Özgür ve evrensel olmak
İnsanlığı ve doğayı tanımıyoruz. İnsanlığı ve doğayı tanımak için öğrenmeyenler, düşünmeyenler, çalışmayanlar ve arayış içinde olmayanlar, özgür ve evrensel insan olmak yolunda gelişme kaydedemezler. Evrensel ve özgür olmanın aydınlığı yerine dar, sığ ve boğucu kalıbların, kaynakların, kurumların ve kişilerin karanlığını hakikat sanan, bulunduğu yeri ve yerelliği herşeyin mutlak ölçüsü haline getirmekten öte hiçbir özelliği ve özgünlüğü olmayan klişelere kendini mahkum ederek hayatlarını tüketen güruhların hiçbir düşünme, üretme ve yaratma kapasitesi bulunmamaktadır. Güruhların içinden düşünme, eleştirme ve yaratma adına hiçbir şey ortaya konmamaktadır. Düşün, düşüncenin ve duygunun yok edildiği ve köreltildiği bir ortamda aslında özgür ve evrensel olmaya giden yollar kapatılmakta, sahte bir yerelliğe ve kimliğe giden hapishaneler inşa edilmektedir.
İnsanlık ve doğa için özgür ve
evrensel standartlarda çalışmak yerine bulunduğu yerin kölesi olmayı
gerçek yerlilik, maneviyat ve kimlik
sanan köleler, özgürlüğe, insan haklarına, demokrasiye, çoğulculuğa,
insanlararası eşitliğe, barışa ve
adalete tümden düşmandırlar.
Geçmiş yüzyılların köhne kurgularını, yalanlarını ve yanılsamalarını
günümüze taşımaktan başka hiçbir iş yapmayan köleleştirilmiş güruhlar,
hapsoldukları yerin ve yerelliğin bütün
hastalıklarını sürekli olarak devam
ettirmekte, yaygınlaştırmakta ve derinleştirmektedirler. Özgür ve evrensel olma
arayışı ve çabası olmadan bulunulan yer ve hapsolunan yerellik, her türlü hastalığı üreten bataklıktır.
Evrensel ve özgürlük arayışında ve
çabasında olan insan, hiçbir zaman kendiini yalıtılmış bir yalnızlık içinde
hissetmez. Hiçbir yalnızlık ve yalıtılmışlık, değerli ve verimli değildir.
Değerli ve verimli olan insanla ve doğayla içiçe ve ve birlikte
olmaktır. İnsanlığın bir bölümünü diğer bölümüne karşı olarak konumlandırmak, düşmanlaştırmak
ve kamplaştırmak, düş, düşünce ve
duyarlılık sahibi birey olmak anlamına gelmemektedir. Yerellik adına bulunduğu
yerden insanlığın en değerli, olgun, gelişmiş ve modern değerlerine kin kusan
ve küfreden kişiler, entelektüel, aydın, mütefekkir veya fikir işçisi olmayı
hak etmemektedirler. Kendi dar dünyalarının kölesi olmaktan öteye hiçbir özelliği
olmayan kişilerin güruhlarca mütefekkir
ve münevver olarak yüceltilmesi ve
model olarak sunulmaya devam
edilmesi, aslında içinde bulunulan derin bataklığın bir yansıması olup,
evrensel ve özgür olana yabancı ve karşı
oluşu da ifade etmektedir.
Bütün lokalizmler,
etnosentrizmler, tutuculuklar ve fanatizmler, insanlıktan, evrensellikten
ve doğadan kopuşturlar, yozlaşmalardır
ve düşmanlıklardır. Evrensel ve özgür olanı amaçlamayan hiçbir çabanın
insanlığa yaratıcı ve yapıcı bir katkı
sunması ve söz söylemesi mümkün değildir. Kabilevi ve bedevi nitelikteki
lokallikler, kültürler ve kimlikler, bilime, felsefeye, sanata, hukuka, ahlaka,
özgürlüğe ve barışa hiçbir katkıda
bulunmadıkları gibi, insanlığa şiddet, ayırımcılık, çatışma, zulüm, despotizm,
yağma, talan, otoriteryanizm ve totaliyeryanizm getirmişlerdir. Evrensel ve
özgür olmayan her şey, gerici, yoz, bedevi ve barbardır.
Felsefe, bilim ve sanat, nasyonalizmden, etnosentrizmden, lokalizmden
veya fanatizmden çıkmaz. Fanatizmler ve
tutuculuklar, beyinleri körelten ve
işlevsizleştiren bataklıklardır. Nasyonalizm,
kabilecilik, bedevilik, tutuculuk, gericilik, hamaset ve hamakat üreten
sapkınlıklardır. Hamaset ve ahmaklıktan kurtulmanın yolu, özgür ve evrensel
olmayı hedeflemek için çabalamaktır.Evrensel ve özgür olmak için, bütün
fanatizmlerden, tutuculuklardan ve nasyonalizmlerden temizlenmek ve özgürleşmek
lazımdır. Fikir, felsefe, bilim ve sanat insanı, evrensel ve özgür olmak için
emek harcayandır.
Evrensel ve özgür olmak, sınır
tanımadan insanlığa ve doğaya dair her şeyi öğrenme, anlama, yorumlama, yazma,
araştırma, eleştirme ve yeniden
üretmeyi içermektedir. Kendisini hayali bir yere konumlandırarak kendisine ait olduğunu sandığı yereli,
etnosentrizmi veya fanatizmi övmek, yüceltmek, mükemmel ve kusursuz olduğunu
sanmak, bütün hastalıkların ve kötülüklerin kaynağının dışarıdan geldiğini
söylemek, evrensel ve özgür olmak olmadığı gibi, düşünce
faaliyetinde bulunmak anlamına bile gelmemektedir. Evrensel ve özgür
olmayan bedevi, lokal ve kapalı kültürler, kısır, katı ve katlanılmaz bir
düşünce bunalımı ve krizi içindedirler.