Dolar (USD)
32.52
Euro (EUR)
34.84
Gram Altın
2487.81
BIST 100
9515.44
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Ağustos 2021

​Ormanları Neden Yakıyorlar?

Bu namussuzların aklına gelenler şeytanın aklına gelmez. Çünkü insanın şerlisi şeytanın şerrinden daha şedid olabiliyor. Şeytan, kötülüklerin icrasında bir azmettirici rol oynarken insan, hem kast eden, hem de fiilen kötülüğü icra eden, yani kötülüğü yapan taraf olabiliyor. Bazen şeytanın iğvasına da gerek yok, insan azgın nefsinin hevâsına kapılarak şerre koşabiliyor. Şu günlerde şer cephesi hayır cephesinden daha fazla mesai yapıyor. Yurdun bilhassa güney kesimlerinde yaşanan hadiseler bu durumu iyi açıklıyor.

Birkaç gündür, içinde Allah korkusundan zerre kalmamış şer odakları sabotaj yoluyla ormanlarımızı yakıyorlar. Şeytanın aklına gelmeyecek yöntemlerle ülkede kaos ve kargaşa çıkarmak derdindeler. Sadece orman yakmakla kalmıyorlar. Konya’da 7 kişinin hunharca öldürüldüğü olayı bir Türk-Kürt çatışması olarak lanse edip kardeş kavgası çıkarma derdindeler. Emellerine ulaşamayacakları kesin ama yine de deniyorlar.

Birincisi Konya’da yaşanan elim hadisenin bir etnik çatışmayla ilgili olmadığı kesinleşti. İki aile arasında 11 yıldır süren bir husumet, cehalet ve öfkeyle birleşince ortaya böyle insanlık dışı bir manzara çıktı. Yüreğinde insanlık sevgisi kalmamış caniler bir aileyi katlederek şerre olan bağlılıklarını perçinlemiş oldular. Şüphesiz hem dünyada hem de ahirette yaptıkları karşılıksız kalmayacak ama olan oldu bir kez. Keşke olmasaydı.

Diğer yandan Akdeniz bölgemizde cayır cayır yanan ormanlarımız değil aslında nefes alıp verdiğimiz akciğerlerimiz. Ormanlar bir ülkenin en güçlü milli varlıklarından birisidir. Hem eko sistemdeki rolü, hem de ekonomik değeri bakımından en büyük ve en mühim kaynaklarımızdan birisidir ormanlarımız. 3-5 gözü dönmüş gafil ve hain hedef olarak seçtikleri bölgelerde bütün ülkenin ortak malı olan ormanları cayır cayır yaktılar. Hem de hiç acımadan. Yangınlarda vefat eden insanlarımız, telef olan hayvanlarımız, tahrip olan bitki örtümüz yanında “insanlık” ve “vicdan” gibi başka değerlerimizi de kaybettik. Nefsinin hevâsına, şeytanın iğvasına kapılan 3-5 çapulcu cehennem olasıca hırsları yüzünden büyük bir günaha imza atarak şeytana rahmet okuttular.

Bu insanlık suçunu işleyenlere verilecek en büyük ders, aslında kamuoyu önünde yakılarak infaz edilmeleridir. Örneğin Taksim meydanında yakılacak büyük bir ateşe diri diri atılmak suretiyle infazları gerçekleştirilmeli ki canlarına kastettikleri insanların, hayvanların, bitki örtüsünün ahı yerde kalmasın ve böyle insanlık dışı bir suça başka hiç kimse tevessül etmesin. Şimdi bu yazdıklarımı insanlık ve hukuk dışı hatta ilkel bulan kafalar olacaktır, biliyorum. Ama bir suçun cezasında caydırıcılık yoksa o suçun yüzlerce kez tekrar etmesi gayet olağandır.

Evet evet, yanlış duymadınız, “bilerek ve isteyerek”, “kasten” orman yakanların cezası kamuoyu önünde yakılarak idam edilmek olmalıdır. Bu teklifimi isteyen ilkel bulsun, isteyen hukuk dışı, zerre kadar umurumda değil. Esas hukuk dışı olan suça adil bir ceza vermemek ve suçlunun yeni suçlar işlemesi için önünü açmaktır. Siz milli varlığımıza yönelen tehditler karşısında caydırıcı olmayan yaptırımlar ya da cezalar öngörürseniz bu ülkede ne insanın, ne hayvanın ne de bitkinin, ağacın bir değeri kalır! Şunu unutmamak gerekir ki adalet merhametten üstündür. Eğer merhamet edilmemesi gerekenlere acımaya kalkarsanız acınacak duruma düşersiniz.

Olayın ikinci boyutu şu. Oldukça geniş bir alana yayılan orman yangınları insan ve teknoloji gücünü ister istemez çaresiz durumda bırakıyor. Makine, araç, gereç, uçak, helikopter yetersiz kalabiliyor. Bu da ister istemez bir hayal kırıklığı ve moral bozukluğu üretiyor. Durumdan vazife çıkarmak isteyen birileri tabii ki bu süreçte boş durmayacak, devleti ve hükümeti aciz, güçsüz ve çaresiz durumda göstermek için elinden geleni yapacaktır. Buradan siyasi acziyet çıkarmak isteyen şeytan ruhlu tiplerin şimdiden sosyal medyada kaynattıkları dedikodu kazanlarını hep birlikte görüyor, takip ediyoruz. Oysa ki bu öyle sıradan müdahale ile önüne geçilebilecek bir olay değil. Bölgede görev yapan bir muhabirin de ifade ettiği gibi rüzgârın yönüne ve hızına göre yangın kendisine rota belirliyor ve neredeyse bir otomobil kadar hızlı hareket ediyor. Siz bir yere müdahale ederken başka bir taraf bir anda alevler içinde kalıveriyor. Burada hesap sorulması gereken birileri varsa bu devlet yetkilileri değil bu ormanları acımasızca ateşe veren hainlerdir. Devlet bu insanlık ve tabiat düşmanlarını bir an evvel bulmalı, en ağır cezayı vererek soluklarını, nefeslerini kesmelidir.