Oruç bedenimizi yeniler
Ramazan’da belli zamanlarda aç kalmamız yetmez, iftar ve sahurda da az yemeli ve açlığın tadını çıkarmalıyız. Böylelikle bütün sistemlerimiz istirahate çekilecek, adeta yenilenecektir.
Çoğumuz sindirim sürecinin vücuttan çok kuvvet götüren bir faaliyet olduğunu anlamayız. Ağır bir yemek yediğimizde, bunu izleyen bir veya iki saat içinde fiziksel enerjimizin büyük bir kısmı o yemeği sindirmeye kullanılır. Bunun sonucu olarak sindirim sistemine yığılan kan vücudumuzun diğer bölümlerinde kullanılmaz. Bunun sonucu olarak sindirim sistemine yığılan kan vücudumuzun diğer bölümlerinde kullanılamaz. Oruç tutan kişi, hiçbir zaman yapılmayan bir sürü temizlik (vücudumuzu toksin ve zehirli maddelerden arındırma) işi için kanı serbest bırakmış olur.
Aslında fazla yemek yemek, fiziksel enerjimizi azaltır. Vücudumuz için lüzumsuz olan, ihtiyacımız bulunmayan yemekleri sindirterek fazladan ve gereksiz iş yaptırmış oluruz. Sonra vücudumuz yapılması gereken diğer faaliyetleri yapamaz olur. Şahsen bir ağır yemek yedikten sonra hasta muayene etmenin zorlaştığını, dalgınlaştığımı ve konsantre olmanın güçleştiğini hep fark etmişimdir. Bu yüzden muayene saatlerinde bundan kaçınmışımdır. Aradan bir iki saat geçmelidir ki yemekler sindirilsin. Kan midemizden beynimize geçsin. Kafamızın bulanıklığı gitsin.
Diyelim oruçluyken başımız ağrıyor. Bilelim ki kanımız serbest kaldığından önceden yapması gereken bir işi yapmak için oradadır.
Yemek zamanı ağrılar çekebiliriz. Aslında o yemeğe gerçekten ihtiyacımız yoktur ama midemiz bunu alışkanlığından dolayı yapmaktadır. Yemek yemediğimiz halde bir saat içinde karnımızın gürültüsünün geçtiğini görürüz. Bu sadece alışkanlıktan ötürüdür. Midemiz o saatte bu tepkiyi vermek üzere kurulmuş bir saat gibidir.
İşte mübarek ay bu yanlış şartlanmayı kırar, bize sağlıklı alışkanlık kazandırır.