Dolar (USD)
34.46
Euro (EUR)
36.17
Gram Altın
2997.73
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Haziran 2022

Öyle puslu ki hava…

İki genel savaşla birlikte, ateşli silahlarla yapılan topyekûn mücadele, bir PARAMETRE değişikliğine uğradı. Artık biyolojik ile kimyasal silahların yan ısıra bölgesel çatışmalar, ekonomik ambargolar, terörizm, psikolojik harp ve ALGISAL OPERASYON yöntemlerinin kullanıldığı hepimizce malum. Fakat bunların içerisinde öyle bir unsur var ki (algı operasyonu), direk beyinlere kast ettiği için devamlı denendiği şüphesiz. Zira yaşadığımız çağda yazılı/görsel medya ve en çokta sanal âlemden gıdalandığımız ortadayken; önümüze konan NESEPSİZ ve OPERASYONEL yorumların, düşüncelerimizi bir mıknatıs gibi kendisine çekmesine engel olamadığımız bir gerçek. Bu manzara karşısında bilgi çöplüğüne dönen zihinlerimizin, doğru istikameti bulması da zorlaşıyor doğal olarak. Sonuç olarak da düşüncelerimizin, BİRİLERİNİN YÖNLENDİRDİĞİ algıya göre şekillenmeye başladığını görüyoruz maalesef. Mesela hak, hukuk ve insani değerlere TOZ KONDURMADIĞI KANIKSANAN BATI ADAMI’nın, aslında mevzu kendi çıkarları olunca, nasıl DESPOTLAŞACAK bir mantaliteye sahip olduğunu bu minvalde değerlendirilebiliriz. Tıpkı 24 Haziran sabahı İspanya sınırında, güvenlik güçlerinin 37 göçmeni katletmesi ve yüzlercesini yaralamasında olduğu gibi. Ukrayna, Gürcistan, Kırgızistan ve Lübnan’da yaşanan Kadife Devrimlerin, ABD ve Batı’nın istediği tarzda sonuçlandırılmasını ise daha saymıyorum bile…

Anlayacağınız ALGI OPERASYONLARININ, zamanımızda en çok tercih edilen silah olduğu muhakkak. Aslında sadece “bu zaman” dersek, hata yapmış oluruz. Çünkü 1976’larda Sultan Abdülhamid Han’ı indirmek için atılan; “DEVLET-İ OSMANİ’Yİ MOSKOFLARA SATMIŞ” iftiraları ve 1960’larda darbeye zemin hazırlamak için, Adnan Menderes’in “12 UÇAK DOLUSU MÜCEVHERİ KAÇIRIRKEN YAKALANDIĞI, YÜZLERCE ÖĞRENCİNİN KUYULARA ATILIP, YAKILDIĞI VE KIYMA YAPILDIĞI” yalanlarıyla da, buna yakından şahidiz. Ama gelin görün ki SOSYAL MEDYANIN ve özellikle de buradaki BOT hesapların yaygınlaşmasıyla, algı operasyonlarının arttırdığını kesinlikle inkâr edemeyiz. Keza bir yalanı sürekli dile getirerek inandırmaktan tutun da, yayılan asılsız bilgilerden kamuoyu oluşturmaya kadar, kullanıldığı zaten sır da değil. O yüzden yakın geçmişteki Gezi olayları, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz saldırısı sırasında, sosyal medya araçlarıyla yapılan müdahalelere bu açıdan bakmakta yarar var. Öyle ki daha dün, çıkan orman yangınlarını fırsat bilip PROVOKATİF TWEETLER atan hesaplardan, %70’ine yakınının PKK, FETÖ, DHKP-C… iltisaklı olmasının, fazla söze hacet bırakmayan cinsten serdettiği aşikar.

Özetle belli bir takım mihraklar tarafından zihin oyunlarıyla, çirkef yalan ve kurgularla; siyasi ajandalarının, ideolojik kin ve öfkelerinin sahaya sürdüğünü açıkça görüyoruz bu dem. Nitekim o kadar gözleri dönmüş ki sapık bir video üzerinden bile, Sn. Erdoğan’a ve mukaddesatımıza kast edecek bir şeref yoksunluğu sergilemekten çekinmemeleri, oldukça dikkat çekici. Elbette bunu hak, hukuk, adalet maskesi takarak yapmaları ise bir o kadar manidar. Aynı Merhum Kazım Karabekir’in; “ÖYLE PUSLU Kİ HAVA, ŞEYTAN BİLE MÜSLÜMAN MİNTANI GİYİYOR” sözlerini andıran bir durum gibi kısaca. Peki, bütün bunlar cehaletten mi, yoksa esaretten mi kaynaklanıyor derseniz? Bunu bilemiyoruz tabi ki…Lakin oyun kurucuların ve içimizdeki piyonlarının, “ÇAMUR AT İZİ KALSIN” tarzı bir anlayışla DEĞERLERİMİZE, BERABERLİĞİMİZE ve KÜRESEL MÜCADELEMİZE GÖZ DİKTİKLERİ tartışılmaz konumda. O nedenle parti, pırtı, ideoloji ayırmadan TÜM VATANSEVERLERİN oyunu anlayıp, her şarta göre HAZIR olması bir zorunluluk halini almıştır artık. Zira tarih boyunca daha çok İÇERİDEN MARUZ KALDIĞIMIZ SALDIRILARIN, yüzyıllardır kurduğumuz bütün devletleri ve imparatorlukları nasıl mahvettiği tecrübeyle sabittir. İnanmazsanız, şöyle bir geriye doğru bir baksın isterseniz... Yoksa “UYANMAYI ÖLÜM ANINA BIRAKMANIN”, hiçbir kimseye yarar sağlamayacağı şüphe kaldırmaz…