Otomobil bayilerinin para hırsı
Bunun adı nedir?
Fırsatçılık mıdır? Gözü açlık mıdır?
Yaşanan iki hadiseyi anlatayım da adını siz koyun.
Türkiye ve dünya ekonomisine katkı sağlayan en önemli sektörlerin başında gelen otomotiv sanayii üretimden, istihdama oldukça büyük bir bütçeyi yönetiyor.
Düşünün ki; sadece bir marka tüm dünyada 10 milyondan fazla araç satıyor. Diğer markaları da ekleyince üretilen ve satılan araç miktarı büyüklüğünü tahmin edebilirsiniz.
Türkiye’deki duruma bakarsak, istisnasız her yıl ihracat şampiyonu olan otomotiv sektörü, 2019 yılında toplamda 1 milyon 252 bin 586 adet araç sattı.
İç piyasada da yılı toplamda 479 bin 60 adet satışla tamamladı.
Enerjiden lojistiğe, yan sanayiden teknolojiye, üretimden istihdama, bayilerden servis hizmetine kadar bir çok alanı direk ya da dolaylı etkileyen otomotiv sektörü, ülkelere göre strateji belirleyip satışlara başlıyor.
Ülkemizde de faaliyet gösteren bu otomotiv şirketleri ikinci, üçüncü şahıslar aracılığıyla oluşturulan bayiler aracılığıyla modellerini pazarlıyor.
Marka yöneticilerinin dediğine göre; bu bayileri kontrol altında tutmak ve denetlemek için bölge müdürleri atanıyor.
Hem bölge müdürleri hem de markanın üst yönetimi yıl içinde defalarca bayi yöneticileriyle bir araya geliyor.
Araçla ilgili bilgilendirme ve müşteriye karşı nasıl davranılması gerektiği konusunda bayi çalışanlarını sürekli eğitime tabi tutuyor.
Bayiler ikinci, üçüncü şahısların olabilir fakat öyle ‘kafalarına’ göre fiyatlandırma yapıp, keyiflerine göre satış yapamıyorlar.
Bu durum 1 Ekim - 31 Aralık 2019 tarihlerinde geçerliliğini yitirdi.
Hükümet yılın son 3 ayında kamu bankaları Ziraat, Halk ve Vakıf ile anlaşmalı olarak yerli üretim yapan markalara özel taşıt kredileri oranlarını 0,49-0,69 arasına indirdi.
Yıl sonuna kadar devam eden hurda indirimi de olunca bu kampanyadan faydalanmak isteyen vatandaşlar, bayilere akın etti.
Sadece Aralık ayında yerli ve ithal olmak üzere 90 bin 500 adet araç satışı yapıldı.
Ve stoklar tükendi, daha Aralık ayı bitmeden bayilerde araç kalmadı.
Vatandaşların kararlılığı ve ilgisi satışları artırınca bazı bayiler ahlaki (etik) olmayan işlere girdi.
Bir sürü hikaye vardır ama sizlere sadece iki markanın iki bayisinin vatandaşa yaptığından bahsedeceğim.
1- Peugeot bayisi
İstanbul’da bir Peugeot bayisinde cereyan eden hadiseyi aynen aktarıyorum: “Aralık ayında Peugeot 3008 almak için bayiye gittim. Bayideki satış temsilcisi 199 bin TL fiyat verdi. ((Rakamlarda yanılma olabilir)
Ne kadarını peşin öderim, ne kadarını taşıt kredisi kullanırım bütçe ayarlaması yaptıktan 1 hafta sonra aynı bayiye gittim. Fiyatın 204 bin TL olduğunu söylediler. 1 haftada ne oldu da fiyat arttı desem de, sonuç değişmedi. Bir kaç gün sonra bir arkadaşım ‘bir de ben gidip fiyat alayım’ dedi. Satış temsilcisi, arkadaşıma 213 bin 500 TL fiyat vermiş.
Tabi bir anlam veremiyoruz bu artışa. Aralık ayı bitmeden de 3008’i almak istiyorum. Aynı bayiye tekrar gittim ve aracın fiyatının 230 bin TL olduğunu duyunca şok oldum. Bir de fiyatın 3 bin 500 TL’sini elden vereceksiniz dediler. Bilmem ne sebebinden dolayı faturaya yansıtamazlarmış. Biz de büyük bir otomotiv derneğinin başkanına konuyu anlattık. O da Peugeot yöneticisine durumu anlatmış. Buna rağmen bayii ne fiyatı geri çekti, ne de 3 bin 500 TL’yi elden almaktan vazgeçti. Sadece 3 bin 500 TL fiyata denk gelen aksesuar hediye ettiler.”
2- Hyundai bayisi
2019 yılının son 3 ayında taşıt kredi oranlarının düşmesinden dolayı, engelli raporu bulunan babasına araç almak için araştırma yapmaya başlayan vatandaş, beğendiği Hyundai model aracı almak için bayiye gidiyor. Engellilerden alınmayan ÖTV indirimini de ekleyen bayiyle fiyatta anlaşan vatandaş, evraklarla birlikte ödemesini peşin olarak yapıyor.
Zaman sonra bayi satış temsilcisi, vatandaşa ‘engelli raporunu’ yenilemesini söylüyor.
Satış yetkilisi anlaşmaya varılmasına rağmen nakit ödenen parayı da iade ediyor.
Yapılanlara bir anlam veremeyen vatandaş, raporu yenileyip bayiye gidiyor ki; aracı almak için 5 bin 500 TL daha ödeme istiyorlar. Daha sonra da sizin beğendiniz renkteki araç artık yok diyorlar. Yetkililer, eğer isterseniz 2 bin TL daha fark ödeyip aynı model aracın başka bir rengini alabileceklerini belirtiyor. Nihayetinde yine devreye Hyundai Genel Merkez giriyor ve bayinin yaptığı işgüzarlığı çözüme kavuşturuyor. Vatandaş, başka bir bayiden bin 500 TL farkla istediği model ve renkteki araca sahip oluyor.
Araya Hyundai yönetiminin girmesi neticesinde bizi Maltepe’de bir bayiye yönlendirdiler. Beyaz renkli i20’yi oradan bin 500 TL farkla satın aldık.”
Evet, bu anlattığım iki hadiseye konu olan bayilere ne diyelim.
Fırsatçı mı, aç gözlü mü?
Yorumu siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.
Sevgiler.