Özge Can Cinayetinin ardından
Birkaç gün önce, Mersin'in Tarsus ilçesinde işlenen kadın cinayeti ülke gündemine bomba gibi düştü. Bindiği minübüste hunharca öldürülen genç kız, topluma "yeter artık" dedirtti. Üç gündür, sokaklarda canice işlenen bu cinayete karşı büyük tepki gösteriliyor.
Elbette, yirmi yaşındaki genç kızın alçakça öldürülmesine gösterilen tepkiler önemlidir. Ancak, ben toplumda oluşan bu galeyanın, ülkemizdeki Kadına şiddet ve cinayet sorununu çözeceğini düşünmüyorum. Çünkü, biz olayın sıcaklığı üzerindeyken her türlü tepkiyi gösteririz. Ama olayın üzerinden biraz vakit geçti mi tüm yaşananları unuturuz.
Çok fazla geriye gitmeye gerek yok... Cem Garipoğlu, sevgilisi Münevver Karabulut'u öldürdüğündede yukarıdaki tepkilerin bir benzeri gösterilmişti. Evet, cinayete tepki gösterdik ve unuttuk. İşte görüyorsunuz, o tepkiler Kadına şiddet meselesini bitirmeye yetmedi. Münevver Karabulut'un ardından, yüzlerce Kadın eşleri veya yakınları tarafından öldürüldüler.
Değerli Dostlar, bu kez yanılmak istiyorum. Toplumun tüm katmanlarında böyle bir birliktelik oluşmuşken, Kadına şiddet sorununun bitirilmesini bekliyorum. Peki, toplumda oluşan bu birlikteliğin üzerine daha neler koyarak, bu sorunun üstesinden gelebiliriz? Öncelikle, en kısa sürede bu tür cinayetlere karşı caydırıcı cezalar getirilmelidir. İdamsa idam... Hadımsa hadım...
Medya olarak bizlerde, Özge Can'a yapılan bu vahşeti unutturmamalıyız. Olayın üzerine o kadar gitmeliyiz ki konu toplumun gündeminden düşmeye fırsat bulamasın. Eğri oturuup doğru konuşalım, yaşanan cinayetlerde medyanın kusuru büyüktür. Beyler, milletin önüne konulan rol modelleri insanları bu hale getirdi.
Aslan yattığı yerden kalkar denir. Toplum olarak bizler, bu çukurdan düştüğümüz yerden çıkmalıyız. Hiç vakit kaybetmeden medyada bir seferberlik başlatmalıyız. Mesela toplumdaki şiddetin panzehiri olacak diziler ve programlar piyasaya sürebiliriz. Bu konuda duyarlı davranmaları için, Medya Patronlarına özel çağrıda bulunuyorum. unutulmasınki, hiçbir reyting kaygısı insan hayatından daha önemli değildir.