Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Nisan 2021

Oruç bizi tutmalı

On sekiz yaşındayken Müslüman olan, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in özel ilgi ve sevgisine mazhar olmuş, genç yaşta Yemen’e vali tayin edilen Muaz b. Cebel (r.a.) anlatıyor:

Bir seferde Resululah’la beraberdik. Yanına yaklaşıp beraber yürümeye başlayınca: “Ey Allah’ın Peygamberi! Beni cehennemden uzaklaştırıp cennete sokacak bir amel söyler misin?” dedim. Efendimiz (a.s.): “Önemli bir şey sordun” dedi. “Bu, Allah’ın kolaylık nasip ettiği kimseye kolaydır; Allah’a ibadet eder, O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılarsın, zekât verirsin, Ramazan orucunu tutarsın, Beytullah’a hac yaparsın.” buyurdu ve devamında “Sana hayır kapılarını göstereyim mi?” dedi.

“Evet, Ey Allah’ın Resulü” dedim.

“Oruç cehenneme perdedir; sadaka, suyun ateşi söndürmesi gibi hataları siler. Kişinin geceleyin kıldığı namaz salihlerin şiarıdır.” buyurarak şu ayeti okudu: “Onlar ibadet etmek için gece vakti yataklarından kalkar, Rablerinin azabından korkarak ve rahmetini ümit ederek O’na dua ederler. Kendilerine rızık olarak verdiklerimizden de bağışta bulunurlar.” (Secde, 16)

Sonra sordu: “Bu işin başını, direğini ve zirvesini sana haber vereyi mi?” “Evet, Ey Allah’ın Resulü” dedim. “Dinle öyleyse” buyurdu ve açıkladı:

“Bu işin başı İslam’dır, direği namazdır, zirvesi cihaddır.”

Sonra şöyle devam etti: “Sana bütün bunları tamamlayan şeyi söyleyeyim mi?”

“Evet, Ey Allah’ın Resulü” dedim

Eliyle dilini işaret ederek: “Şuna sahip ol” dedi. Ben tekrar sordum: “Ey Allah’ın Resulü. Biz konuştuklarımızdan sorumlu mu olacağız?”

“Muaz, insanları yüzlerinin üstüne ateşe düşüren, dilleriyle söylediklerinden başka bir şey midir?” buyurdu.

Oruç bizi tutmalı.

Midemizi yemek-içmekten tuttuğu gibi, dilimizi yalandan, gıybetten, lanetten tutmalı, alıkoymalı.

Gözümüzü harama bakmaktan tutmalı.

Elimizi, ayağımızı, bütün bedenimizi tutmalı.

Önümüzde bir gün var. Ellerin, ayakların, gözlerin, kulakların, derilerin konuşacağı bir gün.

Ağızlar kapanacak, diller susacak, eller-ayaklar konuşacak.

Ağzı kapatılan insan azalarının şahitliği bittikten sonra kendi azalarına kızacak. “Niye şahitlik yaptınız?” diye çıkışacak. “Her şeyi konuşturan Allah bizi de konuşturdu” cevabını alacak. (Fussilet, 20-21)

Oruç ölçülü hareket etmemiz gerektiğini anlatır bize. Bilmediğimiz şeyin peşine düşmememiz gerektiğini hatırlatır.

“Hakkında bilgin olmayan şeyin peşine düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.” (İsra, 36)

Gözün ölçüsü var. “Mümin kadınlara/erkeklere söyle gözlerini kıssınlar (harama bakmasınlar) buyurur Rabbimiz. (Nur, 30-31)

Sesin ölçüsü var, yürümenin ölçüsü var. “Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini kıs” (Lokman, 19) buyurur.

Gıybet eden, kardeşini çekiştiren orucun mükâfatını alabilir mi sormak lazım.

Her duyduğunu, aklına her geleni söyleyen orucun sevabından istifade edebilir mi?

Diline iman dolu kalbi değil; duyguları; öfkesi hükmeden kimse orucu anlamış mıdır?

Kendisine birisi sataştığında oruçlu kimse: “Ben oruçluyum” desin buyuruyor Peygamber Efendimiz (s.a.v.).

Yani oruç beni tutuyor. Sana cevap yetiştirmekten, öfkeme mağlup olmaktan alıkoyuyor.

Bizim onu tuttuğumuzdan daha çok o bizi tutmalı.

Oruç bizi tutmalı…