PAKET KISMEN AÇILDI
"Güçlü ve Dengeli Büyüme İçin Yapısal Dönüşüm" başlığıyla Onuncu Kalkınma Planı kapsamında öncelikli dönüşüm programlarına ilişkin eylem planları, geçtiğimiz hafta 11 bakanın katıldığı toplantıda Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklandı.
Toplam 25 ana başlık ve 417 eylem planından oluşan programın 3 kategoriye ayrıldığını, bunları parça parça kamuoyuna duyuracaklarını ifade eden Davutoğlu, daha sonra 9 başlıkta toplanan sektörel dönüşüm programını kamuoyu ile paylaştı.
Programın 9 maddesi şu başlıklardan oluşuyor:
1) İthalata olan bağımlılığın azaltılması
2) Öncelikli ticaret alanlarına ağırlık verilmesi
3) Kamu alımlarıyla yoluyla teknoloji geliştirme ve yerli üretim
4) Yerli kaynaklara dayalı enerji üretimi
5) Enerji verimliliğinin geliştirilmesi
6) Tarımda su kullanımının etkinleştirilmesi
7) Sağlık endüstrilerinde yapısal dönüşüm
8) Sağlık turizmin geliştirilmesi
9) Taşımacılıkta lojistiğe dönüşüm
Avrupa ekonomilerinin büyüyememesinden dolayı dış pazarda durgunluğun hüküm sürmesi, Irak, Suriye, Rusya, Ukrayna kaynaklı jeopolitik riskler, bol ve ucuz para döneminin sona ermesi, yüksek cari açık, düşürülemeyen enflasyon, orta gelir tuzağına yakalanma ihtimali gibi faktörler böyle bir reform paketinin hazırlanmasını zorunlu kıldı.
Başarılı olmasını dilediğimiz paketle ilgili görüşlerimizi sırası geldikçe sizlerle paylaşacağız.
CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNDE SONLARDAYIZ
Dünya Ekonomi Formu(WEF), hafta içinde yayımladığı Global Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'nda, aynı işi yapan kadın ve erkekte ücret eşitsizliğinin had safhada olduğu gerçeği, bir kez daha vurgulandı.
Rapora göre Türkiye, kadın-erkek arasındaki maaş farkında 142 ülke arasında 87. oldu.
Kadınlara aynı işi yaptıkları halde erkeklerin aldığı ücretin yüzde 60'ı veriliyor.
Adaletsizlik sadece ücret eşitsizliği ile sınırlı değil.
İş gücüne katılım, üst düzey yöneticiliği, gelir eşitsizliği, potansiyel teknik işler, okur-yazarlık oranı gibi alanlarda da eşitsizlik gözleniyor.
Hatta bu alanlarda tablo daha vahim.
Genel sıralamada Türkiye 125.sırada yer aldı.
Zirvede ise Kuzey Avrupa ülkeleri bulunuyor.
Bunu normal karşılıyoruz ama, Afrika ve Arap ülkelerinin bizi sollamasını kabullenemiyor, üzülüyoruz.
PİYASALAR
Piyasalar açısındanhareketli bir haftayı daha geride bıraktık.
En çok doların diğer ülke para birimleri karşısında değer kazanması konuşuldu.
Ukrayna Ordusu'nun ayrılıkçı güçlere yeniden operasyon başlatmasıyla birlikte Ukrayna ile Rusya arasında savaş ihtimalinin belirmesi, ABD'de istihdamın artması, Güney Afrika'nın kredi notunun düşürülmesi gibi faktörlerin doların değerlenmesinde etkili olduğu söyleniyor.
Rus Ruble'sindesert değer kaybı görülürken Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'nin daha fazla parasal gevşeme adımı atabilecekleri yönündeki açıklamaları da, Euro'nun dolar karşısında iki yılın en düşük seviyelerine kadar gerilemesine sebep oldu.
TL de bu olumsuz havadan nasibini aldı.
Hafta başında 2,24 düzeyinde seyreden dolar/TL paritesi 2,28'e çıkarak son 3 haftanın en yüksek değerine ulaştı, daha sonra gerileyerek haftayı 2,26 liradan kapadı.
Borsa da 77 bin 282 puana indikten sonra gelen tepki alımları ile toparlanarak haftayı 77 bin 957 puandan tamamladı.
