'Otomotiv fenomenleri' de MASAK kıskacına girer mi?
‘Büyüyünce ne olmak istiyorsun?’ sorusuna verilen cevap haline dönüşmüştü ‘Fenomen’lik. PATLADI.
Milyonlarca
izlenme, milyonlarca abone, şöhret, itibar vs. tüm bu kavramlar büyüleyici olsa
da fenomenliğin meslek haline dönüşmesinin nedeni açık ve net: PARA.
Deyim
yerinde ise ‘akla hayale gelmeyen’ miktarda bir paranın döndüğü ‘bacasız
sanayiden’ bahsediyoruz.
Markaların
ürünlerini tanıtmak için sıraya girdiği fenomenler, bir paylaşım yapmak için 50
binden, 100 binden kapı aralıyor.
Ürünün
tanıtımının yapıldığı etkinliğe gelmek için 50 binden, 100 binden kapı
aralıyor.
İzlenmelerden,
ürün tanıtımlarından, sponsorluklardan derken, fenomenlerin aylık gelirleri
bırakın binleri, milyonları aşmış durumda.
Ne
demişler; güç = çekim merkezi.
Bu, iki
artı iki eşittir dört eder kadar doğru ve tartışmaya kapalı bir durumdur.
Neticede
yüksek izlenme ve takipçi sayısının yanına, astronomik bir gelir eklenince; köküne
kadar gazlanmış araç gibi son sürat giden fenomenliğin FRENİ PATLADI.
Dilan
Polat ve Engin Polat çiftiyle başlayan kara para aklama ve vergi kaçırma
soruşturmasında, gediğin ardının aslında ne kadar büyük olduğu anlaşıldı.
Bunun
üzerine Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), fenomenlerden başlattığı soruşturmada
internet ya da sosyal medyadan ticaret yapan şahısların tamamını inceleme
kararı aldı.
Gediğin
ardındaki kara delik göründü ve ardı ardına ‘bazı fenomenlerin’ foyası ortaya
çıkmaya başladı.
Bir
otomotiv yazarı olarak aklıma da şu soru geldi: “Acaba ‘Otomotiv fenomenleri’
de MASAK kıskacına girer mi?”
Bakın
burası önemli:
- Daha
ortada sosyal mecralar yokken otomotiv gazeteciliğine başlayan, dergilerde ve
gazetelerde belirli bir meslek ahlakıyla yetişen şimdinin youtuberları, fenomenleri
bu ‘dolandırıcılığın’ içerisine girmez. -
Buna
eyvallah.
Son
zamanlarda otomotiv ile alakası olmayan fakat fenomen olan tiplerin de, ama
ücretli ama değil otomotivle ilgili içerik ürettiğine ve hatta otomobil lansmanlarına
bile çağrıldığına şahit oluyorum.
Peki, sosyal
medyada yayınladığı içerikleriyle çok takipçiye ulaşmış, gazetecilikle uzaktan
yakından alakası olmayan tiplerin bu dolandırıcılığın içerisinde yer almadığını
net bir şekilde söyleyebilir misiniz?
Açıkçası
ben SÖYLEYEMEM.
Otomotiv
markalarının yöneticilerinin de böyle düşündüğüne inanıyorum.
Tıpkı
MASAK gibi, otomotiv markaları da çalışacağı, çağıracağı fenomene dikkat
edecektir. Unutmayın!
Referans
noktası her zaman ‘gazeteciler’ olacaktır.
Sosyal
medyada çok takipçiye ulaşmış diye ‘otomotiv sektörüyle’ alakası olmayan ama
bir şekilde bu alana bulaşan ‘tipler’ değil.