Öteki olmamak, insan olmak
Dünya’da ırkçılık ve İslamofobi yükselmektedir. Irkçılık ve İslamofobi, beyaz ırkın üstünlüğü temelinde üretilmekte, yaygınlaştırılmakta ve meşrulaştırılmaktadır. İnsanlık, küresel ölçekte Beyaz Faşizm tehdidi ve tehlikesiyle yüzyüze bulunmaktadır. Yeni Zelanda katliamı, Beyaz Faşizmi benimsemiş ırkçı bir faşist tarafından sistemli, planlı ve örgütlü bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Yeni Zelanda katliamı, Beyaz Faşist terörizmi derinliğine anlamamız, bu konuda insanlar arasında bir farkındalık oluşturulması konusunda çok ciddi çaba sarf etmemiz gerektiğini acil bir ihtiyaç haline getirmiştir.
Beyaz Faşizm, uluslararası ölçekte terör saldırılarına uzun zamandan beri başlamış bulunmaktadır. Norveç ve Yeni Zelanda katliamları, Beyaz Faşizmin Batı ülkelerindeki en büyük terörist saldırılarıdır. Beyaz Faşizmin, hiçbir dini, ahlaki ve insani yanı bulunmamaktadır. Beyaz Faşizmi, Hristiyanlıkla özdeşleştirmek, Beyaz Faşist terörizmin kutsanması ve meşrulaştırması anlamına gelmektedir. Yeni Zelanda katliamını gerçekleştiren terörist, Hristiyanlığı inkar eden, sadece ırkçılığı din haline getiren bir sapkındır. Beyaz Faşizm ve Hristiyanlığın birbirinden ayrılması gerekmektedir. Beyaz Faşizm, dünyada kendisinin Hristiyanlığın temsilcisi ve koruyucusu olarak algılanılmasını çok istemektedir. Hiçbir ırkçılığın ve milliyetçiliğin kutsal ve dini olmayacağı, bütün ırkçılıkların ve faşizmlerin cahiliye sapkınlıkları olduğu konusunda küresel bir insani konsensüs ve bilincin oluşturulması gerekmektedir.
Beyaz Faşizm, Beyazların ve Avrupa’nın üstünlüğü temelinde Müslüman-Avrupa, İsam-Batı çatışması çıkartmayı amaçlamaktadır. Yeni Zelanda katliamı, İslam-Batı ikilemi üzerinden bir uluslararası çatışma çıkartmayı amaçlayan stratejik bir terör saldırısıdır. Siyah başörtüsü takan Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, Beyaz Faşizmin bu tuzağının çok iyi farkında olarak, İslam-Batı ayrımını reddetmiş, “Biz biriz; Onlar Biziz, Acımız ortaktır” diyerek Beyaz ırkçılığın insanlığı parçalama ve çatıştırma tuzağına düşmemiştir. Her türlü ırkçılık ve İslamofobi, çatıştırmacı ve bölücüdür. Irkçılık ve İslamofobiyle mücadelenin nasıl yapılacağı konusunda Başbakan Ardern’in ortaya koyduğu ahlaki liderlik, yol göstericidir. Ardern’in pratiğinden yola çıkarak İslam- Batı, Müslüman-Avrupalı karşıtlıklarını reddetmeli, hiçbir insanın bir diğerinin düşmanı ve ötekisi olmayacağı konusunda fıtri bir insani olgunluk düzeyi gerçekleştirmeliyiz.
Terörizm, gücünü gerçekleştirdiği vahşi eylemlerden alan bir barbarlıktan ibaret değildir. Terörizm, gerçekleştirdiği saldırıları bir tiyatro sahnesi olarak kurgulamaktadır. Terörizmin gücü, yıkıcı bir tiyatro sahnesi olarak kurgulanmasından gelmektedir. Yeni Zelanda saldırısını gerçekleştiren terörist, yapmış olduğu katliamı canlı olarak internet üzerinden yayınlamıştır. Katliamı canlı yayınlayan Beyaz Faşist terörist, bütün dünyanın kendi oynadığı terör tiyatrosunu izlemesini istemiştir. Terörizm, şiddet tiyatrolarıyla dünyayı korkutmaya ve teslim almaya çalışmaktadır. Terörizme verilecek en önemli cevap, şiddet tiyatrosunu seyretmemek ve teröristleri dünyada tanınan kişiler haline getirmemektir. Yeni Zelanda Başbakanı Ardern, Beyaz Faşist teröristin adını bile zikretmemiş, bunun yerine Beyaz ırkçı terörizme kurban gitmiş olan masum insanların adını söylemiştir. İnsanlık hafızasında teröristlere yer olmamalıdır. Anmamız gereken teröre kurban verilen insanlardır. Terör eylemleri görüntülerinin hafızalarda yeri olmamalıdır. Teröre kurban verdiğimiz insanların görüntüleri, her zaman bilincimizde yer etmelidir.
Beyaz Faşizm, internet ve dijital teknolojileri çok ustalıkla kullanmaktadır. Beyaz Faşizm, interneti kullanarak kendisine teröristler devşirmekte ve gençleri radikalleştirmektedir. İnternet, Beyaz faşizmin elinde bir dijital şiddet ve ırkçılık aracına dönüşmüştür. İnsanlığın önünde interneti bir dijital insanlık ve barış aracına dönüştürme şeklinde zor bir meydan okuma bulunmaktadır. İnternet dahil bütün dijital teknolojileri ırkçılığa ve faşizme karşı etkin ve işlevsel bir şekilde kullanmadığımız sürece, İslamofobi ve diğer insanlık karşıtı sapkınlıklarla mücadelede ilerleme kaydedilmeyeceği unutulmamalıdır.