Pandemi sonrası için ümit.
Dünyaımızı kasıp kavuran küresel imtihandan sonra olacaklara
dair onlarca olumlu-olumsuz görüş mevcuttur. Hepsi de gerçekleşebilir, bir
kısmı da gerçekleşebilir ya da hiçbir görüş de hayatla vücut bulamayabilir.
Hiçkimsenin kestiremeyeceği durumlar da meydana gelebilir. Şu bir hakikat ki
yeni bir gelecek ve yeni bir düzen kendini gösterecektir. Küresel ölçekte
bambaşka bir düzen olacak ve insanlık düzeyinde de şahsi ve ailevi olarak da yeni
bir sürece hepimizin hazırlıklı olması gerekmektedir.
Pandemi yeni başladığında ‘Kainat tazeleniyor’ diye
bir yazı kaleme almıştım.
Pandemi sonrası yeni süreç ve yeni hayata dair ben şu
kanaatteyim: evet hiç birşey eskisi gibi olmayacak. Olumlu ve olumsuz durum ve
duruşların içinde negatif düşüncelere dair kanaatim pak azdır. Yeni düzende
oluşabilecek yeni dünya düzeninin daha olumlu olacağını, daha yaşanılır
olabileceğini düşünüyorum. Evet kainat kendini tazeleme yeteneğine haizdir.
Doğa durmadan yeni imkan ve beceri alanları sunarken özellikle son bir asırdır
insan, dünyayı olabildiğinden fazla yordu. Kainatın otomatik reaksiyon düzlemi
vardır. Bu pandemi vesilesiyle kendini resetleyen doğa, insana yeniden yeni bir
yaşam alanı sunmakla kalmayacak, doğa, insana mentel düzlemde de bir bilinç
sunacaktır. İnsanın genel hatlarıyla daha çok düşünceli olacağına dair kanaatim
vardır. Doğru olmayan, hoş karşılayamayacağım istisnalar olsa da her anlamda
insanın bir düşünme becerisi içinde olduğunu, kendini kısmi olsa da sorgulama
ve çek etme zorunluluğu içinde gördüğünü görüyorum. Pandemiden sonra insan
doğaya daha az çöp atacak, daha çok fidan dikecek, evinde kendisiyle başbaşa
kalan insan daha çok kitap okuyacaktır. Arkadaş ortamının hasretinde olanlar
arkadaşlık ortamlarında sanal alemden bıkmış bir şekilde arkadaşlık sevgisi ve
muhabbeti içinde daha fazla sohbet ederek zamanını daha da değerli
değerlendirecektir. Tam anlamıyla insanın pandemi sonrası beklenti bilinci bu
olmasa da, doğa insana bunu defaatle öğretecektir. İnsanın fıtratına nakşedilen
fizik içinde metafizik güçle, insana öz
keyfiyeti yeniden tattıracaktır.
Pandemiden sonraki durumumuz, yağmurdan sonraki anın
veyahut yağmurdan sonraki günün ışıl ışıl parıldaması ve mis gibi kokmasıyla
eşdeğer olacaktır. Yağmurdan sonraki gökkuşağı, insanın ruhuna nasıl bir
memnuniyet ve huzur veriyorsa bu salgından sonra eminim dünya manen daha da kıymetli
bir bilince ulaşacaktır.
Öğrencilerin okul hasretiyle, arkadaşlık ortamıyla
nasıl –adeta- kavrulduğunu hepimiz görebiliyoruz. Öğretmenler öğrencilerini,
kardelenlerini hiç bu kadar özlememişti. İbadethaneler ve ibadet edenler birbirine
kavuşma acısının, sancısının özleminde. Çiçekçilerin tek beklentisi eskisi gibi
sadece çiçeklerini satmak, berberler maske olmadan müşterilerinin simasında
parıltı oluşturmak isterken, muhabbetin dibine vurmak istemekte. Fırından ekmek
alırkan virüsten korkarak değil, daha fırındayken mis gibi ekmekten bir parça
koparıp yemeyi ve etrafımızdakilere o ekmeği ikram etmeyi özlemeyen var mı,
paylaşmanın erdemiyle inşallah daha güzel bir geleceğin uzak olmadığını
görüyorum.
Yaşlılarımızın mekanı ve meskeni olan parklardaki
ağaçların gölgeleri yaşlılarımızın yokluğunda yasta.
Herkes eskisinden kat be kat daha çok doğayla başbaşa
kalmak istemektedir; çünkü doğa insana diyar, insan insana yar. Dört duvar
içindeki zorunlu inziva bizi gönüllü bir tefekküre sefk ederken çocuklarımızla
birlikte bambaşka bir geleceğin lezzetine kavuşmamak için engel göremiyorum.
Bütün bu güzel manzaranın tekrar gerçekleşebilmesi için evvela herkesin ‘korunma
kriterlerine’ azami dikkat etmesi gerekmektedir. Eski güzel günlerin çok yakın
olduğunu görüyorum; çünkü biz bize ve bizim olana sahip çıkmasak da bizi biz
yapan bizi sahipsiz bırakmayacaktır.
Bize düşen daha güzel bir dünyanın hayali ve gayreti içinde olmak.