Ortaklık ve Ahlak
Türkiye solunun demokrat olmadığını, değişim, ilerleme gibi bir hedefe sahip olmadığını biliyoruz. Kürt solunun da öteden beri Türk soluna eklemlenme sorunu dolayısıyla ilerlemeci bir hedef ve anlayış taşımadığını da biliyoruz. Bu yüzden PKK ve HDP sözcülerinin hala 1950'lerin nostaljik kavramlarınıkullanıyor olmasına şaşırmıyoruz. Ama nostalji hatırına bazı gerçekleri gözardı edemeyiz.
1924 ve sonrasında Kürtler için "YOK" demişlerdi de ölümden beter bir yokluktu bu "YOK" sayılış.
Kürtçe konuşmak, Kürtçe müzik dinlemek onların döneminde en hafifinden aşağılanmak için yeterliydi.
Yazar ve Gazeteci İbrahim Sediyani'nin tespitlerine göre 1925-1927 yılları arasında, yani Şehy Sait Ayaklanması'nı takip eden 2 yılda 660 bin Kürt'ü idam ederek öldürmüşlerdi. Düzmece İsyan gerekçeleriyle on binlerin öldürülmesine ve yaralanmasına sebep olan operasyonları onaylamaktan geri durmamışlardı. Onbinlerce insanı zorunlu göçe tabi tutmuşlardı.
1991-2002 yılları arasında öldürülen faili malum-meçhul bütün Kürtlerin kanında imzaları vardı. 2002 sonrasında da epeyce süre onların zihniyeti muktedirdi ve son yıllarda da Kürtlerin öldürülmesinde onların büyük payı vardı.
Kimden söz ettiğimi biliyorsunuz,
Tabi ki CHP'den. 90 yıllık tarihinde en çok kan ve yasakla anılacak CHP'den. Hani şu son seçimlerde beyannamelerine Kürtlerle ilgili bir tek madde dahi almayan CHP.
Evet, CHP bu.
xxx
Keza,
Paralel örgütün Kürtler için ne düşündüğü, paralelcilerin yıllarca bölgede faili meçhul cinayetlerle Kürtlerin kanını akıttıkları bizatihi PKK/KCK liderleri tarafından dile getirilmişti.
'Sulhta hayr vardır' demesine rağmen önce alttan alta sonra da 'dümdük' Çözüm Sürecine karşı çıkan, sürecin bozulması için medyasında en kirli kampanya yürüten yine Fetullah Gülen Medyasıydı. Dizileri bile Kürt Türk düşmanlığı üzerine kurgulanmıştı Samanyolu Televizyonunun.
Bütün "KCK operasyonlarıFetullahçıların kumpasıdır" ve"Fetullahçılar Kürt çocuklarınıdin istismarıile devşiriyor'' diyerek onlara karşı amansız savaş başlatan da KCK idi ve bu öyle düşmanlıktı ki Fetullahçı diyerek imam öldürmüşlerdi.
Evet, CHP bu, FETÖ de böyle.
Öte yandan,
İlk kez Kürt Sorunu vardır demişlerdi, liderleri Kürtler canımız ciğerimizdir demişti. TBMM Kürsüsü'nde Kürt mütefekkir ve ediplerini anmıştı. Türkler, hatta % 95'i ile Kürtler bu mütefekkir Kürtleri ilk kez ondan, yani dönemin Başbakanından duymuşlardı. Ahmed'i Xanu00ee, Feqiye Teyran, Mela'e Ciziri gibi şahsiyetler on(lar)dan duyulmuştu.
"Dönemlerinde hiçbir partinin hayal edemediği, başka partilere hatırlatılınca da göze almadığı Kürtlerin haklarını sırasıyla onlar tanımışlar, onlar vermişlerdi''
"Hayatıma mal olsa da" diyerek çözümün yanında olduğunu göstermişti. Bazı konularda işin 'doğallığı' gereği ağır gidilse de girdiği yolun çözüm, barış olduğunu ispatlamıştı.
Evet doğru tahmin ettiniz, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve Ak Partiden söz ediyorum.
Ama gelin görün ki HDP sadece CHP ve paralelcilerle dost olmadı, CHP'nin bagajı, FETÖ'nün sözcüsü, savcısı oldu. HDP, paralelcilerin Erdoğan aleyhine masa başında hazırladığı bütün iftiraları sloganlaştırdı. Sürecin paydaşı için bu dostluk hayra alamet olmadığı gibi barışa yönelik bir şey de değildi.
Demirtaş da KCK gibi paralel örgütün kuyruğuna takılarak FETÖ'nün sesi olmayı seçti. Erzurumlu Muhammed Y. "Paralelcilerin cumhurbaşkanıSayın Tayyip Erdoğan düşmanlığına HDP'nin eşlik etmesi Çözüm Sürecinin paydaşlarına büyük bir yanlıştı. Hem çözüm Sürecinin en önemli aktörünüErdoğan olacak, hem de Erdoğan'ın en azılı, en ahlaksız, en aşağılık düşmanıolan paralelcilerle iştutacaksınız, kusura bakmayın ama çözüm istemediğinizi beraber hareket ettiğiniz çözüm düşmanlarından biliyoruz"dedi ve ekledi:
"Dünya alem biliyor ki 2008 Süreci paralelcilerle Doğan Medyasının kirli oyunu sebebiyle sona ermişti. Keza 2011 Oslo görüşmelerini de bu kirli ve hain yapıbasına servis ederek katletmişti. Bütün bunlar bilinmesine rağmen HDP PDY ile Erdoğan düşmanlığında birleşirse çözüm süreci de patlamışfutbol topuna döner."
Şimdi tekrar soruyoruz:
Çözüm, barış, kardeşlik süreçlerinin en amansız düşmanları olan CHP ve FETÖile ittifak yaparak, 85 yıl boyunca Kürt sorununu inkar ve kanla ifade dışında bir şey yapmayan CHP ve yeni ortağı FETÖile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı devirmeye çalışmak, Çözüm Sürecini sürdürme isteği midir?
Düşmanlıkların da bir ahlakı yok mu?
CHP'nin seküler yapısı dışında hangi özelliği sizin onlarla ortak olmanızı sağlar? Seküler CHP ayn zamanda yüzbinlerce Kürd'ün kanına giren CHP değil mi? O zaman ne? Neden?
Ak Parti, başbakan Davutoğlu Kürt ve sorunları konunda CHP ve Kılıçdaroğlu kadar da mı olamadı? Batman'dan bir dostumun ifadesiyle "HDP'nin Kürtler olarak bizi bu konuda tatmin etmeleri gerekecek, ama nasıl?"
Hdp baştan sona yanlış yaptı, Türkiyeliliği Erdoğan muhalefetine, bu muhalefeti de CHP ve FETÖ ile yaptı.
Bu konuda HDP olarak ahlakınızın şeytanlıkta İblise parmak ısırttıran FETÖ'nün belirliyor olmasının izahı yoktur.
Neyse,
Yeni bir başlangıç için geç olsa da Bismillah demek gerek, çünkü yeni bir başlangıç şart. Yeter ki başbakanlık kimlerle çelik çomak oynanıp oynanmayacağını doğru belirlesin.