Özel okullar derneği başkanı ve neden olduğu tartışma
Covid-19 salgınına paralel olarak okulların açılıp açılmaması konusundaki tartışmalar sürüyor. Pandemi sürecinde tedbirlerin ilk alındığı kurumlar okullar olmuş ve yüz yüze eğitime mart ayının ortalarından itibaren ara verilmişti.
Okullar açıldığında yükseköğretim öğrencileri ile birlikte
yaklaşık 27 milyon öğrencinin aynı anda mobilize olması söz konusu. Çocukların
sağlığı ve güvenli şartlarda eğitim görmeleri temel önceliktir. O yüzden
toplumdaki hemen herkesi ilgilendiren böylesi ciddi bir kararın tartışılması
doğaldır.
İşte bu tartışmalar sürerken Türkiye’deki 13 bin özel okulun
2 binini temsil eden Türkiye Özel Okullar Derneğinin Başkanı medyaya yaptığı
açıklamada sanki okulların kapalı olmasından öğretmenler sorumluymuş gibi
öğretmenleri suçlamayı tercih etti. “Dünyanın her yerinde okulların
açılması birinci gündemken burada tek muhalefet var, o da öğretmen sendikaları.
İşe gitmeden maaşlarını alıyorlar. Sanırım rahata da alıştılar.”
Gönül isterdi ki Özel Okullar Derneği Başkanı temsil ettiği
okulların süreç içerisinde yaşadıkları sıkıntıları dile getirsin. Bunun yerine
o, öğretmenleri rencide ederek sayıları 1,5 milyona yaklaşan eğitimci ordusunu
yattığı yerden para kazanmayı arzulamakla ve rahatına düşkünlükle suçlayan bir
açıklama yaptı.
Özel okulların ekonomik gerekçelerle okulların açılmasında
aceleci davrandıklarını anlayabiliyoruz. Fakat sorumluyu yanlış yerde
arıyorlar. Okulların açılmasına ne öğretmenler karar verecek, ne de onları
temsil eden sendikalar. Kaldı ki öğretmenin ne özlük haklarının ne de mali
haklarının iyileştirilmesinde herhangi bir etkisi olamayan sendikaları okulların
açılmasında etkili görmek abesle iştigal etmektir.
Özel Okullar Derneği Başkanı’nın eğitimciye yakışmayan bir
yaklaşımı da olumsuz örnekler üzerinden olumsuz bir şeyi meşrulaştırmaya
çalışması. AVM’ler, sahiller dolu ise neden okullar açılmasın gibi bir yaklaşımla
salgının artmasına neden olan sorumsuzluğu okulların açılması için örnek
gösteriyor. Altı doldurulmaya muhtaç ifadelerle okulların daha sağlık ve
güvenli olacağını iddia ediyor. Çocukların sağlığından çok ticari gelirlerine
veya edecekleri zarara odaklanan ve bunu yaparken de hükümete yükseltemediği
sesini öğretmenlere hakaret ederek duyurmaya çalışan bu anlayış doğal olarak
tepki gördü. Günlerdir öğretmenler sosyal medyada ve üyesi bulundukları
kuruluşlar yoluyla Özel Okullar Derneği Başkanı’nı özür dilemeye davet ettiler.
Öğretmenler tepkilerinde haklı. Ancak bence en başta Özel Okullar Derneği
üyesi olan özel okul sahiplerinin ve yöneticilerinin tepki göstermesi
gerekiyor. Çünkü bu tür beyanlar özel okulların kamuoyunda zaten pek de iyi
olmayan imajlarını daha da kötüleştiriyor. Özel okullar aynı zamanda birer
işletme. Ekonomik açıdan bir çarkı döndürmek zorundular. O okullarda çalışan on
binlerce insan var. Ne var ki sorunlarını herkesin makul göreceği bir dilde
ifade etmek varken eğitimcileri karşısına alarak kendi yaralarına da merhem
olmayacak bir yola tevessül edilmiş olması en başta özel okullara zarar
veriyor.
Önemli ve öncelikli olan, milyonlarca öğrencinin can güvenliği
ve sağlığıdır. Okulların açılmasına da öğretmenler ve sendikalar değil Sağlık
Bakanlığı Bilim Kurulunun tavsiye ve telkinleri doğrultusunda Hükümet ve MEB
karar verecektir.