Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Mart 2016

Osmanlı'nın boşluğunu kim dolduracak?

Ağızdan kolay çıkıyor ama...

Eyleme gelince dünya devleti olmak zor bir iş.

Hani bazıları diyor ya "neo Osmanlı ruhu dirilmeli, Osmanlı torunuyuz, Fatih'in aslanlarıyız" diye gene de ben bir kez daha düşünmelerini tavsiye ediyorum. Hemen kızmayın ne olur! Osmanlı torunu olmakta bir sorun yok sadece ceddimizin çektiği çileye razı mısınız? Onu öğrenmektir amacım.

Osmanlı bir devdi. Sadece bir imparatorluk değildi. Yani yalnızca gücü temsil etmiyordu.

Aynı zamanda halifelik makamıydı. İslam coğrafyasının temsili mertebesindeydi.

Bu yüce makama büyük bağlılık gösteren onlarca millet yüzyıllar boyunca huzur ve güven içinde yaşadı. Ne zamanki emperyalistler devreye girip milletleri kandırdı işte o andan itibaren dünyanın düzeni bozuldu. Kardeş kardeşi kırmaya başladı.

Osmanlı'nın birleştirici gücü aradan geçen 100 yılın ve dökülen oluk oluk kanın ardından şimdilerde tüm coğrafyalarda hissedilir oldu.

Bize yıllarca yutturulan "Araplar bizi arkadan vurdu" meselesinde yıllarca İngilizler tarafından sinsi şekilde kandırıldıktan sonra halifelerine ihanet eden toplum "bize ne oldu böyle?" diye sormaktan kendini alamamıştı.

Hatta İngilizler tarafından Suudi Krallığı vaat edilerek ayartılan ve sonunda Osmanlı'ya kılıç kaldırdıktan sonra adeta kaderin cilvesiyle bir daha ölene kadar rahat yüzü görmeyen Arap direnişinin lideri Şerif Hüseyin'in yaşadıkları bir ibret vesikasıdır.

Yavuz Bahadıroğlu'nun kaleminden okuyoruz.

"Şerif Hüseyin'in "Büyük Arap İmparatorluğu" hayalinden bugüne kala kala sadece Ürdün Krallığı kaldı.
Şerif Hüseyin'e gelinceu2026
Osmanlı'yı arkadan vurmanın bedelini çocuklarını ve torunlarını kaybederek ödedi. Hayatının son yıllarını da Kıbrıs'ta pişmanlık içinde geçirdi.
Hikayenin gerisini KKTC eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'tan dinleyelim (Prof. Nevzat Altıntaş'a anlattıkları) u2026
"Babam Raif Denktaş, Şerif Hüseyin'in dostuydu. O zamanlar küçük bir çocuktum. Babamla birlikte zaman zaman Şerif Hüseyin'i ziyarete giderdik.
"Babamla yanına gittiğimizde hep aynı olay tekrarlanıyordu. Babam onun elini öper, o da anlatmaya başlardı. Şerif Hazretleri 'Ahhh, ben ne yaptım, ahhh, ben ne yaptım? Yaptığımın cezasını çekiyorum. Niye Osmanlı'ya ihanet ettik?' derdi. Çünkü İngilizler kendisine bazı Arapların kralı ve Müslümanların halifesi olacağını vaat etmişlerdi. Halbuki Filistin'e İngilizler yerleşmişlerdi. Oraya Yahudiler mütemadiyen göç ediyorlardı.
"Suriye'ye Fransızlar kendi kültür ve dillerini yaymışlardı. İngilizler de Irak'a kendi dil ve kültürlerini götürmüşlerdi. Hüseyin babamın yanında hep iç geçirirdi. Bundan sonra babam onu teselli edecek birkaç laf söyler, ben de yanında bulunurdum.
"Bir müddet sonra, Hüseyin, 'Raif, anlat şu İstanbul havalarını dinleyelim' derdi. Konuşma esnasında bir taş plak çalmaya başlardı. O zaman Şerif Hüseyin, 'Ahhh İstanbul, payitaht' diyerek ağlamaya başlardı.
"Babam da o sırada onu teselli edici sözler söylerdi: 'Şerif Hazretleri, bu takdir-i İlahidir, üzülmeu2026 Sen hata yaptın; ama bundan çok pişman olduğun gözlerinden akan gözyaşlarından belli oluyor. Allah seni bundan dolayı affeder; yapma ağlama'.
"Babam onu teselli ederken kendisi de ağlardıu2026"

İslam dünyası birleştirici bir güce ihtiyaç duyuyor. Ekonomik, sosyal, kültürel birikim heba oluyor. Birilerinin buna "dur" demesi gerekiyor.

Bana göre bunu Türkiye başarabilir.