Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.55
Gram Altın
2902.46
BIST 100
9395.39
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Temmuz 2024

Özel hayatın gizliliğini araştırmak haramdır

Özel hayat, kişinin başkaları tarafından öğrenilmesini istemediği söz, davranış, iş, parasal bağlantı, haberleşme ile cinsel hayatıdır ve dokunulmazdır. Yaratanla kişi arasındadır. Özel hayatın gizliliklerini araştırmak ve yaymak insanın ırzına dokunmaktır ve büyük haramdır.

Bismillahirrahmanirrahim…

Biz insanların hamdine muhtaç olmayan Rabbimize, hamde layık bir Rab olduğu için hamd ederim.

Bu sohbetimizde “Başkalarının Özel Hayatının Gizliliklerini Araştırmak Haramdır/Zulümdür“ konusunu işlemeye çalışacağız. İnsan yaratılışı itibariyle muhteşem bir varlıktır. İnsanın canı ve malı gibi ırzı da dokunulmazdır. Veda haclarında Aziz Peygamberimiz Efendimiz şöyle buyurdular: “Canlarınız, mallarınız ve ırzlarınız birbirilerinize haramdır. Bu haramı ihlal cehennemi bir zulümdür. Mümin kardeşinin ırzının çiğnemesi, kişiye şer olarak yeter.“

Kişinin ırzı, şahsiyetini oluşturan değerlerdir. Doğruluk, adalet, cömertlik, cesaret, namusluluk ve benzeri hasletler kişinin ırzını oluşturur. Özel hayatın gizliliklerini araştırmak ve yaymak insanın ırzına dokunmaktır. Bu sebeple yüce dinimizde özel hayatın gizliliklerini araştırmak büyük haramlar arasında yer almaktadır.

Tarifimizde yer alan ‘ Kişinin başkaları tarafından öğrenilmesi istemediği” ifadesi, kişinin anasını, babasını, eşini, çocuklarını, amcasını, halasını, dayısını ve benzeri akraba fertlerini de içine alır. Yasaklandıysa, tarafınızdan öğrenilmesi istenmiyorsa, ana baba olarak yetişkin çocuğumuzun gizliliklerini araştırmak hakkına sahip değiliz. Çünkü İslâm’da evlat bağımsız yükümlü bir varlıktır. Ana baba da öyledir. Ne ana baba çocuğu için, ne çocuk ana babası için sorgulanacak ve yargılanacak değildir. Yaratan katında ve hukuk nazarında bağımsız birer şahsiyetiz.

DİNİMİZ TECESSÜS ETMEYİ HARAM KILMIŞTIR

Lokman Suresinde değinildiği gibi, yüce dinimizin yüklediği ana görevlerden biri de başkalarının özel hayatına saygı duymak, başkalarının özel hayatının gizliliklerini araştırmamak ve yaymamaktır. Bunun için yüce dinimiz bize haram nitelikli bazı yasaklar koymuştur. Bunları üç ana maddede özetlememiz mümkündür.

Dinimiz bize tecessüs etmeyi; zarar verme amacıyla gizlilikleri araştırmayı haram kılmıştır.

Dinimiz bizlere izinsiz olarak konutlara ve iş yerlerine girmeyi yasaklamıştır.

Dinimiz bizlere emanet olarak bırakılan sırları ifşa etmekten de men etmiştir.

Bu üç ana harama riayet edildiği zaman kişi, başkalarının özel hayatını araştırma günahını ve suçunu işlemekten korunmuş olur.

Başkalarının özel hayatının gizliliklerini araştırmayı ve yaymayı haram kılan dinimiz bu amaçla bize bazı yasaklar koymuştur. Bu yasakları üç ana maddede özetlememiz mümkündür.

1.) TECESSÜS ETMEK

Zarar verme amacıyla gizlilikleri gizlice araştırmak olan Tecessüs, bir Kur’an ifadesidir. Rabbimiz Hucurat sûresinin on ikinci âyetinde bize “tecessüs etmeyin” emrini vermektedir. Başkalarının hatalarını araştırmak için tecessüs etmemek, yalnızca insanlık, sadece hukuka saygı konusu değildir. Bu yasağa riayet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek gibi bir ibadettir. Bilinmesi gerektiği üzere ibadet İslâm’da Rabbimizin her bir emrine itaat etmektir. İbadet Rabbimizin her bir yasağına uymaktır. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

“Ey iman edenler! Kesin bilgiye dayanmayan zanla iş görmekten kaçının. Zannın bir kısmı zaten büyük günahtır. Sakın ha tecessüs yapmayın; zarar vermek amacıyla hataları da araştırmayın…“

Zarar verme amaçlı araştırma yasağını pekiştiren bir diğer Kur’âni emir olan İsra sûresinin 36. âyetinde de şöyle buyrulmaktadır:

“Bilmediğin şeyin ardına düşme; düşüp de gizlilikleri araştırma. Çünkü kulaklar da, gözler de, kalpler de yaptıklarından sorumludurlar.”

O büyük sorgulama gününde bütün bu organlarımız konuşturulacaktır. İtiraz edildiği zaman da dillerimiz mühürlenecek, organlarımız tek tek konuşturulacaktır.

Bilindiği gibi kulaklar, gözler ve kalpler… bu üç ana organ gizlilikleri araştırmanın yollarıdır. Biz de bu tecessüs yasağını, İsra 36’nın bu bölümünü izleyerek açıklamaya çalışacağız.

KULAK VERMEK

Evet, gizlilikleri araştırmanın ilk yolu, kulak vermektir. Allah bizlere kulak nimetini, işitme/dinleme nimetini Rabbimizin emirleri ve yasaklarını dinleyelim, dile getirilen güzelliklere ulaşalım, insanların yararına olacak sözlere ve işlere kulak verelim diye verdi. Kur’an’ın ifadesi ile dile getirirsek bize kulaklarımız “hayra açık hakikati kavrayıcı kulaklar“ olsun diye verildi. ( Tevbe 9/61; Hakka 69/12) Enfal Suresi âyet 21 ve 22’de de şöyle buyrulmaktadır:

“Ey iman edenler! Dinlemedikleri halde biz Rabbimizin buyruklarını dinliyoruz diyenler gibi olmayın. İnsanların en şerlisi kulaklarını hakka kapatmış, dillerini hakkı söyleyemez hale getirmiş aklını kullanamaz kişilerdir.”

Hakkı dinlemezsek Cehennem yaranı oluruz. Kur’ân’ın açıklamasına göre Cehennemlikler, Cehenneme atıldıklarında, Cehennem görevlileri onlara, “Ya hû size uyarıcı bir Peygamber gelmedi mi?“ diye sorduklarında onlar da şöyle diyecekler:

“Evet geldi ama biz onu yalanladık. ‘Yüce Allah, biz insanlar için bir emir vermedi, yasak koymadı’ dedik. Kulaklarımızı kullanıp dinleseydik veya aklımızı harekete geçirseydik şimdi biz bu yakıcı ateş azabına uğrayanlardan olmazdık.“

Gizli tutulan konuşmaları dinleme izni verilmediği için, konuşmalara kulak kabartmak dinimizde haramdır. Mesela bizlere duyurmamak için iki insan bir kenara çekilmiş konuşuyorlarsa, onları dinlemeyelim. Dinlersek üzülebiliriz. Kulaklar hayır kulağı olarak kullanılmazsa, azab kulak üzerine gelir. Peygamberimiz şöyle buyuruyorlar:

“Konuşmalarının dinlenilmesini istemeyen topluluğa kulak kabartan kişinin, kulaklarına kıyamet gününde erimiş madenler dökülür.“

SÖZÜ OLDUĞU GİBİ AKTARMAK DA YALANDIR

Sevgili Peygamberimiz efendimiz sadece izinsiz kulak vermeyi değil, her kulağımıza geleni dikkate alıp yargıda bulunmamızı da yasaklıyor. Şöyle buyururlar:

“Bir kişinin duyduğu her bir sözü, olduğu gibi aktarması, ona yalancılık olarak yeter.“

Ben duymuştum, diyoruz. Neden her duyumuzu bir hakikatmiş gibi alıyoruz da yargıda bulunuyoruz? Şimdilerde bir de yapay kulaklar çıktı. Bizzat kulak verilemiyor ama bizzat kulak verilemediği için insanların konutlarına, iş yerlerine giriliyor ve gizlice teknolojik aletler yerleştiriliyor, böylece gizliliklere ulaşılıyor. Bu tür aletler yolu ile insanları dinlemek de haram işlemektir. Bizzat dinlemek gibi sorumluluğu ve günahı gerektirir.

GÖZLERLE HATALARI

ARAŞTIRMAK YASAKTIR

Nur Suresinin 30 ile 31. ayetlerinde Müslüman erkeklere ve kadınlara şehvetli, alaycı, korkutucu ve özellikle hataları araştırıcı bakışlar da yasaklanmıştır. İfade geneldir ve şöyledir: “Ey Peygamber! Mümin erkeklere ve kadınlara söyle, bakışlarını kontrol altına alsınlar…”

Gözlerle alakalı haramlardan bir bölümü de ev içinde işlenebilir olanlardır. Buna dikkat etmiyoruz. Kur’an-ı Kerîm’in Nur sûresinin 58. âyetinde Rabbimiz şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Üç vakitte; gündüz istirahate çekildiğinizde, yatsıdan sonra ve sabah namazından önce, bu üç vakitte hizmetçileriniz ve henüz ergenliğe erişmemiş çocuklarınız bile yatak odalarınıza mutlaka izin alarak girsinler.“

HASTA ANNENİN YANINA

BİLE İZİN ALARAK GERİLMELİ

İstirahat zamanında ananın, babanın, erkek ve kız çocuğun özel odasına kapı vurulmadan, izin alınmadan girilirse haram işlenmiş olur. Girilirse arzulanmadık görüntülere tanık olur, üzülürüz. Benim kızım değil mi, ben annesi babası değil miyim, denilemez. Böyle de olsanız Rabbimizin koyduğu emri ve yasağı uygulayacaksınız. Terbiye ve takip farklı bir konudur ve ergenlik öncesindedir. Doğrulara çağrı ise ölüm gelinceye dek devam edecek görevdir. Bir kişi geldi ve Peygamberimize şöyle sordu: Ben annemin hizmetinde bulunan bir kişiyim. Annem hasta ona bakıyorum. “Annemin yanına her girişimde izin almalı mıyım?“ Peygamberimiz, şöyle buyurdular: “Anneni çıplak olarak görmek istemiyorsan izin alarak yanına gir.“