Özge Mekan
Bir ülkenin gerçek gelişmişliği, sanayisinin büyüklüğü, ticaretinin hacmi ve ekonomisinin canlılığı, kültür sanat dünyasının da belli bir yüksekliğe ulaşmasıyla mümkün olabilir. Bunu artık bütün dünya kabul ediyor.
Dünyanın ilerlemiş ülkelerine her geçen gün yaklaşan ve ümit verici gelişmelere ve refaha şahit olunan Türkiye'mizde şükürler olsun ki, ilim, sanat ve kültür sahalarında da göz ve gönül doyuran bir inkişafı gözlemliyoruz.
Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın açılışını yaptığı Yeşilköy'deki "CNR 4. Kitap Fuarı" mevcut olan ümitlerimizi kat be kat artırmıştır. Öncelikle devletimizin en üst seviyesindeki katılımın önemi ve değeri bir kere daha iyi anlaşılmıştır.
Son 15 yılda Türkiye'de kitap fuarlarının sayısı çok artmıştır. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Türkiye'nin neredeyse diğer 79 ilinde ve bir çok ilçesinde hatırı sayılır fuarlar düzenlenmektedir. Bu fuarlar sadece açıldıkları yerlerin kültür hayatını canlı kılmakla kalmıyor, ekonomisine de büyük bir katkı sağlıyor. Fuar dolayısıyla iç turizm canlanıyor. Fuar alanına gidip kitap almak isteyen ve çevre illerde, ilçelerde, kasaba ve köylerde yaşayan vatandaşlar yaptıkları alışverişlerle sözkonusu yerleşim birimine ciddi katkılarda bulunmaktadırlar.
24 Şubat'ta açılan ve 5 Mart Pazar akşamına kadar gezilebilecek olan kitap fuarına 19 ülkeden 300 yayınevi katılıyor. Türkiye'nin belli başlı bütün yayınevleri bu geniş alanda temsil ediliyor. 1000'in üzerinde kültürel faaliyet gerçekleşiyor. Ana teması "15 Temmuz" olan fuarda çok değerli yazarlar, sanatkarlar, akademisyenler ve gazeteciler belirlenmiş salonlarda konuşmalar yapıyor. Mesela benim takip ettiğim konferanslar oldu. Yazar Murat Başaran Pazar günü "Osmanlıyı Anlamak" başlıklı önemli bir hitabede bulundu. Ardından Mihrabad Yayınları standına geçerek okuyucularıyla buluştu ve kitaplarını imzaladı. Dün Hasan Basri Bilgin, "Peygamber Kıssalarının Romanlaştırmaları" başlıklı bir konuşma yaptı. Fuarda yurtiçinden ve yurtdışından yüzlerce konuk yazar davet edildi. Kitapseverler on gün boyunca bu yazarlarla tanışma ve sohbet etme fırsatı bulabiliyorlar. Fuarın Onur Konuğu çizimleri ile 40 yıldan beri kültür hayatımıza büyük katkılarda bulunan sanatkar çizer Hasan Aycın.
Fuarı geçen yıl, yaklaşık 400 bin kişi ziyaret etmişti. Bu yıl Cumhurbaşkanımızın açılışta bulunmasıyla bu sayının çok artacağı hesap ediliyor. En az 500 bin kişilik bir ziyaretçi sayısı ümit ediliyor ve bekleniyor. Bu da henüz dört yıl önce başlamış bir fuar için büyük bir zaferdir. 35 yıldır fuar düzenleyenler bu sayıya henüz yeni ulaşmışlardır. Dolayısıyla kanaatimce profesyonel davranışlarla bu fuar, İstanbul'un ve Türkiye'nin en büyük kitap fuarı olmaya aday görünüyor. Bir iki yıl içinde de bu zaferi elde edebilir. Zira en büyük avantajı ve cazip yönü, şehrin içinde ve merkezi bir alanda yapılıyor olmasıdır.
Bu şöleni henüz görememiş olanlara tavsiyem bir an önce fuarı ziyaret edip yüzbinlerce kitabı bir arada inceleme fırsatını kaçırmamalarıdır. Peki başlıca kazançları neler olacak, hemen sıralayayım:
Öncelikle uzun zamandır arayıp da bulamadıkları kitapların izini burada sürebilecek ve büyük bir ihtimalle aradıklarını bulabileceklerdir.
Yeni basılmış ve vitrinlere henüz çıkmamış kitapları da toplu olarak görme, inceleme ve değerlendirme fırsatı elde edilebilecekler.
Başta Ankara olmak üzere İstanbul dışında basılan kitaplardan haberdar olunabilecek, ihtiyaca göre bunlar temin edilebilecektir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Kültür AŞ Yayınları gibi resmi kurumların bütün kitapları da bu mekanda toplu olarak sergileniyor.
Okuyucular, 25 bin metrekarelik alanda çeşitli yayınevlerinin bugüne kadar fark etmediğimiz, görmediğimiz, bilmediğimiz kitaplarını görme, inceleme, satın alıp okuma fırsatını elde edebilecekler.
Bilhassa İstanbul'daki bütün öğretmenlerin ve öğrencileriyle birlikte bu fuarı gezmesi ve aydınlanması gerekiyor. Bunun için okul idareleri harekete geçmeli, Milli Eğitim Müdürlüğü de teşvik edici bir rol oynamalıdır.
Cumartesi, Pazar ve Salı günleri fuardaydım. Hakikaten büyük bir coşku ve heyecan vardı. Ötüken, Dergah, Nar, Kapı, Akıl Fikir, Damla, Kitabevi, İz ilk elde hemen görebildiğim yayınevleriydi. Ama daha pek çok yayınevi standlarını açmış okuyucularını bekliyor. Azerbaycan, Suriye, Lübnan, Suudi Arabistan, Ürdün, İran, Ukrayna, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Karadağ gibi konuk ülkelerden yayıncılar var. Felsefeden edebiyata, çocuk yayıncılığından tarihe, tasavvuftan bilime kadar çeşitli türlerde onbinlerce kitap hepimizi bekliyor. Düşünce hayatımız bu fuarlarla bereketleniyor, çeşitleniyor ve canlanıyor. Kitabı seven, kitapla haşir neşir olan, kitapsız bir hayatı düşünmeyen bütün okuyucularımı bu güzel şölene, Dünya Ticaret Merkezi'ndeki bu kitap ziyafetine davet ediyorum. İnanıyorum ki, bu özge mekandan ellerinde poşet poşet kitaplarla ve mutlu olarak ayrılacaklardır. Sağlıcakla kalın, kitapla kalın.