'Ordu göreve!'
Biz bu slogana Cumhuriyet mitinglerinden aşinayız. Gezi Parkı olaylarında atılmamış olması, sloganın kalplerden de silinmiş olduğunu göstermez.
Sadece konjonktörel nedenlerle bu sloganın atılmasının bazılarınca "zamansız" olduğu düşünülmüş olabilir. Ama "Ordu göreve" sloganı, şimdilerde Mısır, Libya ve Tunus'ta sokak tekerlemesi.
***
İslam ülkelerinde, demokrasiye, laikliğe, seçimlere ayak uydurmuş, yerel yönetimlerde başarılı bir İslamcı yapı iktidara gelirse, Batı acayip irrite oluyor.
Hele o İslamcı iktidar, ülkenin kaynaklarının kullanımında 'yerli' bir duruş sergiliyor, dışa bağımlılığı ve işbirlikçiliği değil de halkını önceliyorsa, Batı için yandı gülüm keten helva.
Müslümanları iktidardan indirmek için askeri darbe başta olmak üzere her yol Batı için meşrulaşıyor.
Bu yüzden Avrupa'nın eski doğu bloğu ülkelerine dahi layık gördükleri demokrasiyi, Müslüman'a layık görmüyorlar.
Müslüman'ın önünü açacak bir demokrasi hiçbir zaman işine gelmedi batılı dostlarımızın(!)
Dolayısıyla şiddete bulaşmayan, ısrarla sistemi içeriden dönüştürmeyi hedefleyen İslami oluşumları kendi ülkelerinde iktidarda tutmuyorlar.
***
İhvan, yani Müslüman Kardeşler, yıllarca Mısır hapishanelerinde 'ülkenin gerçek sahibi olan Mısır Ordusu'nun işkencelerine maruz kaldı. Ama silaha sarılmadı, yer altına inmedi.
Bir sene öncenin Tahrir 'devrimcileri', bir ay önce yine aynı meydanda "Ordu göreve" pankartı taşıdı.
Muhammed Mursi, iktidarda bir senesini bile dolduramadan 3 Temmuz 2013'te ABD'nin sadık Sisi'si tarafından darbelendi. Önceki Cuma, Sisi'nin baltacıları, 200 Mısırlıyı katletti, binlercesini yaraladı.
Darbenin ilk günü, "Mısır'da darbeyi destekleyen Batı, umarız Mısır'dan bir Cezayir veya Suriye çıkarmaz" demiştik. Ne yazı ki gidişat o yöne doğru.
***
Maalesef "bildik" yöntemler sadece Mısır'da sahnelenmiyor. Arap uyanışının başladığı Tunus'ta ve Libya'da önceki gün iki önemli suikast olayı yaşandı.
Libya'da, Kaddafi'ye de karşı olan ve son dönemlerde Müslüman Kardeşleri eleştiren insan hakları eylemcisi Abdüsselam Mismari, cuma namazı çıkışında sniper ateşi sonucu kalbinden vurularak öldürüldü. Suikast sonrası kalabalıklar "Ordu göreve" sloganları attı.
***
Tunus'ta da, iktidar partisi El Nahda karşıtı Halk Cephesi Koalisyonu liderlerinden Muhammed Brahmi, evinin önünde suikasta kurban gitti. Yıllardır demokrasi ve İslam tezini savunan, dünyanın en mutedil ve makul isimlerinden Nahda lideri Raşid Gannuşi'yi hedefe koymaktan bile haya duymuyorlar. Tunus sokaklarında da "Ordu göreve" sloganları atılıyor günlerdir.
***
Ne kadar aşinayız bu eylemlere. Geçmişte bizde de hep laik aydınlar katledilir ve ardından İslamcılar olağan şüpheli ilan edilirdi.
Kürtajdan, hamileden, şaraptan biradan bahaneler bulup, Müslüman bir aydının bir sözünden cemaat düşmanlığı, Tayyip düşmanlığı, din düşmanlığı üretmek onlar için zor değil.
***
Bu noktada bizde de düğmeye bastıklarını söylemek bile gereksiz. Bir ay boyunca sessiz sinema gibi "Ordu göreve" oyunu izlettirdiler.
Geziden aylar önce, "Ankara'da içirmiyorlar", "Metro'da öpüştürmüyorlar", "Kürtaj yaptırmıyorlar", "Üç çocuk yaptırıyorlar","alkolü yasaklıyorlar", "emek sinemasını yıkıyorlar" bahaneleri ile sokaklara dökülmüşlerdi. Şimdi de "Gerin hamile" başlığıyla oyun tekrar sahnede ve bu oyunun daha birçok varyasyonunu izleyeceğiz gibi.
***
Gezi eylemleri başladığında ABD'de, New York Times ve Washington Post gazetelerine tam sayfa Türkiye karşıtı ilan verilmişti. Şimdi de Kraliyet lejyonerleri, İngiliz The Times gazetesine, yine Türkiye karşıtı ilan verdi.
"Gerin hamile" diyen "Derin abiler" kolay vazgeçmeyecek. Diren Türkiye!