Ortadoğu'daki ABD varlığına son
Artık Türkiye de Amerika Birleşik Devletleri de birbirleri hakkındaki düşüncelerini saklamadan, sözlerini dolaylamadan, kandırmadan açıklamaya başladı. Zaten daha fazla pinokyoculuk olmazdı da, çünkü dünya âlem Türkiye ile stratejik ortağı(!) arasında 7 yıldır artarak devam eden bir sorunu fark etmişlerdi.
Çok söyledik ama hep “komplo teorisi” ithamına maruz kaldık.
Ve dediler ki “Erdoğan’ı seçtirmek için
beka sorununu dile getiriyorsunuz...” Hatta bir yazımda Sayın
Kılıçdaroğlu’na hitaben, “Sayın
Kılıçdaroğlu, bu ülkenin Cumhurbaşkanı ‘Türkiye'nin beka sorunu var’ diyorsa
sizin buna sessiz kalmanız doğru değil. Ülkenin ana muhalefet partisi genel
başkanı olarak insan bir sorar: Sayın Erdoğan nedir mesele...?”
Demediler; Kemal bey de Meral Hanım
da Babacan Davutoğlu da konuyu bildikleri halde “beka sorunu” söyleminden kaçtılar, kaçındılar. Bunu gerçekten de
merak ediyorum: Ak Parti’de Başbakanlık yapmış, Başbakan Yardımcılığı yapmış bu
şahsiyetler neden beka sorunu konusunu gündemlerine almadılar. Oysa ben şahidim
ki bu isimler geçmişte “ABD’nin Türkiye'nin beka sorununu tehdit ettiğini”
söylemişti. Ama Sayın Cumhurbaşkanı bunu dile getirince bu genel başkanlar “duymadım, görmedim, bilmiyorum”a oynadılar.
Neden?
Bu sorunun cevabını hiçbir zaman
vermeyecekler çünkü ya hilaf-i hakikat konuşmak zorunda kalacaklar ki bunu
düşünmüyorum ya da doğrusunu söyleyecekler ki o zaman da büyük ithamlara maruz
kalırlar. Bu sebeple bu soruyu tarihe not düşmek için burada bırakıyorum.
El-Kassam’ın 7 Ekim saldırısının
üzerinden 12 gün geçti. Teknik ve taktik olarak tarihte görülmemiş bu saldırıda
İsrail’de 1500 insan hayatını kaybetti ve hemen ardından -her şey önceden hazırlanmışçasına- Amerika, İngiltere bölgeyi denizden
ablukaya aldı. Bilmeyen de sanacak ki ABD-İngiltere hiçbir uçağı, helikopteri,
ciddi füzesi hatta yük gemisi bile olmayan HAMAS’a karşı değil de Rusya’ya,
Çine, Türkiye'ye karşı bir çıkarma yapıyor.
Allah söyletti!
Galiba haklıyım; hazırlıklar Türkiye
için…
Yoo, hemen telaşlanmayın. Türkiye
için dediysem bir hayır vardır bu şer odaklarının adımlarında. Belki Allah Teâla
“son tekme”yi bizim vurmamızı
istiyor kim bilir?
Vietnam’da batan, Afganistan’dan
kaçan, Irak’ta suçüstü yakalanan ABD şimdi de Suriye’den kovulmayı müteakip
Akdeniz’de batmayı bekliyor.
Dünyanın son asırlardaki en sakin
bölgesini 75 yıl boyunca Siyonistlerin atış poligonuna çeviren ABD artık
yaptıkları ile hesaplaşmaya başlayacak. HAMAS’ın bütün istihbarat servislerini
uyutarak(!) 7 Ekim’de gerçekleştirdiği saldırının ardından dünyanın en güçlü
uçak gemisini Doğu Akdeniz’e getiren ABD dünyada hiç görülmemiş bir şekilde
irtifa kaybediyor. Sanmayın ki 75 yıldır İsrail’in katliamlarını gizleyerek
halkı bilgi almaktan alıkoyan ahlaksız Batı basını hala dikkate alınıyor. Artık
sosyal medyada güçsüzlerin de sesi duyuluyor. Almanlar biralarını tükettikten
sonra sosyal medyada olan biteni görüyor. Fransızlar arsızlıklarından sonra
yalancı basınlarını değil, tarafsız basına da bakıyor. ABD’liler haberleri Hollywood’dan
çekilmiş gibi yayın yapan CNN İnt. ya da FOX gibi katil sevici kanallardan
değil, Pentagon’un servisi olmayan kanallara da bakıyor. Haklısınız sayıları az
lakin bu durum yakında farklı boyutlar da kazanacak.
Gazze ağır bedeller ödemeye devam
edecek, belki de yerle bir edilecek lakin masumların kanı ile kuruyan kalpler
sulanmak suretiyle canlanacak. Bizim olmayan bu savaşı kapımıza getiren
SkyPicot+ABD+AB yaptıklarının ve seyirci kaldıkları katliamların hesabını
vermemek için bin defa yemin edecekler.
Biliyorum, retorik yapıyorsun,
duygusal yazıyorsun diyeceksiniz ve haklısınız. Ancak söylediklerimi ajite
ederek anlatsam da tarihi bilen, medeniyetleri tanıyan, savaş tarihini az da
olsa okuyan biri olarak söylediklerimin farkındayım ve her cümlemin
arkasındayım.
Günü gelince “adam görmüştü” diyeceksiniz.