Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.59
Gram Altın
2961.23
BIST 100
9877.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Ekim 2018

Papaz operasyonu Kaşıkçı’ya havale

FETÖ ve PKK terör örgütlerine yardım ve yataklık eden Evangelist ajan Papaz Brunson’u serbest bırakarak memleketine gönderdik. Mahkeme’nin verdiği 3 yıl 1 ay 15 gün cezanın verildiği Brunson, daha davanın Yargıtay ayağı bitirilmeden kafesten uçtu gitti. Yargıtay eğer yerel mahkemenin kararını onarsa Brunson’un 6 ay daha hapiste yatması gerekiyor. Yani cezasını tam olarak daha çekmedi.

Brunson’un serbest bırakılmasıyla ilgili spekülasyonlar havalarda uçuşuyor. ABD’den Türkiye’ye gelen 5 kişilik uzlaşma komisyonuyla varılan anlaşma sonucunda ajan terörist papazın bırakıldığı söylentileri toplumdaki adalet duygusunu derinden yaralıyor. Anlaşmanın diğer ucunda ne olup olmadığını henüz bilmiyoruz. Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Aslan’ın FETÖ’cülerin ürettiği sahte delillerle ABD’de aldığı ceza ile ilgili bir gelişme mi olacak? ABD Türkiye’de darbe yaptırdığı diğer ajanı FETÖ’yü ve FETÖ ‘cüleri mi bize teslim edecek. Yoksa, yıllardır Türkiye’yi yormak için kullandığı PKK terör örgütüyle yaptığı işbirliğini bitirerek teröristlere verdiği silahları geri alıp, Münbiç ve Fırat’ın doğusunu bu toprakların gerçek sahiplerine mi bırakacak. Türkiye’ye kur ve dolar oyunuyla saldırılarına son vererek bizi bize mi bırakacak?

Brunson’un bırakılması sırasında toplumun dikkati, Cemal Kaşıkçı, ABD bayrağı sallayan İnönü ve CHP’nin İş Bankası’ndaki payları üzerinde odaklandı. Sondan başlayalım, İş Bankası’ndaki CHP payları toplumun büyük bir bölümünü rahatsız ediyor. Anadolu Müslümanlarının Kurtuluş Savaşı’nı kazanması için Pakistan, Afganistan ve Orta Asya’daki Müslümanların gönderdiği, Atatürk tarafından Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu’nun kullanımına sunulan paraların, PKK terör örgütünün siyasallaşması için her türlü eyleme giren bir partinin tasarrufuna bırakılması açıkça toplum vicdanını kanatıyor. CHDP işbirliği ta Leyla Zana’ların meclise sokulmasında ön ayak olan Karayalçın döneminden beri sürüp gidiyor. ABD’nin çıkarları doğrultusunda beraber salladılar, yine sallamak için önümüzdeki seçimlerde de açıkça olmasa da el altından işbirliği yapacaklar. Açıkçası CHP artık eksen değiştirdi, Atatürk’ün vasiyetini taşıyacak liyakatta bir siyasi oluşum olma özelliğini yitirdi.

Milli Şef İnönü tartışması ise, gösterilen resimde sadece ABD bayrağı mı sallıyordu. Yoksa, ABD bayrağı yanında Türk bayrağı da var mıydı konusuna kilitlendi. Birileri salladığı bayrak üzerinden İnönü’nün Amerikancı olduğunu, birileri ise Milli Kurtuluş savaşı komutanlarından Atatürk’ün silah arkadaşı olduğu için pürü pak olduğunu söylüyor. Bense İnönü, Atatürk’ün Kayseri’de kurduğu uçak fabrikasını Amerikalıların isteği üzerine kapatma alçaklığını yaptı mı yapmadı mı sorusunu soruyorum. Atatürk’ün vefatında niçin dargındılar tartışmaları ise bu sütunlara sığmaz.

Cemal Kaşıkçı, dedeleri Kayseri’den Medine’ye giderek Mescid’i Nebevi’ye hizmet etmiş bir aileden geliyor. ABD’de yaşadığı, yıllarca İngiltere’de çalıştığı halde evlilik evrakı alması için İstanbul Başkonsolosluğuna yönlendirilen ve orada da akıbeti hakkında, kaçırıldıdan, cesedi parçalandıya, kıyma makinasından geçirildiye kadar bir çok spekülasyonların döndüğü bu Suudi Gazeteci’nin bir derin operasyona kurban gittiği ortada. Türkiye’de olduğu ve Suudi Arabistan konsolosluğunda gerçekleştiği için iki ülkeyi karşı karşıya getirecek olaydan kimlerin nemalanacağına dikkatle bakmamız gerekiyor. Unutmayın ki tek millet olarak tarif edilen küfür aynı Siyonist merkezden idare ediliyor. Bugün yaşadıklarımız 19 haçlı seferinin, Çanakkale savaşını, Filistin, Suriye ve Irak cephelerinin bir devamından başka bir şey değil. Suriye’de İran ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmek isteyen irade, yine Arz-ı Mev-ud meselesini gerçekleştirmek için Türkiye-Suudi Arabistan yöneticilerini birbirlerinin yüzüne bakamaz hale getirmek isteyecektir.

Brunson’u kafesten uçurarak, Trump’ın Kasım seçimlerinde elini rahatlattık ama, ekonomimiz üzerinde oynanan oyunlar devam ediyor. Trump’ın İran yaptırımlarının Türkiye’yi vurduğu gibi Suudi Arabistan yaptırımlarıyla petrol fiyatlarındaki oynama bırakın Türkiye’yi bütün gelişmekte olan ülkeleri vuracaktır.

Son dönemde Türkiye’nin sokulmak istendiği enflasyon girdabı sadece maliyet enflasyonu değil, talep ve maliyet enflasyonu karışımı faizlerin ve dövizin tırmandırılmasıyla desteklenen bir darbe. Bu darbeyi faizi arttıran, dövizle oynayanlar kadar üretici ile tüketici arasında çoğu yabancıların elinde olan tedarik zincirlerinin vurduğunu herkes biliyor. Yani içimizden de hançerleniyoruz?

Son söz, Brunson’u bırakmakla hiçbir şey bitmedi, ülkeler arasında ekonomik ve siyasi savaş da, hak ile batıl arasındaki mücadele de devam ediyor. Bu kadar örtülü operasyon arasında rabbim bizi hakkı hak bilip hakka tabi olanlardan, batılı batıl bilip ondan içtinap edenlerden eylesin… Vesselam….