Dolar (USD)
35.00
Euro (EUR)
36.55
Gram Altın
2944.95
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Temmuz 2016

Ortak İrade, Ortak Değerler, Ortak Anayasa

15 Yıldır siyasi irade tüm tıkanıklara, operasyonlara, kaos arayışlarına ve antidemokratik anayasaya rağmen olağan üstü bir gayret göstererek kalkınma ve gelişme gösterdi. Ama tam anlamıyla normalleşme sağlanamadı. Çünkü Türkiye ayaklarından antidemokratik anayasa ile zincirlenmiş durumda. Bu pranga halen sökülüp atılamadığından, yeni atılım döneminin önünde darbe anayasası set gibi duruyor.

Bu set özgürlüklerle aşılabilir.

Bu set herkes için adalet ilkesiyle, Özgürlükler Anayasası ile yıkılır.

Hep birlikte el ele verip; karmaşık değil, basit bir sistematik; sade ve anlaşılır bir anayasa ile yolumuza devam etmeli, 2023 hedeflerimize giden yolculuğumuzun önündeki tüm barikatları aşmalıyız.

Ortak irademiz ve ortak değerlerimizle özgürlüklerimizi sınırlayan, geleceğimizi vesayet altına alan, eşitlik ilkesini yok sayan Anayasadan kurtulmalıyız. Temel Hak ve özgürlükleri koruma altına almakla beraber, kişilerin inançlarını dilediğince yerine getirebilecekleri tarzda yeniden düzenlemeliyiz. Kültürel kimlikleri yok saymamalı, topluma dayatılan anayasadan toplumun yazacağı anayasa sürecine geçmeliyiz.

Ayrıştıran değil birleştiren,

Ötekileştiren değil özgürleştiren,

Kutuplaştıran değil kucaklayan bir anayasa için sorumluluk almalıyız. Düzeyli, objektif ve gerçekçi olmalıyız. Sorunlarımızı masaya getirmeliyiz. Anayasa'dan kaynaklanan her sorunu şeffafça konuşabilmeliyiz. Vesayetçi bir şekilde kurgulanarak demokratik doğasından koparılmış parlamenter sistemin yol açtığı sorunları tartışabilmeliyiz.

Mevcut anayasa, dayanışma önünde engel. Mevcut anayasa, uzlaşma önünde sorun. Mevcut anayasa toplumun bütün kesimlerini kucaklamıyor. Tüm bunlar var olan sorunlarımızın çözümünü geciktiriyor. Yeni sorunlar meydana getiriyor, pusuda kaos için nöbet tutan vesayet bekçilerini, illegal örgütleri ve çeteleri besliyor.

Mevcut anayasa önyargılı; yetki kargaşası üretiyor, gerilimi tırmandırıyor, kardeşlik hukukunu hiçe sayıyor. Adaleti değil darbecilerin statükolarını koruyor. Dahası milleti yok sayıyor. Milletin emeğini de yok sayıyor. Dezavantajlı konumda bulunanları öncelemiyor, sosyal hakları, sosyal devlet olmanın gereklerine saygı duymuyor. O vakit yeni anayasa süreci bizatihi milletin meselesidir ve millet sürece el koymalıdır.

Millet, Başkanlık sistemi dahil her öneriyi tartışmaya açmalı, özgüven ve kararlılık ile değişime katkı sunmalıdır. Millet, bizzat vekalet verdiklerinin icraatlarını özgürce yapabilmesinin önünü açmalıdır. Açacaktır da. Çünkü millet darbecilerden, darbe koalisyonundan daha fazla anayasa yapma hakkına ve gücüne sahip olduğunu artık görmektedir. İradesinin, talep ve tercihlerinin vesayet, terör ve baskıyla yok sayılmasına millet izin vermeyecektir.

Yeni anayasa yapılmadan yeni Türkiye'ye kavuşamayacağımızı bilenlerin yollarımıza kurduğu tuzakları, mayınları birlikte temizleyecek irade ortadadır.

Bu iradeye sahip çıkacak olan siyasi irade AK Parti'dir. AK Parti'nin milletten aldığı güç ve sorumlulukla tüm siyasi partilere çağrısı ise şu şekildedir: "Önümüzdeki dönemde sivil, katılımcı, çoğulcu, özgürlükçü bir demokratik ve sivil anayasanın yapımına öncülük etmeye kararlıyız. Diğer siyasi partileri de aynı anlayış içinde katkı vermeye davet ediyoruz."