Özcan Deniz'in, din adamlarının aldığı parayı eleştirmesi sorunsalı
Başta Nihat Hatipoğlu olmak üzere ekranlarda dini program yapan hiçbir Hocaefendiyi izlemişliğim bulunmaz. Bu sebeple program formatı üzerinden yapılan eleştirilere cevap verebilecek durumda değilim.
Lakin, Hatipoğlu başta olmak üzere din adamlarının televizyon programlarından aldıkları paranın mütemadiyen tartışmaya açılması, bunun üzerinden verdikleri mesajların tartışılmasından rahatsızlık duyduğumu da gizlemeyeceğim. Her yıl ramazanla birlikte bu formatta program yapan hocaların aldıkları para gündeme getirilirken cumhuriyet dönemi sonrası zihinlerimize yerleştirilmeye çalışılan -belki de yerleştirilmiş- hoca/imam tipinin canlı tutulmasının amaçlandığı düşüncesindeyim.
Bu dönem ortaya çıkan/çıkarılan hoca tiplemesine en çok Yeşilçam filmlerinde rastlarız. Filmlerde paragöz, kaba saba, bakımsız, menfaatperest, bedavacı, kadın düşkünü gibi çeşitli olumsuz sıfatların din adamlarının üzerine yapıştırıldığını görürüz.
Din adamları ya "Vurun Kahbeye" filmindeki gibi ağzından salyalar akıtarak iftiraya uğramış bir kadının evine saldıran guruba önderlik eder ya da para kazanmak için dalavere peşinde koşaru2026
Din adamları üzerinden oluşturulan olumsuz imaj sadece filmlerle sınırlı kalmamıştır elbette; uyduruk hikayeler, argo içeren fıkralarla imamların nasıl kadın düşkünü, bedavacı olduğu dilden dile dolaştırılmıştır. Karikatürlerdeki, çirkinliği iğrenç boyuta taşınmış din adamı figürüne girmeye ise hiç gerek yok!
Yeni rejim inşası sürecinde eskiye ait her değerin itibarsızlaştırılması sistematik bir çalışmanın ürünüydü kuşkusuz. Dine ve dine ait her figürün olumsuzlanmasıyla din merkezli eski yönetime karşı psikolojik harp sürdürülmüştür...
Birkaç yıl önce ekranlarda keşfedilen temiz giyimli, güzel konuşan, kibar din adamlarının halk üzerindeki müthiş etkisini fark eden yapımcıların bunu televizyon kanalları için bir fırsata dönüştürmelerinde şaşılacak bir durum yoktu tabii. Nitekim, tamamen ticari bakış açısıyla üretilen programlarla halkın teveccüh gösterdiği din adamlarıyla ramazan buluşmaları/programları gerçekleştirilmeye başlandı.
Her ne kadar bu tür programları hiç izlememiş olsam da halkın bu insanlara gösterdiği sevgi ve saygıyı hepimiz net bir şekilde görüyoruz. Düne kadar ramazan programları adı altında tasavvuf musikisi yahut sıkıcı teoloji konuşmaları sunulan halkın bu yeni isimler karşısındaki heyecanını görmemek mümkün değil.
Kendilerini heyecanlandıran, duygularını galeyana getiren, anladıkları dilden konuşan temiz yüzlü, iyi giyimli bu din adamları, ramazanda maneviyatını beslemek isteyen insanların tam da aradığı şeydi!
Gel gelelim her ramazan, programlardan önce hocaların kaç para aldıkları, bunun haram olduğu, paraları devşirirken halka kanaat konuşmaları yaptıkları gibi bir yığın başlıkla yayın yapıldığı dikkat çekiyor. Bunu dillendirenler içerisinde samimiyetinden kuşku duymadığımız kişiler elbette var, ama gerçekte bunu medyaya pompalayanların iyi niyetli olduklarına dair ciddi kuşkular taşıyorum.
Toplumda bu kadar etkili olan din adamları yıpratılırken verilen dini mesajların anlamını yitirmesi sonucunun gözden kaçtığı, bunun fark edilmediği düşüncesinde değilim. Medyanın aynı dil ve format üzerinden geliştirdiği taarruzun masum bir eleştiri olduğu savına ise katılmıyorum.
Din adamları üzerinden dini itibarsızlaştırma, küçümseme amacının bu eleştirilerin odağını oluşturduğuna inanıyorum. Bununla birlikte STK'ların, cemaatlerin, belediyelerin organizasyonlarından para devşiren din adamlarına karşı pek de iyi niyetle yaklaştığımı söyleyemem. Hatta organizatörlere şöhretli din adamlarının organizasyonlar için ne kadar para talep ettiklerini cemaatleriyle paylaşmalarını, deşifre etmelerini salık veriyorum.
Televizyon sektörünün ticari yönüyle yaptığı ödemeyle bir STK'nın yaptığı ödeme arasında nicel ve nitelik bakımından kıyas kabul etmez farklılıklar bulunur. Lakin eleştirimizi yaparken bunu kendi içimizde tutmaya gayret edip Özcan Deniz gibi tek bir reklamdan servet kazananların din adamlarının programları için aldıkları parayı dillerine dolamaya izin vermeyelim lütfen, olur mu?
Twitter.com/sabihadogann