Özgürlük savaşçısı değil, terörist!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ekibi ABD’ye hazırlıklı gitti. YPG’nin başındaki Ferhat Abdi Şahin’in özgürlük savaşçısı değil, Abdullah Öcalan’ın manevi oğlu, birçok kanlı eylemin emrini veren terörist olduğunu, İngilizce olarak hazırlanan kısa filmle ABD Başkanı ve Kongre’nin önde gelen liderlerine izlettiler. Yetmedi, CIA’nın MİT’e gönderdiği bu kişinin terörist olduğunu belirten belgeyi Trump’un önüne koydular.
CHP sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump ile görüşmesinden sonra çıkıp abuk sabuk laflar etti. Türkiye’nin somut sonuç alamadan ABD’den döndüğünü iddia etti. Batı basınının iddiası ise tam tersine; “Erdoğan, Trump’tan her istediğini aldı” diye olayı manşetlerine taşıdılar. İki tarafın söylediği de abartılı… Gerçek olan ise, Türkiye’nin YPG’lilerin özgürlük savaşçısı değil terörist olduklarını batılıların gözlerinin içine sokmuş olması…
Trump, düşündüğünü dobra dobra söyleyen biri… Dünya basınının önünde Erdoğan’ın “büyük hayranı” olduğunu açıkladı. Ankara’nın askeri gücünden övgüyle söz etti. DEAŞ lideri Bağdadi’nin ortadan kaldırılmasında Türkiye’nin büyük yardımından dolayı defalarca teşekkür etti. Daha ne olsun…
***
Gelelim Suriye’nin kuzeyindeki 32 kilometrelik güvenli bölgeye… Zonguldak’ta “kara elmas” bulunduğundan beri yerin altını kazıyoruz. 190 yılda ulaştığımız mesafe 300 kilometre. Evet, kömür çıkarmak için kaza kaza bitiremediğimiz Zonguldak’ta 190 yılda 300 km tünel kazabilmişiz. Peki PKK’lılar Kuzey Suriye’de son dört yılda kaç kilometre tünel kazmışlar dersiniz? Yaklaşık 500 kilometre…
Üstelik 13 metre derinlikte. Yüksekliği insan boyundan fazla… Çoğunluğunu beton ve demirle kaplamışlar. Bazı noktalara devasa silah ve mühimmat depoları inşa etmişler. Fransızlar boşuna hayıflanmıyorlar… Çimentosunu temin ettikleri tünellerin Suriye halkı tarafından bundan sonraki dönemde gıda deposu olarak kullanılması onları üzecek gibi...
Sadece Resualyn’daki tünellerin uzunluğu 90 km. İşin ilginç tarafı, bütün tünellerin ucunun Türkiye sınırına çıkıyor olması… Şimdi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na “Hendekteki arkadaşlar”ı sormak lazım. Acaba YPG’liler Türkiye sınırına dayandırdıkları tünellerle ne yapacaklardı? Türkiye’nin bir gaflet anını kollayıp güney illerimizde yeni bir hendek başkaldırısı mı? Yoksa “Onlar bize mi saldıracaklar, hayır efendim” diye kürsüden efelenen Kılıçdaroğlu’na zeytin dalı mı uzatacaklardı?
***
Doğrusunu isterseniz, Kılıçdaroğlu’na kızamıyorum bile… Gündemden ve siyasetten o kadar kopuk ki… Geçtiğimiz aylarda üzerine kocaman Türk bayrakları çizilerek Kıbrıs açıklarına gönderilen Türkiye’nin sondaj gemilerini bile fark edememişti. En önemli becerisi, HDP’lileri tongaya düşürüp oylarını almaya çalışmak. Hakkını teslim etmek gerekirse, başarıyor da…
Türkiye’nin gerek Kuzey Irak’ta başlattığı ve Kandil’e doğru devam ettirdiği operasyonlar, gerek yurt içinde birbiri ardına yürüttüğü kıran harekâtları terör örgütü PKK’yı gerçek anlamda bitirme noktasına geldi. Darısı YPG’nin başına…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aralık ayı başında NATO Liderler Zirvesi’ne katılacak. Bence orada yapılması gereken en iyi iş, Suriye petrollerinin güvenli bölgeye yerleştirilecek Suriyeliler için kullanılması konusunda Trump ve batılı liderlerden destek almak olmalı. İkincisi de NATO ülkesi her ülkenin güvenli bölgede gücüne göre bir köy veya ilçe yapmak için doğrudan maddi kaynak sağlaması... Suriye’nin kuzeyine konutlar, sağlık merkezleri, yollar, okullar inşa edildiği anda havası değişecek, Esed’in bombalarından kaçan Suriyeli doktor da, öğretmen de, mühendis de, avukat da gönül rahatlığı ile vatanına dönmek isteyecektir.
