Dolar (USD)
34.56
Euro (EUR)
35.96
Gram Altın
3012.58
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Ağustos 2021

Beyaz bir sayfa önünde

Zaman; Mevla’nın, adına yemin ettiği kutsal şey…

Zaman; gökleri ve yeri yaratan Rabbin, yarattığı günkü şekliyle anların kesintisiz ve durdurulamayan akışı…

Zaman; bir yuvarlak etrafında raks eden mefhum…

Zaman; geri dönüşü olmayan yol…

Zaman; insanın hissiyatıyla algılayamadığı bir gerçeklik…

Zaman; değerinden habersiz olduğumuz iki nimetten biri...

Zaman; yaşadığımız hayatın ta kendisi…

Zaman; bizi mezara çeken halat…

“Şüphesiz Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir.” (Tevbe/36) fermanıyla dilimlere böldü onu Rahman. İsimleri yaratılanlar tarafından verildi. Meydana gelen hadiselere göre Muharrem, Safer, Rebiyülevvel, Rebiyülahir, Cemaziyülevvel, Cemaziyülahır, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhicce diye adlandırıldı bölümleri. Farklı duraklarına farklı değerler yükledi zamanın sahibi. Bunun için öncesi, anı ve geleceği ile muhterem oldu zaman.

Bu değerler manzumesinin başlangıcıdır 1 Muharrem. Dinde kardeş olanların birlikte sevindiği an. Duaların bir olduğu an. Geleceğe ait isteklerin duaya dönüşüp Mevla’ya sunulduğu an... Yeni hayallerin kurulup yeni umutların yeşerdiği an...

Hicrî tarih, iki cihan serveri Hz. Muhammed’in (s.a.s.) Mekke'den Medine'ye göç edişi ile başlar. Hicret bu âlemde bir milattır. Veda Tepeleri’nde Hz. Muhammed ve yol arkadaşının görünüşü, yeni bir tarihin başlangıcı olmuştur. Hürmetin zamana kazındığı an oldu bu an. Tüm Yesripliler muhacirlere ensar oluyor, dostluğun ve kardeşliğin en güzel timsalini oluşturuyordu. Yesrip “Medine” oluyor, tüm kıtalara medeniyet taşıyan bir kevser gibi akıyordu. Allah’a ve O’nun peygamberine candan bağlılığın simgesi örülüyor, kardeşlik yolculuğunun öyküsü yazılıyordu. Çölleşmiş yürekler iman suyu ile sulanıyor, gönüllerde başlayıp gönüllerde biten bir duygu iklimi yaşanıyordu. Gönüller sevinçle dolu, yüreklerdeki pusula barışı gösteriyordu.

Böyle öğretmişti Yaradan Resul’üne ve böyle anlatmıştı Resul’ü ümmetine. Değişmeliydi cehalet bataklığında kıvranan nesillerin geleceği. Barış olmalıydı dünyada. Kardeşlik ilan edilmeliydi aynı inancı paylaşanlar arasında. Kardeşten öte olmalıydı inanç birlikteliği. Savaşa son verilmeliydi kardeşler arasında. Kan dökülmemeliydi bu fani âlemde. Kabil’in değil, Habil’in anlayışı devam etmeliydi. İnsanlar kucaklaşmalıydı ve her halükarda kardeş olduklarını bilmeliydiler. O şanlı rehber Resulüllah’ın (sav) Medine’ye gelişi ile barış genel bir prensip, savaş ise zorunlu hallerde olabilecek bir durum haline gelmişti.

Bu kutlu yolculuk, hicretten 17 yıl sonra Hz. Ömer'in halifeliği döneminde Hz. Ali'nin teklifiyle hicrî takvimin başlangıcı olarak kabul edilecek, hürmet ifade eden ay olan Muharrem ayı da bu takvimin ilk ayı olacaktı.

Muharrem ayı, Sevgili Peygamberimizin “Şehrullah": Yani “Allah'ın Ayı” diye nitelendirdiği kutlu ay… Mekkeli müşriklerin bile kin ve nefretlerine ara verdiği bir ay… Muharrem ayı, haram kılınmış, hürmete layık, hürmetle başlayan bir ay... Muharrem ayı Müslümanların takvim başlangıç ayı... Muharrem Hz. Nuh peygamberle başlayıp Hz. İbrahim ve Hz. İsmail ile devam etmiş tüm inanan toplumların mukaddes kabul ettiği ay... Muharrem mutluluk, muharrem hüzün ayı…

Hicri yıldönümü, tevhit inancının kalplerde kökleştiği bir dönemdir.

Hicri yıldönümü, İslam sevdasının kalplerden, bir toplumun bütün hayatına nüfuz etmeye adım attığı bir zaman dilimidir.

Hicri yıldönümü cehaletin ilme, savaşın barışa, kin ve nefretin sevgiye mağlup olduğu andır.

Hicri yıldönümü çoraklaşmış vicdanlarda iman tohumlarının filiz verdiği vakittir.

Hicret medeniyetin dünyaya yayılışının adıdır.

Hicret; Müslümanlar için bir milat, Allah’a ve O’nun Kutlu Elçisi Rahmet Peygamberine gönülden bağlılığın bir ifadesi, hakka, hakikate, ilme, irfana ve medeniyete yapılan bir yolculuktur.

Hicret, Allah rızası için; anadan, babadan, evlattan, yardan, diyardan, maldan, mülkten hatta candan vazgeçmenin ibretli ve meşakkatli öyküsüdür.

Hicret; Yüce dinimizin rahmet yüklü mesajlarını bütün insanlığa ulaştırmak için çıkılan kutlu yolculuğun adıdır.

Hicret, Allah yolunda fedakârlığın, yardımlaşmanın kardeşliğin zirvesidir.

Kötülüklerden ve fenalıklardan uzaklaşıp Rabbimize hicret etmeyi başardığımızda, hicret takvimimiz işlemeye başlayacaktır.

Zamanın sahibine hicret etmek ümidiyle…