Ortak Sorunlar
Çevre kirliliği sadece bir kişiyi mi ilgilendirir? Bir toplumu, bir kurumu, bir bölgeyi mi ilgilendirir? (Dünya çapında olan çevre kirliliğinden söz ediyoruz.)
Hastalıklar ve bu hastalıkların yayılması sadece zengini, yalnızca fakiri mi ilgilendirir? Sadece çocuğu ya da sadece yaşlıyı mı ilgilendirir? (Herkese musallat olan hastalıkları kast ediyoruz.)
Ülkenin savaşa girmesi sadece askeri mi ilgilendirir?
Yüz binlerce soru sorabilir ve her sorudan sonra aynı cevabı alırsınız.
Sorun ortak, dert bin ise bunun anlamı herkesi ilgilendirir, herkes de iradesini ortaya koymalı demektir. İradesini de siyaseten ortaya koymalı demektir.
Ortak sorunları ancak ortak gayret çözer. Ortak gayret için lazım olan ise mutlaka herkesin anlaştığı bir siyasi birlik ve iradedir.
Hiçbir siyasetçinin öne süremeyeceği tek şeydir. Ortak sorunlarımızın ortak çözümüne yanaşmama mazeretim şudur. Bazı siyasetçinin böyle bir durumda yapacağı en iyi şeydir. Ortak sorunlarımızın ortak görüşüne ve uygulamasına imzamı attım.
Siyasetçi, ortak sorun için eğer çok istiyorsa bu karara ancak bir şerh düşebilir. Ortak sorunlara yanaşmayan hiçbir siyasetçi, haklı olduğunu iddia edemez. Yanaşmıyorsa da ülkesine en büyük kötülüğü yapmış olur.
Ortak sorun ortaya çıktığında uzlaşamama gibi mazeretler asla doğru değildir.
Savaşlar da ortak sorundur. İnsanlık tarihinin başından beri de savaşlar olagelmiştir. Savaşlara katılan askerler, yönetici bir grubun ortak kararına göre savaşı sürdürürler. Ortak karara varılamama, aynı zamanda savaşamama anlamına gelir. Yenilgi kesindir. Belki bu şekilde istisnanın da istisnası durumlar yaşanmış olabilir ama iyi ya da kötü bir ortak karar çıkar ve uygulanır.
Ortak karar alma sadece askerin işi değildir. Mikropla savaşan hekimler de pek çok uğraşılarında ortak karara varırlar. Yol yapan, bina yapan, şehir kuran mimar ve mühendisler de ortak karara varırlar.
Ortak karar almak, zordur. Bir kısım insanlar, şiddetle karşı çıksa da yine ortak karar çıkar. Bazen bir ya da birkaç kişi en doğru kararı savunurken, çoğunluk yanlış bir karara varabilir ve her şey olup bittikten sonra gerçek anlaşılır.
Yine de hiçbir şey, ortak karar almanın önünde engel olamaz, olmamalıdır.
Bu makalenin yazıldığı zamanlar ülkemizde ortak karar alma ve uygulama konusunda siyasetçiler çok başarısız görünüyordu. Halen de öyle olduğu tespitini yapabiliyoruz. Halkın, bu durumda ortaklığa yanaşmayan siyasetçiyi istememesi en tabi hakkıdır.
Siyasi birliğin kurulması adına belki de yapılabilecek en doğru halk tercihi, uzlaşamayan siyasetçiyi siyasetten uzaklaştırmaktır.
Bugün, belki de tarihsel süreç içinde en rahat dönemi yaşıyoruz. Yarın dünya dengeleri değişip de ülkelerin açlığa dayanamayan insanları, Haçlı Seferi yerine Açlık Seferleri başlatırsa hangi sorunları hangi siyasi iradeyle çözeceksiniz?
Hiçbir sorun, açlık kadar güçlü ve tehlikeli değildir.
Yıllarca bozuk yollarda seyahat edebilirsiniz, depremde yıkılıncaya kadar çürük binalarda oturabilirsiniz ama aç bir mideyle bir gün bile geçiremezsiniz.
Çok güçlü bir siyasi birlik, muazzam çalışan bir devletiniz, dinamik bir toplum yapınız, kısaca çok güçlü bir birliğiniz yoksa ilk ciddi darbede yerle bir olursunuz.
Öyleyse “Ya Birlik Ya Cehennem”