Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Ortadoğu’da Yüzyilin Kaosu

Trump yönetiminin açıkladığı Ortadoğu Barış Planı, bütün dünyada büyük bir kaygıyla karşılanmaktadır. 2 yıldır Yüzyılın Barışı adıyla gündemde olan proje, nihayet 181 sayfalık metin olarak ortaya kondu. Aslında uzun süredir Yüzyılın Barışı denilen plan için somut adımlar atılıyordu. Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak kabul edilmesi, Golan Tepelerinin ilhak edilmesi ve Kudüs’e Amerika Büyükelçiliğinin taşınması şeklindeki adımlar aslında, Yüzyılın Barışı denilen planın özünü ortaya koyuyordu.

Trump’ın damadı Jared Kushner’in mimarlığını yaptığı plan, Beyaz Saray’da Trump ve Netanyahu tarafından birlikte açıklandı. Trump’ın Ortadoğu planını İsrail Başbakanı Netanyahu ile birlikte açıklaması iki hususu ön plana çıkarmaktadır. Birincisi, Trump, İsrail’in Amerika’dan ayrı düşünülemeyeceği mesajını dünyaya vermiştir. İkincisi Evanjelistlerin Amerika politikasını belirleyen ana aktörlerden biri haline geldiklerini göstermektedir. Evanjelistlerin liderliğini yapan Mike Pence, bugün Beyaz Saray’da Başkan Yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Başkanlık seçimlerine çok az bir sürenin kaldığı bir ortamda Trump, açıkladığı planla sayıları 50 milyonu bulan Evanjelik toplulukların desteğini garantilemeyi amaçlamaktadır.

Ortadoğu Barış Planının açıklandığı toplantıya İsrail, iktidar ve muhalefetiyle katılmasına rağmen, Filistinli taraflardan hiçbiri katılmamıştır. Toplantıya hiçbir Arap devletinin üst düzey temsilcisi de katılmamıştır. Beyaz Saray’daki toplantıya Umman, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’in elçilerinin katıldığını belirtelim. Trump, Arapları ve Filistinlileri yok sayarak İsrail merkezli bir planı barış projesi olarak ilan edebilmektedir.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’ın açıklanan plana itiraz etmeyecekleri ve Trump yönetimiyle ilişkilerini bozmayacakları açıktır. Filistin yönetimi lideri Abbas, açıklanan plana güçlü bir şekilde hayır diyerek reddetmiştir. Filistin Kurtuluş Örgütü, HAMAS ve İslami Cihad’ın aralarındaki farklılıkları bir tarafa bırakarak uygulanmak istenen plana karşı bir ittifak kurmaya çalışacaklarını öngörebiliriz.

Yüzyılın Barışı adıyla sunulan projenin ana unsurlarının anlaşılması önemlidir. İsrail’in var olma hakkının bütün devletlerden tartışılmaz bir şekilde kabulü istenmektedir. Kudüs, bir bütün olarak İsrail’in başkenti olarak ilan edilmektedir. Doğu Kudüs’ün hiçbir şekilde Filistinlilere verilmeyeceği net olarak ortaya çıkmaktadır. Batı Şeria’da kurulan yerleşim yerleri, İsrail’e ait olarak kabul edilmektedir. Bu Batı Şeria’nın yüzde 20’sinin İsrail kontrolü altına girmesi demektir. Yerleşim yerlerinin ve Ürdün Vadisinin ilhak edilmesi, fiilen Gazze’nin ve Batı Şeria’nın kontrol altında tutulması anlamına gelmektedir. Golan Tepeleri’nin İsrail tarafından ilhakı meşru kabul edilmektedir. Plan, Filistinlilerin İsrail’deki topraklarına dönmeyeceğini net olarak ifade etmektedir. Plan, Filistin yönetimine Gazze’de kontrolü sağlama ve HAMAS’ı buradan sürme görevi vermektedir. Kademeli bir şekilde Filistin devletinin kurulması tasarlanmaktadır. Planda bu devletin bir silahlı gücünün olmayacağının altı özellikle çizilmektedir. Filistin devleti, birbirinden kopuk parçalardan oluşan bir yönetim bölgesi olarak tasarlanmaktadır. Filistin yönetimine 50 milyar dolar yardımda bulunulacağı sözü verilmektedir.

Yüzyılın Barışı olarak lanse edilen plan, aslında Yüzyılın Hırsızlığı olarak anılmayı hak etmektedir. Plan, Filistinlilerin evlerini ve yurtlarını direkt olarak İsrail’in mülkiyetine geçirmekte ve Filistinlilerin dönme hakkı dahil bütün haklarını inkar etmektedir. Hazırlanan plan, 100 yıldır uygulanan işgal, baskı, ilhak ve el koyma uygulamalarının hepsini meşrulaştırmaktadır.

Ortadoğu Barış Planı, aslında Siyonist işgalinin genişletilmesi, meşrulaştırılması ve güncellenerek uygulanması planıdır. Bugün Ortadoğu’da barışın önündeki en büyük engel Siyonizmdir. Siyonizm, barış adı altında yeni savaş ve işgal planları yapmaktadır. Trump yönetiminin Siyonistleri ve Evanjelistleri merkeze alarak hazırladığı plan, Ortadoğu’yu yeniden ateşe verebilecek olan bir kaos ve yıkım planıdır.