Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Haziran 2012

'Özür' yazısı ve ötesi!

Türkiye, Uludere tartışmaları ile başladığı haftayı, kürtaj-sezaryen ve UEFA'nın futbol takımlarımıza verdiği ceza tartışmalarıyla kapadı. Adı "dış" fakat kendisi "iç" olan gündemde ise şunlar vardı; Suriye'de Annan'ın gözleri önünde artan katliamlar ülkeleri soft diplomatik önlemlere sürüklerken, Mavi Marmara iddianamesinin tamamlanması da İsrail'i kudurttu.

***

Tüm bu gelişmeler yaşanırken gazeteci dostumuz Ali Akel, sosyal medya üzerinden 16 yıldır çalıştığı Yeni Şafak gazetesinden kovulduğunu duyurdu.

Akel'in kovulmasıyla ilgili Yeni Şafak nedense açıklama yapmadı. Bu yazıyı yazdığım ana kadar da gazeteden bir açıklama gelmemişti. Ancak Ali Akel, kendi Twitter hesabından, Uludere ile ilgili yazdığı "Özür açıklanmaz, özür dilenir" yazısı nedeniyle işine son verildiğini duyurdu. Eğer gazete yönetiminin tek gerekçesi bu yazı ise gerçekten çok acı. Yıllarca muhabir ve Haber Müdürü olarak Yeni Şafak'a emek veren ve son yıllarda da gurbette (Washington) habercilik yapan Ali Akel'in bu kadar çabuk harcanması çok vahim!

Türkiye'de gazeteciliğin hangi şartlarda yapıldığını iyi biliyorum. Çekirdekten (muhabirlikten) gelen birisi olarak aylarca maaş almadan çalışmayı veya patronajın durumu iyi olsa bile 3 ay geriden maaşları ödediğini de biliyoruz. (Son aylarda değişmedi ise eğer Yeni Şafak'ın geleneği haline gelmişti mesela bu geriden takip.) Ancak tüm bunlara rağmen mesleğini yapma gayretiyle emek veren insanların elinden kalemlerini almak hiç "şık" olmadı. Maalesef "Şık" ironisinden daha yumuşak bir kavrama dilim varmıyoru2026

Mahkemede şaşar!

28 Şubat soruşturmasıdevam ediyor. Sürecin kudretlisi Çeviku2008Bir, savcılıkta Batı Çalışma Eylemu2008Planı'nın altındaki imzayı kendisinin attığını kabul etti. Balyoz Plancısı Çetinu2008Doğan ise Balyoz belgelerinde olduğu gibi bu soruşturmada da Çeviku2008Bir'in imzasının ve belgenin sahte olduğunu öne sürdü. "Hayır"cı muhalefet gibi Doğan da her şeye "yalan" demeye kitlenmiş. Doğan'ın durumu "Karargahta plan yapar, mahkemede şaşar"a benziyoru2026

Arsızlığın sınırı?

Dokuz vatandaşımızın terör devleti İsrail askerlerince katledildiği Mavi Marmara baskınıyla ilgili hazırlanan iddianame İsrail'i kudurttu. Türkiye'nin son birkaç yıldır İsrail'e "hırçın" tepkiler gösterdiğini öne süren İsrail'in faşist Dışişleri Bakanı Lieberman, "Avrupa Türkiye'ye haddini bildirsin" demiş. Arsızlığın da sınırı olmalı değil mi ama? Gazze'ye insani yardım götüren 9 sivili, yarım metreden kafalarına ateş ederek katlet, ardından da Türkiye'ye "hırçın" de. Böylelikle İsrail insanın yaşam hakkına nasıl baktığını bir kez daha gösterdi.

Şaklabani!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Hazreti Ali'nin (RA) meşhur "bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum" sözünü alıntılarken Halife Hz. Ali'den "bir İslam düşünürü" diye söz etmiş. İnsanlık hali belki hatırlamamış olabilir dedim. Bunu büyütmek doğru olmaz diye düşünürken Ertuğrul Özkök'ün Mısırlı akademisyen Amr Şalakani ile bir araya geldiklerine yönelik haberi gördüm. Şalakani ısrarla Özkök'ü, Mısır'ın İran olmayacağına ikna etmeye çalışıyor. "Şeriat tehlikesinin" sanallığından ve camiden bu kadar korkulmaması gerektiğinden dem vuruyor. Özkök ise Mısırlı akademisyenle ayrılırken "Tahran'a bugün dönüyordun değil mi?" diye sormuş. Şalakani Mısırlı. Saatlerce Özkök'e, dinden bu kadar korkmanın yanlış olduğunu ve ülkesi Mısır'ı anlatıyor. Ama ayrılırlarken bizim Şaklabani ne diyor: "Tahran'a bugün dönüyordun değil mi?"