Ormanları Neden Yakıyorlar?
Bu namussuzların aklına gelenler
şeytanın aklına gelmez. Çünkü insanın şerlisi şeytanın şerrinden daha şedid
olabiliyor. Şeytan, kötülüklerin icrasında bir azmettirici rol oynarken insan,
hem kast eden, hem de fiilen kötülüğü icra eden, yani kötülüğü yapan taraf
olabiliyor. Bazen şeytanın iğvasına da gerek yok, insan azgın nefsinin hevâsına
kapılarak şerre koşabiliyor. Şu günlerde şer cephesi hayır cephesinden daha
fazla mesai yapıyor. Yurdun bilhassa güney kesimlerinde yaşanan hadiseler bu
durumu iyi açıklıyor.
Birkaç gündür, içinde Allah
korkusundan zerre kalmamış şer odakları sabotaj yoluyla ormanlarımızı
yakıyorlar. Şeytanın aklına gelmeyecek yöntemlerle ülkede kaos ve kargaşa
çıkarmak derdindeler. Sadece orman yakmakla kalmıyorlar. Konya’da 7 kişinin
hunharca öldürüldüğü olayı bir Türk-Kürt çatışması olarak lanse edip kardeş
kavgası çıkarma derdindeler. Emellerine ulaşamayacakları kesin ama yine de
deniyorlar.
Birincisi Konya’da yaşanan elim
hadisenin bir etnik çatışmayla ilgili olmadığı kesinleşti. İki aile arasında 11
yıldır süren bir husumet, cehalet ve öfkeyle birleşince ortaya böyle insanlık
dışı bir manzara çıktı. Yüreğinde insanlık sevgisi kalmamış caniler bir aileyi
katlederek şerre olan bağlılıklarını perçinlemiş oldular. Şüphesiz hem dünyada
hem de ahirette yaptıkları karşılıksız kalmayacak ama olan oldu bir kez. Keşke
olmasaydı.
Diğer yandan Akdeniz bölgemizde
cayır cayır yanan ormanlarımız değil aslında nefes alıp verdiğimiz akciğerlerimiz.
Ormanlar bir ülkenin en güçlü milli varlıklarından birisidir. Hem eko
sistemdeki rolü, hem de ekonomik değeri bakımından en büyük ve en mühim
kaynaklarımızdan birisidir ormanlarımız. 3-5 gözü dönmüş gafil ve hain hedef
olarak seçtikleri bölgelerde bütün ülkenin ortak malı olan ormanları cayır
cayır yaktılar. Hem de hiç acımadan. Yangınlarda vefat eden insanlarımız, telef
olan hayvanlarımız, tahrip olan bitki örtümüz yanında “insanlık” ve “vicdan”
gibi başka değerlerimizi de kaybettik. Nefsinin hevâsına, şeytanın iğvasına
kapılan 3-5 çapulcu cehennem olasıca hırsları yüzünden büyük bir günaha imza
atarak şeytana rahmet okuttular.
Bu insanlık suçunu işleyenlere
verilecek en büyük ders, aslında kamuoyu önünde yakılarak infaz edilmeleridir.
Örneğin Taksim meydanında yakılacak büyük bir ateşe diri diri atılmak suretiyle
infazları gerçekleştirilmeli ki canlarına kastettikleri insanların,
hayvanların, bitki örtüsünün ahı yerde kalmasın ve böyle insanlık dışı bir suça
başka hiç kimse tevessül etmesin. Şimdi bu yazdıklarımı insanlık ve hukuk dışı
hatta ilkel bulan kafalar olacaktır, biliyorum. Ama bir suçun cezasında
caydırıcılık yoksa o suçun yüzlerce kez tekrar etmesi gayet olağandır.
Evet evet, yanlış duymadınız, “bilerek
ve isteyerek”, “kasten” orman yakanların cezası kamuoyu önünde yakılarak idam
edilmek olmalıdır. Bu teklifimi isteyen ilkel bulsun, isteyen hukuk dışı, zerre
kadar umurumda değil. Esas hukuk dışı olan suça adil bir ceza vermemek ve
suçlunun yeni suçlar işlemesi için önünü açmaktır. Siz milli varlığımıza
yönelen tehditler karşısında caydırıcı olmayan yaptırımlar ya da cezalar
öngörürseniz bu ülkede ne insanın, ne hayvanın ne de bitkinin, ağacın bir
değeri kalır! Şunu unutmamak gerekir ki adalet merhametten üstündür. Eğer
merhamet edilmemesi gerekenlere acımaya kalkarsanız acınacak duruma düşersiniz.
Olayın ikinci boyutu şu. Oldukça
geniş bir alana yayılan orman yangınları insan ve teknoloji gücünü ister
istemez çaresiz durumda bırakıyor. Makine, araç, gereç, uçak, helikopter
yetersiz kalabiliyor. Bu da ister istemez bir hayal kırıklığı ve moral
bozukluğu üretiyor. Durumdan vazife çıkarmak isteyen birileri tabii ki bu
süreçte boş durmayacak, devleti ve hükümeti aciz, güçsüz ve çaresiz durumda
göstermek için elinden geleni yapacaktır. Buradan siyasi acziyet çıkarmak
isteyen şeytan ruhlu tiplerin şimdiden sosyal medyada kaynattıkları dedikodu
kazanlarını hep birlikte görüyor, takip ediyoruz. Oysa ki bu öyle sıradan
müdahale ile önüne geçilebilecek bir olay değil. Bölgede görev yapan bir
muhabirin de ifade ettiği gibi rüzgârın yönüne ve hızına göre yangın kendisine
rota belirliyor ve neredeyse bir otomobil kadar hızlı hareket ediyor. Siz bir
yere müdahale ederken başka bir taraf bir anda alevler içinde kalıveriyor.
Burada hesap sorulması gereken birileri varsa bu devlet yetkilileri değil bu
ormanları acımasızca ateşe veren hainlerdir. Devlet bu insanlık ve tabiat
düşmanlarını bir an evvel bulmalı, en ağır cezayı vererek soluklarını,
nefeslerini kesmelidir.