Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Ocak 2017

'Otur! Sıfır!'

"Az sonra okuyacaklarınız tamamen hayal ürünü olup, gerçekle hiç bir ilgisi yoktur."

Karne notu neden bu kadar önemlidir? Doğrudan doğruya onur meselesi midir?

Hayır. İçinde olduğumuz fakat içimizde olmayan bir sistemin dışında kalmama çabası. 80,90,100; bir meslek, statü ve hayatı daha iyi kazanma basamağıdır. Yarın bir gün ezilmeyelim diye numara yaparız. Halbuki hayat; çocukluk ve gençlik yılları -neredeyse- heba edilerek/pratikten yoksun bir öğretim dayatması altında kazanılmayacak kadar güzel bir nimet! Baştan kaybederek kazanılmayacak kadar değerli...

Sistemin kendi hedefleri açısından bile yol-yöntem eksikliği, yalnızca güya sağlamasını yaptığı üniversite imtihanlarının niteliğinde değil, pek çok konuda açığa çıktı. Farklılıkları hep birden tatmin edecek seçmesiz-seçmeli ders dolayımı, denetimsiz serbestlikte türeyen mantar kurslar, atölyeler, süreli-süresiz seminerler vb gibi resmi-gayr resmi yaygın eğitim etkinlikleri, zamanı ve parası sömürülen veli ve öğrenci halkının ekstra zaman, emek ve para sarfiyatı, paha biçilemeyen özel ders furyası, sürüden seçilmiş kimi seçkin kuzuların başına dikilen eğitim koçları, mentörler...kariyer planlamacıları...Çifter çifter ana dal telaşıyla ilme dört nala koşan bir nesil! Bir ara caddeden geçerken gözümüze takılan "A! Burası üniversite miymiş?" diye ezberimize zor alacağımız bir adla kısa zamanda kolay dönülen bir köşeye taşınmış birbirinden özel üniversiteler...

Vallahi kalemim nefes nefese kaldı.

Bir bardak su alabilir miyiz?

Henüz muhtevayı/içeriği hiç konuşmadık. Fakat çok konuşuldu da ne oldu? Yapıcı olmayı başaramayacak kadar sayıca haddini aşmış, bu yüzden güvenilirliğini yitirmiş yap bozlar silsilesi.

Bunca saltanata rağmen, sistem tarafından dışlanmayı göze alıp, "Ben sana gösteririm ey sistem!" diyen "haylaz kalenderan"; yani eğitimi reddederek hayatını kazananlar, çoğu zaman iyi bir mesleğin ve kazancın tek yolunun o olmadığını ispatıyla söyledi durdu. Tabii ki diplomalı saygınlığa zorunlu iç çekişler eşliğinde... Tıpkı araştırmacı, derin insanların akademik bir titri olmadığı için kendilerine saygı duyulmadığında hissettikleri sahte pişmanlık gibi...Gerçekten pişman olmamışlardır çünkü. Pişman edilmişlerdir sadece.

Yani her konuda olduğu gibi bu konuda da iki yakamızı bir arada görme saadetine erişmemişizdir. Örgün eğitimle yaygın eğitimin eleleliği, para kazandığımız kadar ruhumuzu, değerlerimizi kaybetmeyişimiz, oraya buraya parçalanmadan ve savrulmadan bütün varlığımızla "oluş" yolculuğuna uğurlanışımız bir türlü gerçekleşememiştir. Bu yüzden hayatımız boyunca hiç birimiz bütünüyle mezuniyet hissini yaşayamadık. İcazetimiz illa eksik kaldı.

Yine mesela; herkesçe malum olan eğitimlilerle alaylılar savaşı bu sistemin üretimidir. Okulda bulunmayan hayatta arandı. Karşılığında bir diploma verilmediği için sistemde hiç yerine konuldu.

Eskiden, bir "Otur sıfır!" vardı. Onu hep: "Yavrucuğum yepyeni bir başlangıç yap! Sıfırlamak; başlangıç için idealdir." şeklinde, olumlu anlardım. İnatla şiir ezberlediğim için derslere pek değil, hiç vaktim olmazdı. Hazır müfredat başlığı ve detayları konuşulurken, geçip gitmekte olan sisteme karşı bu cümleyi kullanmak istiyorum. "Otur! Sıfır!"