Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2961.22
BIST 100
9658.55
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Mart 2021

Özürlü Demokrasi

Biden’in ABD Başkanı olmasıyla dünyanın diğer yarısındaki ülkeler Atlantik baskıyı derinden hissetmeye başladılar. Demokratik olmadığını iddia ettiği ülkelere birer ikişer ceza kesmeye başlayan sözde demokrasi ihracatçısı ABD’nin hedefinde Rusya ve Çin gibi otokratik ilan ettiği ülkeler var.

Kendisini Bidenpulos olarak nitelendiren ABD Başkanı, Katil dediği Putin’in yanı sıra, artık kolay lokma olmadığını bildiği Erdoğan ile de mücadele için kolları sıvadı. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için de insanlık hukukundan çok sermaye hukuku kullanılıyor. Devletler yerine, İsviçre finansörleri gibi güç odaklarına bağlı olan Merkez Bankaları da sermaye hukuku işleticilerinin en büyük silahları arasında bulunuyor.

Soğuk savaşı mumla aratacak bu yeni dönemde sözde demokrasinin beşiği Yunanistan, demokrasi ihracatçısı ABD ve insan hakları savunucu AB tarafından sömürgeci güç olarak konuşlandırıldı. İsrail’den sonra ikinci bir baş belası ile karşı karşıya Müslüman coğrafya.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hidrokarbon aramalarını askıya alması her ne kadar ABD ve Avrupalıları memnun etmişse de, Türkiye’nin meşru haklarını savunmasını tahrik edici tutum diye yorumlamaları bile kafalarındaki adalet ve demokrasi anlayışını net olarak ortaya koyuyor.

Diğer ülkelere demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, basın hürriyeti kavramlarıyla fatura kesen ABD’yi bu kavramlar üzerinden sorgularsanız, dünyanın en son sıralarında yer alacağı hiç aklınıza gelir mi?

ABD yöneticilerine yol gösteren Michael J. Abromowitz’in başında olduğu Freedom House, geçen hafta ABD’de demokrasi krizine dikkat çekti. Rapora göre, ABD demokrasisi son 10 yılda tepetaklak aşağıya doğru yuvarlanıyor. 10 yıl önce özgürlüklerde 90 puan alan ABD, geçen yıl 83 puana düşerek Romanya, Hırvatistan ve Panama ile aynı kategoride yer aldı.

ABD’deki demokrasi krizini üç ana başlıkta toplayan rapor, insanların renklerine göre yapılan ırkçılığa birinci sırada yer veriyor. İkinci sıraya paranın siyasette kullanılmasıyla paranın hukukunun insani değerleri ayaklar altına almasını koymuş. Üçüncü kriz sebebi ise partizanca kutuplaşma.

George Floyd olayında görünür hale geldiği gibi beyazlarla, siyahlar arasında hiçbir zaman siyasal eşitlik de, yasalar önündeki eşitliği ifade eden yargısal eşitlikte olmadı. Buna rağmen Türkiye’deki adalet kurumu veya siyasete dil uzatmaktan geri durmuyorlar. Dünyanın diğer yerlerinde eşitlik, kapsayıcılık, adalet kavramlarını satıyorlar. Pekiyi ABD halkı kendi demokrasilerine nasıl bakıyor. Yapılan son araştırmalara göre, ABD halkının yüzde 87’si Kongreye güvenmiyor. Para’nın siyaset ve politika yapmak için kullanıldığını biliyorlar. Biden’i seçim kampanyasında kendisine 645 milyon dolar hibe eden 227 milyarder yönetiyor. Trump’ın arkasında da 335 milyon dolar bağışlayan 145 milyarder var.

Wall Strette işlem yapan en zengin beyazların sayısı siyahlardan yüzde 84 daha fazla. ABD genelinde siyahların serveti beyazların servetinin yüzde 15’ini bile bulmuyor. Bir gariban suç işlediğinde direk hapse giderken, ölüm dahil her türlü ceza ile yüzleşirken, zengin suç işlediğinde, kefaletini ödüyor paşa paşa geziyor. Buna da adalet diyorlar.

Fransa’da cami derneklerine yapılan insanlık dışı baskıların onda biri acaba Türkiye’de azınlıklara karşı yapılsa ne tür yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceğimizi hesap ediyor musunuz? Acaba Suriye’de Ezidiler, Fransa’daki Müslümanlardan daha mı çok baskı altında da korumaya alınıyorlar, Almanya, Avusturya, Hollanda, Fransa’daki Müslümanlara Maruniler kadar niçin hak verilmek istenmiyor.

Arakan’da milyonlarca Müslümanın soykırıma uğramasına sessiz kalmayı tercih eden ABD, Dışişleri Bakanı Antony Blinken Myanmar güvenlik güçlerinin 100’den fazla kişinin ölümüne sebep olan darbe karşıtı gösterilere müdahalesinden dehşete düşmesi iki yüzlülüğün başka bir boyutu.

Sözün özü, demokrasi denilen aygıt, emperyalizmin çıkarlarını korumak için icad edilmiş bir yutturmacadır. Özürlü demokrasilerine bakmadan dünyaya demokrasi satanlar, ihraç fazlası demokrasileriyle yüzleşmekten kaçamayacaklar, çıkar çatışmaları içinde sistemlerinin çöktüğünü seyredeceklerdir. Kongre baskınını unutarak Putin’e Katil ilan ederek demokrasi havarisi kesilen Bidenpulos, PKK’ya, İsrail’e, Ermenistan’a, Yunanistan’a yaptığı yatırımın bedelini öyle veya böyle ödeyecektir. Vesselam…