Osmanlı Harfleri-Latin Harfleri
Konu hakkında bazı alıntıları yorumsuz olarak verip, Osmanlı Harfleri- Latin Harflerinin kıyasını, değerlendirmesini, yorumunu okuyucularıma bırakıyorum.
Sıkı bir Kemalist ve katı bir Sol düşünce taraftarı olan Yalçın Küçük'ün görüşleri özellikle dikkat çekicidir ve ilim namusu açısından takdire şayandır.
"Latin karakterle okuma ve yazmanın daha kolay olduğunu ileri sürmek, artık başlı başına bir cehalet sayılmalıdır. Bütün karakter takımları aynı ölçüde kolay veya aynı ölçüde zordur; Çin ya da İbrani veya Kiril karakterlerin daha kolay veya zor olduklarını düşünemeyiz. Bu, şimdi dillendirebiliyoruz, Latin, Karakterler kabulü, bir minimalist adım idi; bölgede bir tampon ve/veya karakol olmayı seçiyorduk." (Yalçın Küçük Gizli Tarih 1-79)
"Osmanlı yazı karakterlerini öğrenmek de, öyle ileri sürüldüğü üzere önemli bir çaba gerektirmiyor ve özel bir marifet de oluşturmuyor; birkaç haftalık çalışma işidir. Dilimiz için Latin karakterlerin mükemmel olduğunu ileri sürmek, her türlü ciddiyetten uzaklaşmak anlamındadır".(Yalçın Küçük, Tekelistan, İthaki Yayınları,2004-s.276)
Yıllar Nüfus Okur-yazar %
1940 17.820.950 3.500.000 21
1945 18.790.174 4.556.514 28.9
1950 20.947.188 5.775.915 32.36
1955 24.111.778 7.915.238 40.86
1960 27.829.198 8.901.006 39.48
1965 25.661.813 12.505.021 48.72
1970 29.494.848 16.126.936 54.67
1975 40.197.669 21.000.000' 55.00
"Cumhuriyetin 50. yılında rakam ve grafiklerle milli eğitimimiz, İstanbul, 1973; Türkiye istatistik yıllığı, Ankara 1977"
İstatistikte görüldüğü üzere harf inkılabını üzerinden yarım asır geçtikten sonra 1975 yılında okur yazar oranı sadece % 55 e ancak erişebilmiştir. Latin harflerinin çok kolay öğrenildiği reklamının ne kadar abartı olduğu açıkça görülüyor.
"Başları sıkışınca Türkiye'ye iltica eden, fakat gördükleri iltifat nispetinde anamıza söven bazı "Türkçü" Dış Türklerimizin bize son hediyesi Latin Harfleri olmuştur. Rusya kendi idaresindeki Türklere zorla Latin alfabesini kabul ettirince bu "Türkçü" allamelerimiz Türk hükümetini "aramızdaki irtibat kesilmesin" diye aynı yönde davranmaya teşvik ettiler. Zavallı Ağayef, acaba Rusya bu oyunu oynadıktan sonra derhal Latin alfabesini bırakıp Kiril harflerini kabul ettiği zaman ne yapmıştı? Herhalde bu defa da Kiril alfabesini alalım diye devlet reisine müracaat etmemiştir. (Erol Güngör, Sosyal Meseleler ve Aydınlar, Ötüken Yayınları,1998 s.159)
"Üstelik, Osmanlı dünyasına bazen Kafkasya ötesinden, bazen de İranlı düşünürlerden gelebilmiş bir öneri... Arap alfabesinin bırakılmasını isteyenler, herhalde, bunu, yalnız Türkçe'nin Latin harfleriyle çok daha iyi açıklanabileceğini düşündükleri için savunmuyorlardı. Onlar, harf yoluyla gerçekleşecek dönüşümün, aynı zamanda, Türk/Arap diyalektiğinin yörüngesini değiştirip, Türkiye'nin düşünsel üstyapısını başka tür bir Doğu/Batı ilişkisine kaydırmak için yararlı olduğunu da kavrıyorlardı.
İslam toplumları ile Türkiye arasındaki ana organik bağları sağlayan kültürel ortamın ortak simgelerini ortadan kaldırtmak, yani harf inkılabı, özellikle batı bakımından çok daha geniş bir stratejik amacı kapsıyordu"
(Ali Gevgilli- Milliyet 4 Kasım 1978)
Harflerimizi değiştirmemizi, bu bilgiler ışığında bir kez daha muhakeme eder misiniz?