Dolar (USD)
32.46
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2446.60
BIST 100
9883.98
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 Kasım 2019

Paganist Kemalizm mi?

FETÖ ve bölücüler dışında herkese/her düşünceye saygılıyım. İnsanların düşüncelerini, inançları dokunulmaz kutsallardan kabul ederim. Zaten “İslam’da zorlama yoktur” emri, insanların bu konudaki tercih haklarını ifade etmektedir.

Ancak bu, kimseyi kendi inançlarına uymak için tahakküm kurmasına, sadece kendi doğrusuna saygı duyanların misyonerliklerine göz yummak anlamına gelmiyor. Ya da her fırsatta ötekinin kutsal ve değerini tahkir ederek yok sayma girişimini fark etmemiş gibi davranmamızı gerektirmiyor.

Ülkemiz gibi zengin etnik ve inanç kaynağı bir coğrafyadaki bu çeşitliliğin Osmanlının son dönemlerinden itibaren ayrıştırma amaçlı kullanılması, birlikte yaşama pratiğini taşımak yerine toplumsal parçalanmışlık oluşturmaya zemin oluşturmuştur.

Yüzyıllar boyunca süregelen birliktelik, modern dünyayla birlikte bozulmuş; zenginlik ölçüleri, bölmek isteyen iç ve dış mihrakların elindeki oyuncak gibi istenilen şekilde kullanılmıştır.

Her dini ve milli bayramda, ramazan ayında, anma günlerinde ortaya çıka-rıla-n gerginlik büyük bir maharetle bir öfkeye dönüştürülerek iyice bölme, mahalle içinde dahi parçalama amaçlarına gayet güzel hizmet etmektedir.

Kurban bayramında hayvan hakları savunucusu kesilen etobur zevat ile her on kasımda gayrimeşru çocuk iddialarını savuranların çok da farklı olduklarını düşünmüyorum açıkçası!

Öte yandan, insan bir inanca saygı duyarken de inancın içerisinde bir tutarlılık bekliyor. Müntesiplerin dengesiz, savunduklarıyla çelişen uygulamaları inançla birlikte kişiye duyulan saygıyı azalttığı gibi samimiyeti de sorgulatıyor.

Konuyu nereye getireceğimi tabii ki anladınız. On Kasım anma törenleri münasebetiyle İstanbul başta olmak üzere bazı okullarda yapılan Atatürk’ü anma programlarının bir törenden ziyade tapınma seanslarına dönüştüğünü dehşetle gördük!

Koca koca eğitimciler, küçücük çocukları fotoğraflar önünde secde ettirip ilkel çağların paganistleri gibi tapındırırken aklımızda sekülerizm, laisizm gibi kavram yıldırım hızıyla döndü!

Ortaya çıkan yeni bir din, inanç olsa bu da inanç merkezlerinde geçekleşse yine saygı göstereceğiz de tarihsel bir şahsiyet üzerinden oluşturulmaya çalışılan şeyin ne olduğunu anlamakta güçlük çektik! Yoksa modern zamanın bağnaz eğitimcileri modern yöntemlerle mankurtlar mı yetiştirmeye çalışıyordu?

Görüntülerin aynı merkezden yönlendirilip kurgulanmış gibi aynı form ve görsel unsurlara sahip olması bu tören formatının spontane gelişen bir durum olmadığının göstergelerinden. Farklı il ve farklı okullarda aynı seansların düzenlenmesi aslında iki şeye işaret etmekteydi. Ya bu törenler -pardon tapınma ayinleri- her yıl düzenlenen olağan bir uygulamaydı ya da birilerinin planlamasıyla pilot okul ve kişiler üzerinden ilk kez ortaya konulmuştu.

Hangi seçenek doğru olursa olsun, ikisi de ayrı sorunları gösterir. Eğer bu ritüel eskiden bu yana uygulanıyorsa neden şimdiye kadar kimsenin dikkatini çekmedi? Eğer ilk kez düzenleniyorsa farklı okullardaki bu organizasyonu kimler, hani amaçla, neden yapmışlardı? İlerleyen süreçte bu sorular belki yanıt bulacak ama önemli olan arka planı doğru okumak, her iki durumda da amaç, sebep analizini sağlam yapmak gerekmektedir…

Twitter.com/sabihadogann