Panama önemli bir fırsat
Hatırlanacağı gibi, bir önceki yazımızın girişinde Latin Amerika ülkelerinin kapısı durumunda olan ve Karayipler bölgesinin son derece stratejik önemine sahip Panama’dayız demiştik. Bu hafta Panama hakkında temel bilgiler vermeye çalışacağız. Panama, küçük ama stratejik önemi son derece büyük bir ülkedir. Panama’yı daha iyi tanıyabilmek için öncelikle ana hatlarıyla ülkenin tarihine kısaca bakmakta yarar vardır.
Kısaca Panama tarihi
Panama’nın tarihine baktığımızda, 1538 ile 1821 yılları arasında İspanyol sömürgesi olduğunu görürüz. Ancak 1808 yılında Napolyon İspanya’yı işgal edince, Amerika’daki İspanyol sömürgeleri bunu fırsat bilerek bağımsızlık savaşını ilan ettiler. Nihayet, Simon Bolivar önderliğindeki güçler, İspanya’nın Cartagena şehrinde bağımsızlıklarını ilan ettiler.
Tarihler 1821’i gösterdiğinde ‘’Büyük Kolombiya’’ adıyla, Kolombiya, Ekvador, Panama ve Venezuela topraklarını kapsayan bir konfederasyon kuruldu. Ancak 1829’da Venezuela, 1830’da ise, Ekvador konfederasyondan ayrıldı. Panama ise, 1903 yılına kadar Kolombiya’nın bir parçası olarak kaldı. Panama’nın bağımsızlık sürecine devam etmeden önce, dünyanın en stratejik kanallarından biri olan Panama Kanalına kısaca değinelim.
Panama Kanalı: Kuzey Amerika ile Güney Amerika’yı birbirinden ayırır ama Atlantik ile Pasifik Okyanusunu birbirine bağlar. 1881’de Fransa Kanalın yapımına başlamış ancak toprak kaymaları ve dönemin sıtma hastalığı nedeniyle 22 bin insan ölmüş. Onun için inşaatı sürdürememiş ve kanal projesini Amerika’ya satmış.
Amerika, 1885’te Kanalın yapımını devam ettirmiş ve nihayet 1914’te bitirerek, 1999 yılına kadar işletmiş ve 1999’da Kanalı Panama Yönetimine devretmiştir. Kanalın jeopolitik önemi, siyasi açıdan, geçişlerden elde ettiği para ile ekonomik bakımdan Panama’ya kazanç sağlamaktadır.
Panama’nın bağımsızlık sürecine geri dönecek olursak, Amerika’nın teşviki ve yardımıyla 1903’te Panama, bağımsızlığını ilan etti ve tanıyan ilk ülke Amerika oldu. Onun için ABD ile Kolombiya arasında uzun süre bir gerginlik yaşandı. Ancak Kolombiya’daki Liberaller ile Muhafazakârların birbiriyle sürtüşmeleri iç karışıklığa sebebiyet verdi. Bu da Amerikan karşıtlığının unutulmasına ve Panama’nın bağımsız bir ülke olarak kalmasına neden oldu.
Türk-Panama ilişkileri
Türk-Panama ilişkilerinin ilk teması, dönemin Panama Cumhurbaşkanı Sinyor Don Jose de Mangude Obaldiya’nın 5 Ekim 1908’de Osmanlı Padişahına gönderdiği mektupla başlar. Görüldüğü gibi Osmanlı Devleti, çöküş döneminde bile, bugün uçakla 14 saat mesafedeki bir ülke, ilişki kurma ihtiyacını hissetmiştir.
Türkiye, farklı coğrafyalarda yaşayan milletlerle barış ve adalet temelinde ilişkilerini geliştirdiği gibi Panama ile ilişkileri de aynı kapsamda devam etmektedir. Türkiye, Latin Amerika ülkeleriyle ekonomik, ticari, kültürel ve siyasi yönden ilişkilerini güçlendirecek somut projeler ortaya koymaktadır.
Bu bağlamda Türkiye Amerika Devletleri Örgütüne 1998 yılında ve Karayıp Devletleri Birliği’ne, 1999 yılında gözlemci üye olmuştur. Ancak iki ülke ilişkilerinin ivme kazanması, dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun çabalarıyla oldu.
Nitekim 2014 yılında karşılıklı büyükelçiliklerin açılmasıyla ilişkiler gelişti. Akabinde siyasi, ticari, iktisadi, lojistik, konsolosluk, gümrük işbirliği ve hukuki konularda anlaşmalar imzalandı.
Toparlayacak olursak: Devletin Panama ile kurmuş olduğu diplomatik ilişkiler ve hukuki altyapı, üretici firmaların önünü açmıştır. Panama’yı yerinde gözlemleyen biri olarak, Panama’nın bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Umarım ihracat yapan üreticiler bu fırsatı iyi değerlendirir.