Özel Tüketimin Büyümeye Katkısı 13,6 Puan Oldu
Geçen yılın Eylül ayında başlayan düşük faiz, yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı büyüme modeline odaklanılan yeni bir sürece girmiştik. Pek çok ülke potansiyel büyüme oranlarının altında kalırken Türkiye ekonomisi ise benimsenen bu ekonomik model sayesinde en fazla büyüyen ülkelerden biri olmaya devam ediyor. TÜİK verilerine göre; büyüme oranı 2.çeyrekte yıllık baz da yüzde 7,6 olarak açıklandı.
Büyüme; harcama, üretim ve gelir olmak üzere üç farklı yöntem kullanılarak hesaplanır. Manşet verinin yüksek çıkması elbette olumlu bir tablo ancak bu büyümenin sürdürülebilir olması, tabana yayılması ve sektörler arasında dengeli dağılması, büyüme oranından çok daha önemlidir. Yukarıda saydığımız yöntemler büyümenin ne kadar sağlıklı olduğunu göstermeye yardımcı olur.
Harcama yöntemine göre; yerleşik hane halklarının tüketim harcamaları, 2022 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 22,5 arttı, büyümeye katkısı 13,6 puan oldu. İlk çeyrekte ise tüketim harcamaları yüzde 19,5 artmıştı. İç talepteki artışın ikinci çeyrekte de devam ettiğini görüyoruz. Bu durum, düşen alım gücüne rağmen enflasyon beklentisi nedeniyle öne çekilen talepten kaynaklandı.
Devletin nihai tüketim harcamaları 2022 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 2,3 arttı. Kamu harcamalarının büyümeye katkısı 0,3 puan olarak gerçekleşti. Önümüzdeki dönemde, seçimler nedeniyle bu harcama kaleminde artış olacağı tahmin ediliyor.
Gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 4,7 oranında artış gösterdi. Makine ve teçhizat yatırımları ise yüzde 17,8 arttı. Yatırımlardaki bu artış, yatırım iştahının devam ettiğini ve alınan kredilerin amaca uygun şekilde kullanıldığını gösteriyor.
Mal ve hizmet ihracatı 2022 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 16,4, ithalatı ise yüzde 5,8 arttı. Net ihracatın büyümeye katkısı 2,7 puan oldu.
Büyüme verisini üretim yöntemiyle ele alırsak, sektörler arasında dengeli bir dağılım olmadığını görüyoruz. Hizmet sektörü yılın ikinci çeyreğinde yüzde 18,1, sanayi sektörü 7,8 büyürken, tarım sektörü yüzde 2,9, inşaat sektörü ise yüzde 10,9 küçüldü.
Salgının en yoğun hissedildiği dönemde sanayi sektörü rekor seviyelerde büyümüştü ve hizmet sektöründeki kayıpları önemli ölçüde telafi etmişti. Kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte hizmet sektörü hızlı bir şekilde toparlandı. Özellikle turizm ve finans/sigorta faaliyetlerinin de katkısıyla ikinci çeyrekte en fazla büyüyen sektör hizmet oldu.
Tablonun olumsuz tarafında ise, girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle daralan tarım ve inşaat sektörü olduğunu görüyoruz. Son bir yıldır ekonomi gündeminin ilk sıralarında konut ve gıda fiyatlarındaki artış yer alırken, ilgili sektörlerin küçülmesi oldukça dikkat çekiyor.
Üçüncü çeyreğe dair büyüme beklentileri açıklanan öncü göstergelerle şekillenmeye başladı. Hem iç hem de dış talepte bir yavaşlama olacağı bekleniyor. Buna rağmen uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, yılsonu büyüme tahminini yüzde 3,5'ten yüzde 4,5'e, Goldman Sachs ise yüzde 3,5'ten yüzde 5,5'e yükseltti. Umuyoruz ki büyümedeki artış istihdam verilerine de yansır.