetmesi gerekirken değer kaybetmiyor. Çünkü daha önceden belirlenmiş bir seviye var. Bu durumda İngiltere merkez bankasından beklenen hamle ya faizleri artırması yönünde ya da elindeki bütün döviz stokunu piyasaya sunarak kurun o seviyede kalmasını sağlayacağıdır. Bu durum tıpkı köpek balıklarının kan kokusunu aldıklarında o noktaya hücum ettiği gibi spekülatörlerin de o noktaya yönelmesine yol açtı.

Peki, spekülatörler ne yaptılar? İngiltere'den İngiliz finans sisteminden borç alarak herhangi bir yatırıma dönüştürmeden alman markına çevirdiler. Çok hacimli bir pound dan Alman markına geçiş yaptılar. Bu noktada sterlinin değeri düşmesi bekleniyordu. Bunu bilen spekülatörler sterlin alıp marka çevirdiler. Bu noktada İngiltere MB ilk başta olaya çok fazla müdahale etmek istemedi. Ancak bir yerde bu alım satımların hacmi arttıkça mecburen yaklaşık 27 milyar poundu piyasaya sundu. Bunun karşısında yine döviz kurunu sabit tutamayınca İngiltere Avrupa döviz kuru mekanizmasından çıktığını ve İngiliz sterlinini dalgalanmaya bıraktığını ilan etti. Böyle olunca İngiliz sterlini değer kaybetmeye başladı. Değer kaybetmiş bir para biriminden borçlananların sterlin cinsinden borçları sabit kalsa da mark cinsinden borçlarının değeri düştü. Dolayısıyla mark bazında çok ciddi karlar elde edildi. Bu ekonomik operasyonların önde gelen isimlerinden biri de George Soros'tur. George Soros bu tarihten sonra İngiltere Merkez Bankasına diz çöktürüp ağlatmış spekülatör şeklinde ünvan yapıyor. O dönemde İngiltere MB kasasındaki yaklaşık 44 milyar sterlinin 27 milyarı akıp gitmiş bir de üstüne döviz kuru çok ciddi bir tokat yemiştir.

Not: Dünyada oluşturulan yeni düzende Türkiye oldukça önemlidir. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan "Türkiye küresel bir güçtür" dedi. Bundan rahatsız olanlar en zayıf halkaya saldırılar düzenliyorlar. Ülkemizde yastık altı paraların yüksek olması ve bunların ekonomiye kazandırılmaması nedeniyle düşük görülen tasarruf oranları bahane edilerek ülkemizin kredibilitesini (güvenilirlik) düşürmeye çalışıp yurt dışına döviz çıkışını hızlandırmak, iç piyasanın da kar iştahı ile doların değer kazanmasını artırarak ülke ekonomimizi zayıflatmaya hatta çökertmeye çalışıyorlar. Bize düşen ülkemize sahip çıkmaktır.