Dolar (USD)
34.55
Euro (EUR)
36.08
Gram Altın
2990.17
BIST 100
9493.78
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 Ağustos 2021

Özetlemek gerekirse…

Yıllardır çeşitli platformlarda, aynı konuların konuşulduğunu duymuşsunuzdur. Çıkan savaşlar; göç etmek zorunda kalan ve sistematik zulüm gören, milyonlarca mülteci; zengin yer altı kaynaklarına sahip Afrika’nın, on milyonları aşan açlık sıkıntısı; çağdaş Avrupa’da kaybolan yada istismara uğrayan, milyonlarca kadın/çocuk; sözüm ona medeni ülkelerde çocukları ellerinden alınarak, asimilasyona uğrayan yüzlerce Müslüman aile ve dünyanın göbeğinde bulunan toplu mezarlar… Suriye ve Irak’ta katledilen, 3 milyondan fazla insanı ise daha saymıyorum bile. Fakat gelin görün ki bunları çözüme kavuşturmak üzere düzenlenen şaşaalı toplantılardan, bir arpa boyu yol alınamadığı bir gerçek. Nasıl yol alınsındı ki… Çünkü dünyanın egemen ülkeleri ve küresel elitleri, hem İDEOLOJİK hem de EKONOMİK açıdan, kazanımlarını arttırmaya devam etmekteler ne yazık ki. Üstelik aralarındaki çıkar çatışmalarına rağmen, bu sıkıntıları “AMACA GİDEN HER YOL MUBAHTIR” anlayışıyla, ilmek ilmek dokuduklarını söylemek dahi hata sayılmayacaktır. Nasıl mı?

***

Sıcaklıkların artması, 95 ülkenin eşzamanlı yangınlarla boğuşması, buzulların erimesi ve sellerin oluşturması, “KÜRESEL ISINMA” konusunu tekrar gündeme taşıdı malumunuz. Tabi dolayısıyla dünyanın tepesinde konuşulan, KARBON SALINIMI meselesini de. Aslına bakarsanız bu mevzu, bizler için pek yeni de sayılmaz. Keza bağlı olduğu odakların telkiniyle, PARİS İKLİM ANLAŞMASINDAN çekilen Trump’un akıbeti, zihinlerimizdeki yerini hala korumakta. Akabinde ise belli küresel çevrelerin desteğiyle koltuğa oturan Biden’ın, ilk hamlesini PARİS İKLİM ANLAŞMASINA dönerek yapmasını da unutmuş değiliz. Bunun nasıl bir mesaj barındırdığını sorarsanız. Cevabı açık… Kısacası İLERİSİ İÇİN küresel ısınma, karbon salınımı, yangın, sel, salgın, varyant derken, “BLOCKCHAİN” tabanlı yeni düzen kurulmaya çalışıldığı artık net. İşte bu zihniyetle kısmen aynı düşünen Amerika’daki (Biden’i destekleyen) bir kliğin, fosil yakıtları (petrol, gaz, kömür…) budayarak, dijitalleşme ve karbon özelindeki icatlarla, DOLARIN DENGESİNİ kurmaya çalıştığını söyleyebiliriz. Ama yine Amerika’da diğer bir damar daha var ki, onlarında tam tersi istikamette, PETROL/DOLAR gücüyle planlar yaptığını ifade etmek mümkün. Anlayacağınız dünyanın tepesinde sahnelenen ve yeryüzüne etki eden mücadelenin, EKONOMİ çerçevesinde bir HÂKİMİYET TASARIMINA karşılık geldiği aşikâr. O yüzden kimi ülkelerin bazen mecburiyetten, bazen menfaatleri nispetinde, bazen de çeşitli tehditlerle, bu unsurlardan birine yakın durdukları, dikkate alınması gereken bir tespit. Zira perde ardında bunlar olup biterken, sahnede ulus devletlerin mücadelesine tanıklık etmemiz fazla söze hacet bırakmıyor. Girişte değinilen sıkıntılar ise bütünüyle bunların YANSIMASINDAN ibaret şekilleniyor.

***

Bu minvalde henüz sıcaklığını koruyan Afganistan hadisesine, aynı perspektifte bakmanın ufkumuzu açacağı kanaatindeyim. Mesela Biden yönetiminin biranda verdiği çekilme kararıyla, Kabil’in düşeceğini ve Taliban’ın hâkimiyet sağlayacağını HESAP ETMEMESİ imkânsız. Nitekim Suriye’de aniden kaybolan DAEŞ varlığını ve seneler evvel bu varlığın, Afganistan’a taşındığının dillendirildiği düşünüldüğündeyse, önümüzde bam başka bir resmin canlandığını inkar edemeyiz. Tıpkı yukarıda zikrettiğimiz Amerikalı bir kliğin, Afganistan’da iç savaş çıkartarak, bunu Çin’e, Pakistan’a ve Türki Cumhuriyetlere İHRAÇ ETME OLASILIĞI gibi. Buralara yayılacak mülteci akını ise cabası... Buna karşın Taliban yönetiminin, içeriye dönük verdiği sıcak mesajlar elbette ki olumlu. Hatta önceleri yabancı askerlere yönelik negatif açıklamalarına rağmen, şimdilerde özellikle Türkiye’ye pozitif yaklaşmaları bir o kadar önemli. Taliban yönetimi oyunu gördüğü için mi, böyle bir tavır aldı bilemiyoruz. Lakin Türk askerinin, “YENİ BİR DEAŞ TEHLİKESİ VE GÖÇMEN SORUNUNU ENGELLEMEK İÇİN KALMAK İSTEMESİ” bizi doğrular nitelikte seyrediyor. O nedenle Türkiye’nin, “ORTALIĞIN SÜKÛNETE ERMESİ ADINA KENDİNİ HİSSETTİRMESİ, MENFAATLERİMİZLE ÖRTÜŞMEKTEDİR” diyebiliriz. Ancak bu durumdan oyunu kuran tarafın, hiç hoşlanmayacağı muhakkak… Bizim ki de laf! Ülkemizin gaz çıkarmasından, petrol aramasından, Kanal İstanbul projesinden… vb. reaksiyonlarından, BAHSETTİĞİMİZ İKİ TARAFIN DA İTİRAZ ETTİKLERİ yok muydu sanki… Var elbette… ZATEN OLAYIN ÖZÜ DE, İŞTE TAM BURASI…