Pandemi tehlikesi: A-sosyal çocuklar…
Birçok eğitim uzmanının ortak görüşü, ikinci bir dalga olmaması halinde Eylül ayı itibariyle okulların normalleşme süreciyle birlikte eğitim/öğretim faaliyetlerine başlayacağı yönünde. Henüz 3 ay gibi uzun bir süre var. Haliyle okul ve eğitim öğretim faaliyetleri hakkında velilerin zihinlerini meşgul eden birçok konu da var. Zihinlerinin netleşmesi ve çocuklarına daha iyi bir eğitim ortamı ve gelecek sunmak adına soruyorlar, araştırıyorlar, doğru olanı öğrenmeye çalışıyorlar. Gerek yakın çevremde, gerek sosyal medya üzerinden zaman zaman biz de bu sorulara muhatap kalıyoruz.
Görebildiğim kadarıyla veliler en çok merak ettikleri konu olan çocuklarının sağlıklı koşullarda eğitim/öğretim faaliyetlerini almaları yanı sıra ikinci en çok merak ettikleri çocuklarının sosyalleşmesi hakkında oluyor. Bu konu hakkında bana soranlara, polyannacılık oynayıp veliye tozpembe bir tablo çizmek yerine; vicdani, ahlaki sorumluluk ile rasyonel cevaplar vermeye özen gösteriyorum.
Daha çok kişiye ulaştırmak adına köşemde de yazmak istedim. Bir kere veliler şunu açık ve net bilmeliler ki çocukları okulda artık eskisi gibi oyun oynayamayacak, farklı sosyal gruplara giremeyecek. Yani sosyalleşemeyecek, bir diğer ifade ile çocukları artık a-sosyal olmaya başlayacak. Şimdiden çoğu veli, a-sosyal bir çocuğa sahip olmak istemediğini ve ne yapılması gerekiyorsa yapmaya hazır olduğunu beyan etmekte ve bu konuya kafa yormakta, kalıcı çözümler üretmeye çabalamakta.
Nitekim haklılar... Çocuk sosyalleşmezse çocuğun bakış açısı, yaşam tarzı, üslubu, davranışları gibi onlarca yönü olumsuz etkilenmesi söz konusu olacak. Yani çocuğun melekeleri, yetenek ve kabiliyetleri filizlenmez, gelişmez, gittikçe körelir ve içine kapanık utangaç, kendini ifade edemeyen bir çocuk olur. Veliler kendi çocuklarının, ilerleyen hayatında daha üstün meziyetlere sahip olmasını, kendini daha iyi ifade edebilmesini, farklı yeteneklere sahip olmasını, girişimci bir ruhla hareket etmesini istiyorlar ise sosyalleşmesinden yana ciddi tutumlar sergilemeleri gerekiyor.
Kimi veliler “Aman çocuğum evde koşmasın, gürültü çıkarmasın, sessizce odasında kabuğuna çekilsin, bizi rahatsız etmesin” gibi kendini önceleyen nedenler güderek çocuğu adına karar alır. Bu kararlar her ne kadar çocuğu için alıyormuş gibi görünse de esasında kendini önceler. Sırf rahatsız edilmemek adına, çocuğunun teknoloji ile bütünleşmesine zemin hazırlar, imkan ve olanakları çocuğunun hizmetine sunmak gayretine girer. Böyle bir durumda çocuk gerçek kişilik kazanmak yerine sanal kişilikler kazanmış olur. Bu da çocuğun ilerleyen yaşamında kalıcı izli olumsuzlukları barındırmasına neden olabilir.
Artık okul eskisi gibi çocuğun sosyalleşmesine yeterli ölçüde imkan sunmayacağı için burada velilere büyük sorumluluklar düşüyor. Veli hiç unutmaması gerekir ki çocuğunun ev ortamındaki sosyal arkadaşı anne babasıdır, yani kendileridir. Çocuğuna arkadaş olurken veli olduğunu, veli olurken arkadaş olduğunu unutmamalı, yani bu dengeyi iyi kurmalıdır. Aksi takdirde çocuk sadece veli şapkasıyla onları görürse arkadaşlık kuramaz, yalnızlaşır, a-sosyal olur, onları sadece arkadaş şapkasıyla görürse veli olduklarını unutur yanlış davranışlar veya yanlış hal ve hareketlerde bulunabilir. Bu denge veliler tarafından gözetilmeli, kurulmaya çalışılmalıdır.
Pandemi öncesinde a-sosyal bir çocuk, okul ve sosyal çevrenin ürünü iken, pandemi sonrasında a-sosyal bir çocuk anne ve babanın ürünü olmuş olur. İşte bu nedenle veliler demin bahsettiğim arkadaşlık/veli dengesini iyi gözetmeleri gerekiyor.
A-sosyal olmayan çocuklar yetiştirmek isteyen anne ve babalar, çocuklarıyla oyunlar oynamalı, kitap okumalı, film izlemeli, etkinlikler düzenlemeli. Yani çocuğu ile birlikte oturup konuşarak, o gün yapacakları aktivitelerin neler olacağına birlikte karar vermeli ve birlikte uygulamalı. Çocuğunu küçümseyip, iş hayatı, eş hayatı, teknoloji hayatı gibi farklı alanları daha çok önemseyip çocuğunu ihmal etme ve beraber aldıkları kararı sadece çocuğun uygulamasını bekleme gibi büyük bir yanılgıya girmemeleri gerekiyor.
Çocuklar küçük olsalar da; gözlem gücü, ruhları çok büyük onların…