Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Kasım 2014

Organ Bağışı candan cana verilen bir sadakadır

Milat'ta yazmaya başlarken, zaman zaman çeşitli söyleşilerle karşınızda olacağım demiştim. Hayırlısıyla, bugün ilk söyleşiyi yayınlıyorum. İlk söyleşiye, Organ Bağışı Ege Kordinatörü ve İzmir İl Sağlık Müdürü Bediha Türkyılmaz konuk oldu. Lafı fazla uzatmadan sözü söyleşiye bırakıyorum.

Güngör Avcıoğlu: "Efendim, söyleşinin başında, bizlere Organ Bağışındaki prosedürü anlatabilir misiniz?"

Bediha Türkyılmaz: "Öncelikle şunu söyleyeyim, Türkiye'de yirmi beş bin hasta organ bekliyor. O Organ bekleyenlerden biri, yakınımız, çocuğumuz, hatta biz olabiliriz. Organ bekleyen konumunda olmakta, tahammülü zor bir durumdur. Ben Bu hatırlatmayı yaparak, prosedürüne girmek istiyorum. Şimdi biz Organ Bağışını nasıl yapabiliyoruz? Çocukluktan çıkmış sağlıklı bireyler, aile hekimleri ve sağlık kuruluşlarına gidip, Biz Organlarımızı bağışlamak istiyoruz diyebilirler. Organ bağışında bulunanlara, bir bağış kartı veriliyor. Kişinin bu kartı yanında taşıması lazımdır".

Güngör Avcıoğlu: "Müdüre Hanım, bağışta bulunan bireylerin organları hangi aşamada alınabiliyor?"

Bediha Türkyılmaz: "kişinin beyin ölümü gerçekleştiğinde, organların alınması mümkün oluyor. Evde veya hastanede yoğun bakımın dışındaki servislerde gerçekleşen ölümlerde, o kişi organlarını bağışlamış olsa bile, organlar alınıp bir başka hastaya takılamıyor. Beyin ölümü demek, hastanın tıbben ölmesi demektir. Bu durum bir koma hali değildir. Beyin ölümü gerçekleşmiş bir hastanın geri dönmesi, kesinlikle mümkün olmaz. Bir kişiye beyin ölümü tanısı konmuşsa, bu şu demektir: Hasta ölmüş, ancak cihazlarla organların kanlanması devam ettiriliyor demektir. Tabi bu durumun, ortalama kırk sekiz saatle, yetmiş iki saatlik bir süresi vardır. Bu sürede organlar alındı alındı, bağışlandı bağışlandı. Eğer o sürede organlar alınmadıysa, hasta cihazlara bağlı şekilde yaşatılmaya çalışılmıyorsa, iş işten geçti demektir. Ancak korneanın durumu diğer organlardan farklıdır. Kornea ölüm gerçekleştikten 24 saat sonrada alınabiliyor".

Güngör Avcıoğlu: "Sayın Türkyılmaz, bir hastaya beyin ölümü tanısını kimler verir? bu tanı organların alınması için yeterli midir?"

Bediha Türkyılmaz: "Bir hastaya beyin ölümü tanısı, yoğun bakım doktoru ve nöroloji uzmanı, bazen de yoğun bakım doktoru ve beyin cerrahı tarafından konulur. İki doktor tarafından verilen beyin ölümü tanısı, hastanın organlarının alınması için tek başına yeterli değildir. Ayrıca hastanın birinci derece yakınlarının da onayı gerekmektedir. Çünkü mevcut mevzuat, bu onayı şart koşmaktadır".

Güngör Avcıoğlu: "Efendim, söylediklerinizden Organ Bağışında bulunurken, form doldurulmasının tek başına yeterli olmadığı, birde vasiyette bulunulmasının gerektiği sonucuna vardım."

Bediha Türkyılmaz: "Çok haklısınız Güngör Bey... Organ bağışında bulunanların mutlaka vasiyet bırakmaları gerekiyor. Vasiyette, ben toprak olacağıma, bir bebeği yaşama döndüreceğim; ben toprak olacağıma yatakta kıvranan bir karaciğer, bir kalp hastasına hayat vereceğim; ben korneamı bağışlayarak, bir görme engelliye ışık olacağım denilmelidir. Tabii bu işin radikal çözümüdür. Eğer vasiyet bırakılamamışsa, aile bireylerine, ben Organlarımı bağışladım denilmelidir. Hatta onlara Organ Bağışının öneminden bahsederek, onlarında organlarını bağışlamaları sağlanabilir".

Güngör Avcıoğlu: "Galiba ölürken bırakılacak en güzel miras Organ Bağışı"...

Bediha Türkyılmaz: "Sağlık Bakanlığı'nın geçen sene Organ Bağışıyla alakalı düzenlenen bir toplantısında, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet görmez, Organ Bağışı candan cana verilen en büyük sadakadır dedi. Ayrıca, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun Organ Bağışının caiz olduğuna dair bir fetvası var. Güngör Bey, günümüzde kişiler Organ Bağışı konusunda çeşitli kaygılar taşıyorlar. Bu tereddütlerin en başında da dini kaygılar geliyor. İnsanlarımız, acaba Allah'ın verdiği bu organları benim bir başka kişiye verme yetkim var mı yok mu diye tereddüte düşüyorlar. Geçen yıl, Biz İl Sağlık Müdürlüğü olarak bu tereddütleri giderme adına Müftülükle işbirliği yaptık. Hakikaten o işbirliğinden çok olumlu sonuçlar aldık. Bu senede insanları Organ Bağışı konusunda bilgilendirmek için, Milli Eğitim Ve Muhtarlarla elele veriyoruz. Bu işbirliğinden tek beklentimiz, Organ Bağışı kampanyasını Toplumun her kesimiyle birlikte yürütmektir.

Güngör Avcıoğlu: "Efendim, konu yürütülen çalışmalardan açılmışken, bu yılki Organ Bağışı Haftasında düzenleyeceğiniz etkinliklerden kısaca bahsedebilir misiniz?"

Bediha Türkyılmaz: " Güngör Bey Bizim İzmir İl Sağlık Müdürlüğü olarak, Organ Bağışı Haftasına yönelik yoğun bir hazırlığımız var. Bu hazırlıklardan birkaç tanesinin ana başlıklarını sizlere söyleyeyim. Bizim bir bisiklet gurubumuz var. On kişilik bu çekirdek gurup Organ Bağışı Haftasınca, sokaklarda bisikletleriyle dolaşıp, insanlara Organ Bağışını anlatacaklar. Ayrıca Volkswagen Sevenler İzmir Gurubu Organ Bağışı Haftasında yapacağımız çalışmalara, kendi çaplarında katkı sunacaklar. Bir de, bu haftada insanları Organ Bağışına özendiren tiyatro oyunları ve konserler düzenleyeceğiz.

Güngör Avcıoğlu: "Sayın Türkyılmaz, bizleri Organ Bağışı konusunda bilgilendirdiğiniz için, Size Okurlarımız adına teşekkür ediyorum".