Oruç, sporcu ve tecrit
SPORCUNUN hayatı boyunca toplumun önünde olduğunu biliyoruz. Bu rolü oynarken beklentileri gerçekleştirir ve çeşitli grupların kendilerinden umulan davranışları sürdürür. Göz önündeki sporcu önderler ülkenin, kentlerin ve semtlerin gurur kaynağıdır. Ezilmişlerin, cinsiyetlerin, sosyal sınıfların hürriyetin simgesidir. Sembol rolündeki sporcular uygunsuz şartların altında ezilen yığınlara umut ve gurur aşılar.
Kahramanlık durumu zenginlik, ün, romantik fırsatlar ve başkalarına yaranma gibi potansiyel imkanları beraberinde getirse de, sporcular çoğu zaman işin doğasında olan bir engelden de söz eder.
Bir an kahraman diye değer verilen bir kişi daha sonra suçlu muamelesi görebilmektedir.
Sporcular salgının olduğu böyle olağanüstü günlerde göz önünde bulunurlar. Onların hastalanması veya şifaya kavuşmaları yığınlarca dikkatle izlenir.
Kronik hastalığı olanların oruç konusunu hekimlere danışmaları önerilir.
Tecrit zor olsa da gelecek güzel günler için gereklidir.
Not-1: Ülkemiz içte ve dışta sıkıntılı günler yaşıyor. Bu dertleri Saygıdeğer Başkanımızın dirayetli liderliğinde kenetlenerek aşacağız. Zaman ve tarih bizi haklı çıkartacaktır.
Not-2: Diyanet İşleri Başkanlığını Atatürk kurmuştur. Başkanımız dinimizin ve kutsal kitabımızın emrini ulusumuza aktarmıştır. Ona dil uzatılmamalıdır.
Not-3: Bakanlarımız Süleyman Soylu ve Dr. Fahrettin Koca’yı başarıları sebebiyle kutlarız.
Not-4: İnece-Erikliman-Giresun karayolu yapılmalıdır.
Sonuç: Sporcular oruç tutmaları konusunda hekime danışmalıdır.