Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Haziran 2024

​Özgürlük, Medeniyet ve Barbarlık

Dünyanın bazı coğrafyalarında medeniyet, gelişmemektedir. Asyanın ve Afrika’nın birçok yerinde şiddet, fanatizm, diktatörlük, despotizm, cehalet, atalet, çatışmalar hüküm sürmektedir. Cehaletin, şiddetin ve ataletin kimlik, kültür ve inanç haline getirildiği coğrafyalarda, özgürlük yoktur. Özgürlük yerine despotizm, kölelik, fakirlik, kindarlık, düşmanlık ve fanatizm egemendir. Özgürlüğün olduğu yerde sanat, felsefe, çoğulculuk, barış, hukuk gelişmektedir. Özgürlüğün olmadığı yerde toplulukların sanata, çoğulculuğa, barışa ve hukuka dayalı eğitim, ekonomi, siyaset, medya, teknoloji, maneviyat, bilim alanlarında özgürlükçü, çoğulcu ve bağımsız kurumlar ve ilişkiler kurmaları mümkün değildir. Özgürlüğün olmadığı yerde özgür ve özgün bireyler olmadığı gibi özgür, çoğulcu ve açık toplumlar da yoktur.

Medeniyet, hiçbir insani veya hayali otoriteye teslim olmayı reddetmektedir. Teslimiyet, medeniyet değildir. Teslimiyetin kimlik, kültür ve değer olduğu yerde, kölelikten, ataletten, cehaletten başka bir şey olmamaktadır.Medeniyeti yaratan tek değer, hürriyettir. Hürriyet, insanın aklını, bilgisini, çeşitliliğini, bireyselliğini esas almaktadır. Hürriyet, insanın üstünde ve ötesinde hiçbir kurumu, kaynağı ve kişiyi esas almamaktadır.İnsan üstü veya ötesi bütün kurgulara teslimiyeti esas almak, hürriyet olamaz. İnsanı yüksek olduğu sanılan yüce güçlere köle etmeye mahkum etmek, insanın bireyselliğinin ve özgürlüğünün inkarı anlamına gelmektedir. Medeniyet, insanın özgür, onurlu ve akıllı birey olarak tanınmasıyla başlar. İnsanı ölçü alan sahici hürriyetçi ve medeniyetçi yaklaşım ile insanın ötesinde ve üstünde kaynakları ve kurguları esas alan vahşi, barbar, bedevi, ahlaksız, akılsız yaklaşımlar köklü bir şekilde birbirinden ayrılmaktadır. Barbar ve bedevi toplumların hürriyet, barış, çoğulculuk, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi medeni insani değerleri olmadığı gibi bu değerleri besleyen ve yaşatan kaynakları ve kurumları da yoktur.Form ve muhteva olarak ahlaktan, akıldan ve özgürlükten yoksun geleneklerin, kimliklerin ve kültürlerin, modern ve medeni olana ait her şeyi reddetmekten başka bir şey yapamamalarının, bilim, felsefe, sanat, ahlak, maneviyat ve teknoloji alanlarında insanlık medeniyetine katkılar sunacak bir kapasiteden ve yetenekten yoksun olmalarının nedeni, insanı, aklı ve özgürlüğü inkar etmeleridir. Barbarlık, bedevilik ve vahşiliğin temeli, insanı, aklı ve bilgiyi inkar etmektir.

Barbarlığın, vahşiliğin ve bedeviliğin en önemli özelliklerinden birisi, barışı ortadan kaldırmalarıdır. Vahşetin hiçbir çeşidi, barışla bir araya getirilemez. Hakimiyet uğruna yağmayı ve talanı yücelten, sürekli düşmanlar yaratarak hep kılıç elde katliam yapmayı, ölmeyi ve öldürmeyi hayatın tek gayesi haline getiren bir kültürün ve kimliğin, barışçıl olması mümkün değildir. Barışın olmadığı yerde barbarlık vardır.Barbarlar, sadece dış düşmanlara karşı savaşmazlar. Barbarlar, sürekli olarak kendi aralarında savaşırlar ve birbirlerini yok etmek için sürekli olarak şiddet üretirler. Mezhep, cinsiyet, milliyet, kabile, ganimet, hakimiyet gibi gerekçeler ileri sürülerek topluluklar, sürekli olarak birbirlerini öldürmekte, katliamlar yapmakta, işgaller ve savaşlar gerçekleştirmektedir. Barbarlığın bazı çeşitlerinin aslında barış olduğu iddia edilerek vahşiliğin karanlık, kirli ve kanlı yüzü karartılabilmektedir. Barbarlar ve vahşiler, sürekli olarak kurban rolü oynamakta, kendilerinin mazlum, ezilen ve mağdur olduklarını söyleyebilmektedirler. Mağduriyet ve mazlumiyet söylemleriyle her durumda kendilerinin haklı olduğunu idddia eden medeniyet düşmanı güçler, şiddeti ve savaşı kendilerinin doğal hakkı olduğunu idddia edebilmektedirler. Hiçbir barbarlık, barışla biraraya getirilemez.Barış, medeniyetin değeridir ve temelidir. Barbarlığı, vahşeti ve bedeviliği tanımanın ölçüsü, barışın yokluğu veya varlığıdır. Barışın yokluğu, medeniyete hayat vermektedir. Barışın varlığı ise barbarlık ve vahşiliktir. Savaşı ve şiddeti var eden, yayan, yaygınlaştıran, kutsallaştıran ve kalıcı kılan her şey, barbarlıktır ve vahşettir.

Bedeviler ve barbarların, özgürlüğü, hukuku ve barışı esas alarak medeniyet inşa etmeleri mümkün değildir. Barbarlar ve bedeviler, tarih boyunca bilimi, felsefeyi, ahlakı, dini, hukuku, siyaseti, devleti, kısacası bütün medeni ve insani kurumları ve kaynakları, insanlığın medeni birikiminden çalmışlar, istismar etmişler ve içlerini boşaltmışlardır.Barbarlık ve bedevilik, bugün insanlık medeniyetinin içini boşlatmaya, dünyayı çölleştirmeye, düşünceyi, özgürlüğü ve barışı ortadan kaldırmaya sinsi, sistematik ve saptırıcı bir şekilde çalışmaktadır. Barbarlık ve medeniyetin birbirinden ayırdedilmesi, medeniyetin barbarlıktan arınması bütün insanlığın önündeki çetin bir meydan okumadır.