Oruç, vicdana hayat vermeli!
Ramazan ayının ana ibadeti oruçtur. Oruç ibadetinin amacı, insanı maddi, manevi ve sosyal açılardan kirlerden ve kötülüklerden arındırmak ve kişinin olgunlaşmasına katkı sağlamaktır. Orucun sahici ve sahih anlamda bir arınma ve olgunlaşma durumu meydana getirmesi için kişilerin ahlaksızlık ve hukuksuzluk durumlarıyla yüzleşmeleri gerekmektedir. Ahlaksız ve hukuksuz olarak nitelenebilecek kötülüklerden ve kirlerden arınmak ve uzaklaşmak için, insanın vicdanını aktif hale gelmesi gerekmektedir.
Oruç, vicdanı uyandırmayı ve harekete geçirmeyi hedefleyen bir ibadettir. Rahmet Peygamberi hukuksuz ve ahlaksız bir hayat yaşayanların halini şöyle ifade etmektedir: “Oruç tutan öyle insanlar vardır ki, kârları sadece açlık ve susuzluk çekmektir.” Vicdanları harekete geçirmeyen ve uyandırmayan bir orucun, fiziksel açlık düzeyini geçmeyeceği açıktır. Rahmet Peygamberi, ahlak ve hukuk olduğu sürece orucun Allah katında değeri olduğunu ifade etmektedir: "Yalan söylemeyi ve sahtekarlığı terk etmeyen oruçlu bilmelidir ki Allah'ın onun yeme ve içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur." Hukukun ve ahlakın sesini kıstığımız takdirde hayatlarımızdan Allah’ın varlığımıza yerleştirdiği vicdanın ışığı kaybolacaktır. Vicdanın kaybolması, kendimizi yitirmektir.
Ramazan ayından bahsedilirken, bu ayın bir ibadet mevsimi olduğu ifade edilmektedir. Ramazan ayını bir vicdan ve ibadet mevsimi olarak değerlendirmek lazımdır. Vicdan olmadan sahih anlamda bir ibadet hayatını gerçekleştirmek mümkün değildir. Vicdan sahibi insanlar, sahih ve sahici bir şekilde ibadetlerini yerine getirebilirler. Ramazanın, vicdan ve insan bütünlüğü bağlamında anlaşılması ve idrak edilmesi günümüzün çok önemli bir ihtiyacıdır.
Ramazan ve orucun, mistisizme ve romantizme kurban edilmemesi gerekmektedir. Sahte bir mistisizmin ve maneviyatın Ramazan ve orucu karartmaması için, hukuk ve ahlakı esas alan vicdanlı insanın nasıl olacağı üzerinde düşünmeye ihtiyaç vardır. Bugün dünyada vicdanların körelmesinden dolayı meydana gelen hukuk ve ahlak açığı bulunmaktadır. Ramazan ve oruç, ahlak ve hukuk açığını giderecek bir vicdan hareketine kaynaklık ettiği takdirde gerçek işlevini yerine getirecektir.
Oruç, takvaya erişmek için insanlığa farz kılınmış bir ibadettir. Kur’an, orucun insanların sakınmaları için emredilen bir ibadet olduğunu ifade etmektedir: “Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı.” (Kur’an, 2:183) Kur’an’ın oruç yoluyla insanların sakınmalarını istediği kötülükler, her türlü hukuksuzluk ve ahlaksızlıktır.
Ahlaksızlıklardan ve hukuksuzluklardan sakınmak için insanların, vicdanlarının sesini dinlemeleri ve vicdani sese uygun bir hayat yaşamaları gerekmektedir. Vicdanı uyandıran ve harekete geçiren bir ibadet olarak oruç, vicdanen gelişmiş ve olgunlaşmış bireylerin oluşmasını amaçlamaktadır. Oruç, vicdan merkezli üst benliği gelişmiş insanların oluşması için tecrübe edilmesi gereken bir ibadettir.
İnsanın oruç tutmak suretiyle vicdanını uyandırması, insanlar üzerinde hiçbir şekilde baskı kurmamasını gerektirmektedir. Hoşgörüsüzlüğün, fanatizmin, ayrımcılığın, cinsiyetçiliğin, milliyetçiliğin, fanatizmin, kabalığın, şiddetin ve zulmün bütün çeşitleri oruca, Ramazan’a ve vicdana karşı işlenen ahlak ve hukuk dışı kötülüklerdir. Vicdana, ahlaka ve hukuka aykırı olan bütün kötülükler, Allah’ın ve insanın haklarını ortadan kaldırmayı amaçlayan ağır ihlaller anlamına gelmektedir. İbadet olarak oruç, Allah’ın ve insanların haklarını korumayı amaçlayan bir ahlak ve hukuk pratiğidir.
Hukuksuzluktan ve ahlaksızlıktan sakınan vicdan sahibi insanlar olmamız için oruç tutmaktayız. Oruç, vicdanlarımızı uyaran, bizi ahlakta ve hukukta tutan sahici bir ibadettir. Hukuk ve ahlak dışılıklara yönelme eğilimi içinde olan nefislerimizi tezkiye etmenin yolu, oruç ibadetinin amacı olan hukuksuzluklardan ve ahlaksızlıklardan arınmadan geçmektedir. Orucun, kötülüklerden koruyan bir kalkan olması için vicdanları uyarması ve harekete geçirmesi lazımdır. Vicdanımızın uyanık kalması için oruç tutuyoruz. Vicdanımıza oruç gibi sahici bir ibadetle gerekli özeni ve bakımı göstermediğimiz zaman, vicdanımızın bizi terk edeceğini unutmamalıyız.