Özgürlük İstiyorum!..
Gerçekten çok mühim mesele bu:
Bir takım endişelerden dolayı düşüncelerini ifade edemeyen insanda zaman içinde “karakter aşınması” meydana gelir…
“Doğruları söylemekten çekine çekine” ve “inanmadıklarını söyleye söyleye” kendisine yabancılaşır.
Kimlik bunalımı yaşar.
“Doğruları söylememek” karakter haline gelir.
Bizim memlekette bu durum çok; özellikle “yukarılara” doğru tırmandıkça “söylenmemesi” gerekenlerin listesine eklemeler oluyor…
“Ortada kuyu var, yandan geç!” diye diye, beller kıvrım kıvrım hale geliyor; “On yedi benli Şadiyem” türküsünü, “On yedi ‘BELLİ’ Şadiyem” olarak belleyen zihnimde, kıvırıp duran zatlar dans ediyor!..
Özellikle de politikada çok bu işler çok…
Bir misal:
İmam Hatip Camiası’na bakışını, İmam Hatiplilere bakışını hepimizin çok iyi bildiği Pek Muhterem Kemal Kılıçdaroğlu, 23 Haziran İstanbul Seçimi propaganda faaliyetleri kapsamında İmam Hatipli gençlerle iftar yapmış.
Orada ilginç lâflar ettiğini yandaş Cumhuriyet’ten öğrendim.
Gazete, Kılıçdaroğlu’nun lâfları arasından “Partilerin Dini Olmaz!” cümlesini öne çıkartmış.
İşte…
“Merkez Bankası’nın da dini olmaz aslında.” gibi bir şeyler.
“Kişilerin dini olur sadece” diyor.
Elbette…
İnsan, lâik olmaz!
Zira…
Her insanın “kutsalı” vardır.
Kimi Yüce Allah’a tapar, kimi “ok”lara, “çok”lara, “put”lara, “izm”lere…
(Bu durumda “ateizm” diye bir şey de yoktur dolasıyla!)
Şimdi…
Kemal Bey, “İmam Hatiplilere” ne demiş oluyor, mesele o.
İmam Hatiplilere neyi telkin ediyor; aynı lâfları İmam Hatipli olmayan gençlerle iftar yaparken de edecek miydi?
Kafasında nasıl bir “İmam Hatip Gençliği” var?
Bu sorular kenarda dursun; esas mesele Kemal Kılıçdaroğlu’nun “İmam Hatip gençliğine ve bu milletin Dini hassasiyetlerine ‘başka türlü’ baktıkları yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını” söylemesinde…
Ne lüzum vardı ki böyle bir şey söylemeye, “iman tekrarı” mı yapıyor, İmam Hatiplilere ne bundan?..
İmam Hatipliler eğitim meselesine kafa yormaz mı, ekonomiyle ilgilenmez mi; yollar, köprüler, geçitler, sağlık hizmetleri, tarım, istihdam…
Vesaire…
İmam Hatipliler bu konulara kafa yormaz mı?..
Efendim;
Pek Muhterem Kılıçdaroğlu, Pek Muhterem Muharrem İnce’den sonraki adayı bir başka Pek Muhterem Ekrem İmamoğlu adına seçim çalışması yapıyor ya…
Mevzu bu, İmam Hatiplilerle iftar sohbetinde, “Bize pek ala oy verebilirsiniz!” demeye getiriyor.
Hatta, orasını eksik bırakmış; “Bakın, adayımızın soyadında da ‘İmam’ geçiyor… Biz o kadar böyleyiz yani!” bile diyebilirdi…
O noktan dönüş yapmış, o kadar yani.
Tamam…
Tamam da…
Ah Cumhuriyet ah;
Pek Muhterem Kılıçdaroğlu böyle “seçim çalışması” yapar ve “algı operasyonu” çekerken…
Ah Cumhuriyet ah:
CHP’nin en yandaş gazetesi, en “İmamoğlucu” gazete…
Aynı gün İmam Hatip camiasına hücum etmek de ne?..
Tam da seçim sürecinde, birinci sayfanın göbeğine, devam sayfasının da zirvesine “6 Kol İmam Hatip”, “İmam Hatipler 6 Koldan Saracak!” başlıklarını oturtmanın mânâsı ne?..
Aman ne yüklenmiş İmam Hatip Camiası’na Cumhuriyet…
Ne yüklenmiş, o kadar olur!
Mübarek Arife günü okuyup da öfkelenmek, ağzı bozmak gerekmez…
Çerçeveyi verelim maksat hâsıl olsun:
CHP’nin en yandaş gazetesi Cumhuriyet, İmam Hatipli sayısının artmasının “Geleceğimizi kaybetmek!” anlamına geleceğini iddia etmiş bir sendikacının ağzından.
CHP’nin başındaki Pek Muhterem Kılıçdaroğlu da İmam Hatip gençliğine “Aslında biz var ya biz, size anlatılan gibi değiliz!” yollu laflar ediyor.
Yani…
Şimdi…
Pek Muhterem Kemal Bey için özgürlük istemenin yeri ve vakti değil mi?..
Cumhuriyet gazetesi gibi, gerçek duygu ve düşüncelerini olduğu gibi ifade edemiyorsa…
Kendisini kısıtlı hissediyor demektir.
Pek Muhterem Kemal Bey’i özgürleştirecek bir ortamı tesis etmek gerek.
Kimse, “inanmadıklarını” söylemek mecburiyetinde hissetmesin kendisini…
Herkes, hangi konuda ne düşünüyorsa rahatça söyleyebilsin.
Birileri…
“Günde 50’şer iftar yapmak, her gün Cuma namazı kılmak, Ayete’l Kürsî okumadan kürsüye çıkmamak, Haccı da her sene kurbana denk getirmek” gibi tuhaflıklara girmek mecburiyetinde hissetmesin kendilerini!..
Ben özgürlük istiyorum…
Pek Muhterem Kemal Bey, İmam Hatipli gençlere, “Fikriyatımın gazetesi, ruhumun gazetesi Cumhuriyet sizin hakkınızda ne düşünüyorsa, ben de aynısını düşünüyorum!” diyebilsin.
Pek Muhterem Kılıçdaroğlu’nu şekilden şekile sokan baskılara “hayır” diyorum.