Dolar (USD)
32.37
Euro (EUR)
34.92
Gram Altın
2322.01
BIST 100
9079.97
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Nisan 2020

Özgür Eğitim-Sen: Hepimiz İnsanlık İmtihanındayız

Olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Tüm dünya ile birlikte sadece tek bir gündeme kilitlenmiş durumdayız. İnsanlık ailesinin tecrübe etmediği bir etki sahasına sahip olan bir virüs bütün dünyayı evine hapsetti. Ülkemizde ve dünyada ciddi tedbirlerin alınmasına yol açan virüs krizinde, birkaç ay öncesine kadar aklımızın ucundan geçmeyecek boyutta, hakların ve özgürlüklerin kısıtlandığı gelişmelere şahitlik ediyoruz. Karşı karşıya olunan tehdidin şakaya gelir yok. Salgının erken yayıldığı ülkelerde ölüm oranları günlük binli sayılara ulaştı. Sayısız ülke, sokağa çıkma yasağı uyguluyor. Dünyada ve ülkemizde hayat büyük oranda durmuş durumda. Bazı ülkeler tedbirleri sıkı uygulayabilmek adına parlamentoyu fes ederek fiili diktatörlüğe geçerken, birçok batı ülkesinde asker şehre inmiş durumda. Testi pozitif çıkan pek çok devlet başkanının karantinaya alındığı süreçte herkes yaşamından endişe ediyor.

Küresel düzeyde alınan önlemlerin benzerleri ülkemizde de alınmakta ve nüfus yüzde 95 oranında eve kapanmış durumda. Okullar, camiler, AVM’ler, restoranlar kapandı; tüm spor, kültür ve sanat faaliyetleri askıya alındı, yurt dışı uçuşlar tamamen sona erdirildi, şehirlerarası ulaşım valilik iznine bağlandı. Kamuda ve özel sektörde minimum personelle esnek çalışma sistemine geçildi. Dolayısıyla ekonomik hayatın da durduğu bir ortamda milyonlarca insan iş yerleri tarafından ücretsiz izinle evine gönderildi veya çalıştığı iş yeri kapandığı için işsiz kaldı.

Mağduriyet yaşayan çalışanların başında da MEB’in öğretmen açığını kapatmak için ucuz iş gücü olarak kullandığı ücretli öğretmenler geliyor. Ücretli öğretmenler ara tatilin öne çekildiğinin ilan edilmesinden bu yana zaten dramatik meblağlarda olan ücretlerini alamıyorlar. Bu durumda olan 83 bin öğretmenden bahsediyoruz. 83 bin aile söz konusu olan. Kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler yasal hakları gereği maaş ve ek ders ücretlerini alabiliyorlar. Ne var ki böyle bir yasal korumadan mahrum olan 83 bin öğretmen bu zor günlerde çaresiz bırakıldı.

Lütfen, dikkat! Burası önemli.

Zira kolay kolay karşılaşmayacağınız bir sendikal tavırdan söz etmek üzereyim.

Bugünler, yarın tarih olacak, ancak bugünlerde yaşadıklarımız, söylediklerimiz ve yaptıklarımız yarına kalacak. Bugünlerden yarına kalacak olanlardan birisi de Özgür Eğitim-Sen “Hepimiz İnsanlık İmtihanındayız” başlıklı açıklaması olacak. Tarihe bir not düşmek maksadı ile 30 mart tarihli açıklamadan bir bölümü burada paylaşıyorum:

“Özgür Eğitim-Sen olarak okulların tatil olduğu ilk günden itibaren hiçbir hakkı gözetilmeksizin kapıya konan meslektaşlarımızın hakları için MEB’e çağrıda bulunduk. Fakat Bakan Ziya Selçuk, mevcut mevzuatı gerekçe göstererek ücretli öğretmenin hakkını aramayacağını, 83 bin öğretmenin mağduriyetine gözlerini kapatacağını ilan etti. Bu durumda Özgür Eğitim-Sen olarak MEB’e ilkesel bir
çağrıda bulunduk:

Madem 83 bin meslektaşımızı sahipsiz bırakarak açlığa terk ediyorsunuz, kadrolu öğretmenlere, derslere girmemesine rağmen, ödeyeceğiniz ek ders ücretini ödemeyin, o parayla ücretli öğretmenlerin ücretini ödeyin. Zira yasal hakkımız olmasına rağmen böylesi zorlu bir dönemde emek vermeden alacağımız bu ücreti istemiyoruz.

Özgür Eğitim-Sen diyor ki;

Zor zamanlardan geçiyoruz. Aynı zamanda bugünler, küresel boyutta insanlık imtihanından geçtiğimiz günler. İlkeli tutumunuzla, erdemli duruşunuzla farkınızı ortaya da koyabilirsiniz; bencilliğin, çıkarcılığın fırsatçılığın dibini de bulabilirsiniz.

Olağanüstü koşullar yaşanırken normal zamanlarda verilen reflekslerle hareket edemezsiniz. Herkesi ilgilendiren kamusal sorunlar yaşanırken bireysel faydacılık esasıyla değil kuşatıcı bir sorumluluk duygusuyla hareket edilmesi gerekir. Yukarıda betimlediğimiz şartların yaşandığı bir ortamda öncelenmesi gerekenler dezavantajlı kesimlerdir. Bu şartlarda öncelik daima ihtiyaç sahiplerinindir. Evine ekmek götüremeyenindir, dezavantajlı çalışma koşullarında 3-5 kuruş kazanmaya çalışan çalışanlarındır. Ücretsiz şekilde işinden atılan, günlük kazandığı için evine ekmek götüremeyecek durumda olan milyonlarca insan yardım ve desteğe muhtaç iken kamu çalışanlarının özlük haklarındaki tali bir takım hak kayıplarının peşine düşerek ortalığı yangın yerine çevirmek vicdani de değildir, ahlaki de değildir. İnsani hiç değildir.

Rutin dışı bir dönemdeyiz. Hükümet her şeyin normal olduğu şartlarda böyle bir kesintiyi yaptığında yeri göğü inletip çalışanın hakkını arıyoruz. Ancak sendikacılık her şart ve ortamda özlük hakkı takipçiliği yapmak değildir. Gerektiğinde diğergamlık yapmayı, paylaşmayı, dayanışmayı, feragat etmeyi, öncelik sıranı değiştirmeyi gerektirir. Yaşadıklarımız oyun ve eğlence değil, ciddi bir süreçten geçiyoruz. Bu noktada bilhassa tüzel kişiliklere sorumluluk almak, mağdur, mazlum ve muhtaç insanların ihtiyaç ve taleplerini öncelemek, onların imdat çığlıklarına cevap üretmek düşer. Ahlaki ve vicdani sorumluluk bunu gerektirir.” (Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu)

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan